Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/20620
Karar No: 2021/707
Karar Tarihi: 20.01.2021

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/20620 Esas 2021/707 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2020/20620 E.  ,  2021/707 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul 87.Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 09/11/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
    1-Şüpheli ... hakkında, 27/08/2013 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 04/12/2013 tarihli, 2013/166025 soruşturma, 2013/61644 esas ve 2013/30230 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-2 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul 34. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2-İstanbul 34.Sulh Ceza Mahkemesinin 26/06/2014 tarihli ve 2013/952 esas, 2014/628 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 07/07/2014 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve infazı için İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    3-İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 04/08/2014 tarihli ve 2014/9970 DS sayılı çağrı yazısının 15/08/2014 tarihinde MERNİS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri değerlendirme Komisyonunun 01/09/2014 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 03/09/2014 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    4-İstanbul 34. Sulh Ceza Mahkemesinin kapatılması nedeniyle dosyanın devredildiği İstanbul 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/883 esasına kaydedilerek İstanbul 87.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın gerekçesinde 6545 sayılı Kanun’un 85. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği yazıldığı halde hüküm fıkrasında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5-6 maddeleri uyarınca verildiğinin belirtildiği, kararın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu 21/2.maddesine göre 06/05/2015 tarihinde tebliğ edilerek 14/05/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
    5-Sanığın denetim süresi içerisinde 25/06/2018 tarihinde işlediği tehdit ve hakaret suçu nedeniyle Tatvan 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 09/05/2019 tarihli ve 2019/235 esas, 2019/688 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümlesi ve 62, aynı Kanun’un 125/1 ve 62. maddeleri uyarınca doğrudan adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verildiği,
    6- İhbar üzerine, İstanbul 87. Asliye Ceza Mahkemesinin kapatılması nedeniyle dosyanın devredildiği İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/421 esas, 2019/547 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 22/11/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair İstanbul (Kapatılan) 34. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/06/2014 tarihli ve 2013/952 esas, 2014/628 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymadığı gerekçesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1. ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen 10 ay hapis cezasının açıklanmasına ilişkin İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/421 esas, 2019/547 sayılı kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması dair kararın kanun yararına bozma yoluyla bozulması hâlinde hukuken yok hükmünde olacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
    Anılan Mahkemece verilen kararın hüküm fıkrasında, verilen cezanın tür ve miktarı, sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum olmaması, sanığın kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmesi ve sanığın üzerine atılı bulunan suçun niteliği ve somut olayın içeriğine göre suçtan doğan somut ve belirlenebilir maddi bir zarar bulunmaması dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği belirtilmesine karşın; hükmün gerekçe kısmında, bu kez suç tarihinden sonra yürülüğe giren 6545 sayılı yasa ile Türk Ceza Kanununun 191, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 231. ve 5320 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki kanunlarda değişiklik yapılması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2. maddesi gereğince sanık hakkında uygulanacak lehe kanunun belirlenmesi amacıyla yapılan karşılaştırmalı değerlendirme sonucunda; 6545 sayılı Kanun"un 85. maddesiyle 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7/2. maddesinde ve 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesiyle Türk Ceza Kanununun 191/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının öngörüldüğü, söz konusu yasanın usul hükmü niteliği yanında sanığın durumunu maddi hukuk yönünden de etkileyen karma bir nitelikte bulunduğu, bu durumda sanığa herhangi bir yükümlülük getirmeyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık hakkında yükümlülük getiren denetimli serbestlik tedbirine göre sanığın lehine olduğu, buna göre suç tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı yasa ile değişik Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/8 ve 6545 sayılı Kanun"un 85. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği belirtilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmasında isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ...’nun, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, İstanbul (Kapatılan) 34. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/06/2014 tarihli ve 2013/952 esas, 2014/628 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymadığı gerekçesiyle İstanbul 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1. ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamına göre, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen 10 ay hapis cezasının açıklanmasına ilişkin İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/421 esas, 2019/547 sayılı kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kanun yararına bozma yoluyla bozulması hâlinde hukuken yok hükmünde olacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
    1-)7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısı tebligatının öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda, şüphelinin doğrudan MERNİS adresine çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu, bu nedenle hukuki sonuç doğurmayacağı, anlaşıldığından, mahkemece durma kararı verilerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğu gibi,
    2-)İstanbul 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararının hüküm fıkrasında; “verilen cezanın tür ve miktarı, sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı mahkûm olmaması, sanığın kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmesi ve sanığın üzerine atılı bulunan suçun niteliği ve somut olayın içeriğine göre suçtan doğan somut ve belirlenebilir maddi bir zarar bulunmaması dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği” belirtilmesine karşın; hükmün gerekçe kısmında; bu kez “suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı yasa ile Türk Ceza Kanununun 191, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 231. ve 5320 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki kanunlarda değişiklik yapılması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2. maddesi gereğince sanık hakkında uygulanacak lehe kanunun belirlenmesi amacıyla yapılan karşılaştırmalı değerlendirme sonucunda; 6545 sayılı Kanunun 85. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesinde ve 6545 sayılı Kanunun 68. maddesiyle Türk Ceza Kanununun 191/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının öngörüldüğü, söz konusu yasanın usul hükmü niteliği yanında sanığın durumunu maddi hukuk yönünden de etkileyen karma bir nitelikte bulunduğu, bu durumda sanığa herhangi bir yükümlülük getirmeyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık hakkında yükümlülük getiren denetimli serbestlik tedbirine göre sanığın lehine olduğu, buna göre suç tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı yasa ile değişik Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/8 ve 6545 sayılı Kanun"un 85. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği” belirtilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması da kanuna aykırıdır.
    Kaldı ki;
    6545 sayılı Kanunun 85. maddesiyle 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7/2. maddesinde yer alan;
    (1)Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında hâlen denetimli serbestlik veya tedavi kararı uygulananlar bakımından Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesi hükümleri çerçevesinde bu tedbirlerin uygulanmasına devam olunur.
    (2)Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
    (3)Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi kararı verilmiş olup da bu yükümlülükleri ihlal eden kişilerin yargılanmasına devam olunur.
    Şeklindeki düzenleme karşısında; sanık hakkında bu suç nedeniyle daha önce İstanbul (Kapatılan) 34. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/06/2014 tarihli ve 2013/952 esas, 2014/628 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına karar verildiği anlaşıldığından geçici 7.maddenin 2.fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği, geçici 7.maddenin 3.fıkrasına göre işlem yapılması gerektiği,
    Ancak;
    3-)Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul (Kapatılan) 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararının sanığın yokluğunda verildiği, gerekçeli kararın sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, MERNİS adresinde 06/05/2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesi uyarınca tebliğ edildiği, doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle, kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmediği,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/1.maddesinde yer alan; “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı,o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir” şeklindeki düzenleme karşısında; kanun yararına bozma istemine konu kararın usulüne uygun şekilde kesinleşmediği anlaşıldığından, kararın tebliği ile usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesinden sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, bu nedenle kanun yararına bozma isteminin bu aşamada reddine karar vermek gerekmiştir.
    D-)Karar:
    Yukarıda (3) numaralı bentte açıklanan nedenle, İstanbul (Kapatılan) 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararının, sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleştirilmesinden sonra kanun yararına bozma incelemesi yapılabileceğinden, İstanbul (Kapatılan) 87. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarihli ve 2014/883 esas, 2015/253 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin bu aşamada REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 20/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi