MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç türünün “özel belgede sahtecilik “ suçlunun yerine “sağlık mesleği mensuplarının gerçeğe aykırı belge düzenlemesi ve resmi belgede sahtecilik suçunun gösterilmesi” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata kabul edilmiştir.
Sanıklardan ...’in katılan ... ile anlaşması olan Hizmetleri Fizik Tedavi Rehabilitasyon Sağlık Yardımlaşma Ltd. Şti.’nin yetkilisi, sanık ...’ın idari işler müdürü, sanık ...’in sekreter olduğu, hastanede görevli doktorlar tarafından fizik tedavi süreleri yazılarak sevk edilen veya kendiliğinden müracaat eden hastaların ayrıca özel sağlık merkezinde çalışan doktorun muayenesinden sonra, henüz fizik tedavisine başlanılmadan, 14 seans tedavi aldıklarına dair topluca imzalarının attırıldığı, hastalara sevklerine uygun şekilde 14 seanslık fizik tedavi uygulandığı, ancak 60 dakika olması gereken her seans süresinin 60 dakikadan daha az sürelerde uygulandığı halde tedavi süreleri tamam olarak uygulandığını gösteren tedavi kartları esas alınan faturalar düzenledikleri, bu şekilde 5.127,64 TL kamu zararına sebebiyet vererek, nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddia edilen olayda;
1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların savunmalarında, atılı suçu işlemediklerini belirttiği, tanık olarak dinlenen özel sağlık merkezinde fizik tedavi hizmeti alan hastaların, tamamının Hizmetleri Fizik Tedavi Rehabilitasyon Sağlık Yardımlaşma Ltd. Şti’ne giderek, tedavi olduklarını, seanslara katıldıklarını, imzaların bazen tedavi sonrası bazen toplu attıklarını, bir kısmının seans dakikalarını hatırlamadığını, bir kısmının ise her seansta belirlenen 60 dakikayı doldurduklarını beyan ettiği, dosya kapsamına göre; sanık


savunmaları ve tanıkların anlatımlarının aksine sanıkların üzerilerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter derecede her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin elde edilemediğinin anlaşılması karşısında; sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin sabit görülmediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin sabit görülmediği gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemlerin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Özel belgede sahtecilik suçundan sanıkların beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıkların sorgularının yapıldığı 18.02.2010 tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.