Esas No: 2015/972
Karar No: 2017/112
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/972 Esas 2017/112 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 27.09.2013
Sayısı : 249-331
Kasten öldürme suçundan sanık ..."in 5237 sayılı TCK"nun 37/1. maddesi delaletiyle 81/1, 62, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.09.2013 gün ve 249-331 sayılı resen temyize tabi hükmün, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 25.05.2015 gün ve 6371-3328 sayı ile onanmasına oyçokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyeleri D. Kahveci ve C. Topaktaş ise; "Sanık ..."nin elindeki tüfekle ateş ederek maktulü öldürdüğü olayda, elindeki tüfekle olay yerine gelen ancak bu tüfeği ile hiç kimseye ateş etmeyen sanık ..."nun eyleminin, fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulamaması ve sanık ..."nun hareketinin suçun işlenmesi açısından zorunluluk arz etmemesi nedeniyle, TCK"nun 39/2-c maddesi kapsamında yardım etme niteliğinde olduğunu düşündüğümüzden, sayın çoğunluğun sanık ..."nun eylemini TCK"nun 37. maddesi kapsamında değerlendiren görüşüne katılmadığımız için çoğunluk görüşüne muhalifiz" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 14.07.2015 gün ve 392453 sayı ile;
"...Sanık ... savunmasında; "..."i telefonla aradım kendisine ulaşamadım, cevap vermedi, bir süre sonra beni aradı, "hayırdır niye aradın bu vakitte" diye sordu, ben de kendisine "beni buradan götür, katılan ... ve çocukları geliyorlar" dedim, bir süre sonra ağabeyim ...."nun kamyonu ile geldiğini gördüm, kamyonun ışığı görülünce el fenerleri söndü, .... ve yeğenim .... beraber geldiler, bana "arabaya bin eve gidiyoruz" dediler, yeğenim .... arabadan inmişti, ağabeyim de arabayı çevirmeye çalışıyordu, .... kamyonla ilerledi, ben de kendi arabamla dönecektim. ....."e orada kalmasını söyledim, biz de arabamıza bindik, .... da yanımdaydı, katılan ..."nın evine varınca ...."nun kullandığı kamyonun durduğunu gördüm, ben de evin önüne yanaştığım sırada ağabeyim .... ile katılan ..."nın yaka yakaya ellerinde silah olduğunu gördüm, katılan ..."nın elinde tüfek vardı, ...."da silah yoktu, ben de arabanın arkasında olan otomatik av tüfeğini aldım ve olay yerine gittim, gittiğimde katılan ... silahı ...."ya çevirmeye çalışıyordu. .... da engellemeye çalışıyordu, bu sırada ...."ın elinde bıçak olduğunu gördüm, evden çıktı geldi, olay zaten kapının önünde oldu, ...."ın ...."ya bıçakla vurmaya çalıştığını gördüm ve bıçağı sapladığını hissettim, .... bu sırada katılan ..."ya yalvarıyor ve "konuşalım" diyordu, katılan ... bizi burada görmek istemediğini söyleyip hakaret ediyordu, bu şartlar altında elimde silah olduğu halde müdahale edemedim, silahı bırakıp ayırmak istedim, onu da yapamadım, bu sırada ..."nın çifte ile babası...."nın arkasına geldiğini gördüm. O esnada buradan kurtulamayacağımızı düşündüm, silahın namlusunu yere doğru uzattım, "bizi bırakın evimize dönelim" dedim, silahın namlusunu.... eli ile tuttu silah önce abim ...."ya çarptı, evin içine doğru hep birlikte yöneldik, ben silahımı tekrar kurtarmak için asılınca silah patladı, .... benim sağ tarafıma yarım metre mesafede, önde yan taraftaydı, ...."ın elinde bıçak vardı, tüfek büyük bir gürültüyle patladı" demiştir.
Sanık ... savunmasında; "...."nin de duyacağı şekilde "yürüyün köye gidiyoruz" diye seslendim, tırı evin yanından tekrar geri çevirdim, ben tek başıma tırla ilerlemeye başladım, .... indiğinde elinde silah görmedim, ...."ye silah verdiğini de görmedim, zaten kamyonla dönüp hemen hareket ettim, hızlı bir şekilde köye doğru gidiyordum, katılan ..."nın evinin oradan geçerken herhangi bir husumetim olmadığı için bir olayda olmaması sebebi ile durup konuşmak istedim, kendim durdum, aracımdan indim, kapıyı çaldım, kapıyı çaldıktan sonra bir adım geri çekildim, kapıyı .... ve katılan ... beraber açtılar, katılan ..."nın elinde tek kırma av tüfeği vardı, ...."ın elinde o sırada bir şey yoktu, bu sırada .... yüzüme doğru yumruk atmaya çalıştı, aramızda tuttuğum silahın namlusu vardı ve kendimi korudum, katılan ... bana hâlâ ana avrat küfrediyordu, bu sırada arkamdan sesler duymaya başladım, kardeşim .... ile oğlum ...."ın sesleri geliyordu, katılan ... beni çekerek kapının önüne kadar geldi, tüfeği bırakmıyordum, çünkü bana çevirmesini engellemeye çalışıyordum, arkama da dönüp bakamıyordum, ben katılan ... ile ...."a doğru bakıyordum, ...."nin geldiğini gören katılan ..., ...."a "vur öldür" diye bağırmaya başladı ve ayrıca bize de "ben sizi burada gördükçe her gün ölüyorum" diyordu, bu sözlerden sonra ...."ın geri çekilip sola doğru uzandığını gördüm, ...."ın alt taraftan yaklaşık iki sefer karın boşluğuma gelecek şekilde elini salladığını gördüm, elinde ne olduğunu birinci seferde göremedim, ikinci seferde namludaki elimi bırakıp ...."ın eline doğru uzattım ve bileğinden çekince elinde metal bir şey parladı, ne olduğunu bilmiyorum, bıçak mı, yoksa başka bir şey mi fark edemedim, metal bir cisimdi, kalça seviyemin altında arkamdan bir namlu belirdiğini gördüm, ben hâlâ katılan ..."yı olayı konuşarak çözelim diye ikna etmeye çalışıyordum, namlu uzanınca .... bir adım geriye ve yarım adım da sola doğru kayarak benim arkamdan uzanan silahın hedefinden çıktı, bu sırada katılan ... sol elini silahtan bıraktı, uzanan namluya elini uzatıp silahı tutup çekti, silahı çekmesiyle benim mekanizmasını tuttuğum katılan ..."nın elindeki silah ve arkamdan uzanan ve katılan ..."nın namlusunu tuttuğu silah aynı anda patladı, arkamdan uzanan silah karşı duvara doğru atış pozisyonundaydı....."nın elindeki silah da hem ...."a doğru hem de ...."ın soluna doğru yönelmişti, bu pozisyonda silahlar patladı" demiştir.
Mahkemenin de kabulünde belirttiği gibi; sanıklardan ...."nun kullandığı tır ile hemen arkasından sanıklar ...., suça sürüklenen çocuk ... ve sanık ..."in ...."nin aracı ile katılan mağdur ..."nın tarla evine geldikleri, burada çıkan tartışma neticesinde maktul ..."ın kapıya gelen ve ellerinde tüfek bulunan sanıklar .... ve ...."nun katılan mağdur ... ile tartıştıkları sırada içeriden bıçak aldığı, sanıklardan ...."nin elinde bulunan tüfeğin ateşlenmesi sonucu maktul ..."ın hayatını kaybettiği, sanıklar .... ve ...."nun evlerine dönmek için ayrı araçlarla hareket ettikleri, ..."nun tarla evine uğramayı kararlaştırmadıkları, ...."nun evin önünden geçerken ani bir kararla aracından inerek...."nın evinin kapısını çaldığı, olay nedeniyle tartışırken diğer araçta bulunan ..., ... ve ..."ın araçtan inerek yanlarına geldiği, tartışmalara katılmadıkları, ..."nun bıçakla içerden çıkarak ...."ya yönelmesi üzerine ani hareketle ...."nin tüfekle ateş ettiği anlaşılmıştır.
Sanık ... ile sanık ... arasında ..."nun evine gidilmesi, kendisinden hesap sorulması konusunda bir konuşma olmamıştır. Evin önünden geçerken ...."nun durması kapıyı çalması sonucunda ... ve çocukları .... ile .... dışarı çıkmış, tartışma başlamış, başka araçta bulunan .... araçtan inerek olay yerine gelmiştir. Maktulün öldürülmesi konusunda birlikte suç işleme kararının bulunduğunu gösterir herhangi bir delil dosya içerisinde bulunmamaktadır. Tartışma sırasında ...."ın evden bıçak alarak dışarı çıkması üzerine ...."nun arkasında bulunan .... tarafından aniden tüfekle ateş edilmesi sonucunda ... ölmüştür. Sanık ..."nun fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurduğunu gösterir herhangi bir davranışının olmaması karşısında, sanığın kasten öldürme suçuna iştirakinin 5237 sayılı TCK"nun 37/1. maddesi kapsamında müşterek faillik olarak kabulü mümkün değildir. Buna karşın, kasten öldürme suçunu gerçekleştiren sanık ..."nin eylemine taraftar olmadığını gösterecek şekilde engelleyici bir söz söylemediği ve bu yönde davranışta bulunmadığı gibi, aksine olayın başından itibaren sanık ..."nin yanında yer alması ve aracı ile önce evin önüne gelerek kapıyı çalması sonucunda ölenin dışarı çıkması, ölenin babası ile tartışması sonucunda ölüm olayının gerçekleşmesi şeklindeki eylemleri göz önünde bulundurulduğunda, kasten öldürme suçunun işlenmesinden önce ve işlenmesi sırasında suçun icrasını kolaylaştırmak suretiyle sanık ..."ye yardım ettiğinden sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nun 39/2-c maddesi uygulanması gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 16.09.2015 gün, 4209-4576 sayı ve oyçokluğuyla, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."na yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten açılan kamu davalarının tefrikine, sanık ... hakkında suç üstlenme suçundan suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiş, sanık ... hakkında mala zarar verme ve tehdit suçlarından kurulan beraat hükümleri temyiz edilmeksizin, sanık ... hakkında kasten öldürme suçuna ve kasten öldürme suçuna teşebbüse yardımdan kurulan beraat hükümleri, Özel Dairece temyiz isteminin reddine karar verilmesi nedeniyle, sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sanık ... hakkında kasten öldürme suçuna ve kasten öldürme suçuna teşebbüse yardımdan kurulan beraat hükümleri ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...’nun kasten öldürme suçuna iştirakinin TCK’nun 37. maddesi kapsamında “müşterek faillik” mi, yoksa TCK’nun 39. maddesi kapsamında “yardım eden” niteliğinde mi olduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
22.07.2012 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olay yerinin Uzuncayayla köyü yolunun kenarında ve yola 11 metre mesafede bulunan katılan ...’ya ait, tek katlı, duvarları briket örme, kiremit çatılı, tek giriş kapısı olan, iki odalı, bir odası malzeme deposu, bir odası da barınma amaçlı olarak kullanılan tarla evi olduğu, evin giriş kısmındaki beton zemin üzerinde maktul ...’ın cesedinin sırt üstü yatar vaziyette, elbiseleri kanlı bir şekilde bulunduğu, zemin üzerinde etrafa dağılmış kan lekelerinin olduğu, giriş kapısının doğusunda, kapıya 1,1 metre mesafede 1 adet av tüfeği kartuşu olduğu, barınma amaçlı olarak kullanılan odadaki çekyatın üzerinde 1 adet Sarsılmaz marka av tüfeğinin, çekyatın üst kısmında ise duvara asılmış, içinde 28 adet 12 kalibre av tüfeği fişeği bulunan deri fişekliğin olduğu, evin güney kısmında, 11-12 metre mesafede, yerde bir araca ait kırılmış cam parçaları olduğu, yine yerde yatan maktulün sırt kısmı ile beton zemin arasında 1 adet ekmek bıçağının bulunduğu bilgilerine yer verildiği,
22.07.2012 tarihli muhafaza altına alma tutanağına göre; olayla ilgili olarak sanık ... tarafından 1 adet Sarsılmaz marka av tüfeğinin jandarma görevlilerine teslim edildiği,
22.07.2012 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağına göre; sol pektoral bölge üst iç kadranda 3,5x2,5 cm boyutlarında, oval biçimde, av tüfeği saçma taneleri toplu giriş yarası olduğu, ateşli silah yarasının altına uyan bölgede sol 1., 2. ve 3. kostaların ön arkuslarının kırılmış olduğu, saçma tanelerinin sol akciğer üst lobu ile sağ akciğer üst lobunu katederek arka kısımda torakal 2., 3. ve 4. vertebra korpuslarına saplanarak burada kırık hatları oluşturduğu, cesetten 1 adet plastik tapa ile 4 adet saçma tanesi çıkarıldığı, mevcut özellikleri itibarıyla atışın yakın mesafeden yapılmış olduğu ve kişinin ölümünün ateşli silah saçma taneleri yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar yırtılmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği,
Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 14.08.2012 tarihli uzmanlık raporuna göre; maktule ait gömleğin sol göğüs kısmında tespit edilen delinme bölgesi etrafındaki atış artıklarının dağılım ve yoğunluğu itibarıyla, yapılan atışın "uzağa yakın atış" olduğu, aynı birim tarafından düzenlenen 07.08.2012 tarihli uzmanlık raporunda ise; olay yerinden elde edilen av fişeği kartuşunun sanık ..."den elde edilen silahtan atıldığının bildirildiği,
Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesince 13.06.2008 gün ve 607-405 sayı ile; katılan ... tarafından sanık ... aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasında, tarafların sulama kuyuları arasında 328 metre mesafe bulunduğu, kuyular arasındaki mesafe, bölgedeki hidrojeolojik şartlar ve genel kuraklık nedeniyle kuyuların her ikisinin birlikte çalışması halinde birbirlerini etkileyecekleri belirtilerek, karar tarihinden itibaren davacı ..."dan başlamak sureti ile tarafların birer haftalık sürelerle dönüşümlü olarak sulama yapmalarına karar verildiği,
Katılan ... hakkında Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 12.12.2012 tarihli adli rapora göre; sol elde metakarp kırığı ve tendon lezyonlarına neden olan ateşli silah yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye düşürmediği, yaralanmanın kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta (3) derecede etkileyecek nitelikte olduğu,
Keşif sonucu düzenlenen 14.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda; katılan ..."ya ait tarla evi ile sanık ..."ye ait tarla evi arasındaki mesafenin 328 metre olduğu, muhtar .... Polat"ın evinin ise 3,9 km mesafede olduğu belirtilerek, maktulün vücudundaki 1 adet av tüfeği saçma giriş yarasının 15 cm ile 1 metre arası mesafeden yapılan yakın atış sonucu gerçekleştiği yönünde görüş bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... 22.07.2012 tarihinde kollukta; olay tarihinde sulama sırasının kendisine geldiğini, kendi kuyusunu çalıştırdığında sanık ..."nin kuyusunu kapatmadığını anladığını, bunun üzerine pikapla sanık ..."nin tarla evine giderek kornaya bastığını, dışarıya çıkan sanığa sulamayı neden durdurmadığını sorduğunu, sanık ..."nin sulamayı durdurmayacağını, istediği yere şikâyet edebileceğini söylemesi üzerine olayın büyümemesi için köy muhtarının yanına giderek durumu anlattığını, muhtarın kendisine sabah gelmesini söylemesi üzerine yanındaki işçisi ....."la birlikte kendi tarla evlerine geldiğini, yatakları serip yattıkları sırada kapının çaldığını, oğlu ...."nın "baba sen dur, ben açarım kapıyı" dediğini, kendisinin ise "sen dur, ben açarım kapıyı, kapıyı çalan adam mı öldürür" diyerek evde bulunan av tüfeğini de eline alıp kapıyı açtığını, kapıda sanık ...’nun, arkasında sanık ..."nin, ....’nin arkasında da ....."in olduğunu, .... ve ...."nin ellerinde otomatik av tüfekleri bulunduğunu, sanık ..."nun kendisine "sen bizimle niye uğraşıyorsun" dediğini, kendisinin ise "ben hakkımı arıyorum, mahkeme kararı var" şeklinde cevap verdiğini, bu sırada sanık ...’nun sağ koltuk altından, sanık ...’nin elindeki av tüfeğinin namlusunu kendilerine doğrulttuğunu fark ettiğini, “ne yapıyorsun” diyerek elini namluya uzattığı esnada sanık ...’nin tüfekle ateş etmesi sonucu sol elinden yaralandığını, arkasında bulunan oğlu maktul ..."ın da sol göğsünden vurulup yere düştüğünü, o sırada diğer oğlu ...."nın "ağabeyim öldü" diye bağırarak evde bulunan tek kırma av tüfeğini alıp kaçmaya çalışan sanık ..."in kullandığı tıra bir el ateş ettiğini,
Farklı olarak, 22.07.2012 tarihli, saat 13.58"de düzenlenen yer gösterme tutanağında; kapıyı açtığı sırada sanık ..."nun döşüne vurduğunu, kendisine "oğlum terbiyesizlik yapma, ben sizin hakkınıza riayet ediyorum" dediğinde sanık ..."nun "sizi burada yakacağım, yıkacağım" dediğini, savcılıkta; kapıyı açtığında sanık ...’nun elindeki otomatik av tüfeğinin namlusuyla göğsüne vurduğunu, namluyu tutup eliyle itmesi üzerine bu kez de sanık ...’nun tüfeğin dipçiğiyle karnına vurduğunu, 07.12.2012 tarihli oturumda; sanık ..."nun diğer sanık ..."ye oğlu maktul ..."ı kastederek "vur Sarıyı" demesi üzerine ...."nin ateş ettiğini, 24.12.2012 tarihli talimat ifadesinde ise; kapıyı açar açmaz sanık ...’nun elindeki tüfeği göğsüne dayadığını, bu sırada arkada bulunan ....’nin elindeki tüfeğin patladığını, sanık ...’nun ise ....’ye “ateş et” diye bağırdığını,
Tanık ..... Ishbayev kollukta; katılan ...’nın tarlasında çalıştığını, sulama sırası katılan ...’ya geçmesine rağmen sanık ..."nin sulamayı durdurmadığını, bunun üzerine katılan ... ile birlikte sanık ...’nin tarlasına gidip suyu neden kapatmadıklarını sorduklarını, sanık ...’nin “eve gel, evden bağır, yoldan bağırma” diye söylendiğini, daha sonra muhtarın yanına gittiklerini, muhtarın ertesi gün görüşmeye gidebileceğini söylemesi üzerine kendilerinin tarla evlerine gelip yattıklarını, bir müddet sonra ana yoldan beyaz bir tırın hızlı bir şekilde İnsuyu kasabası yönüne doğru geçtiğini, yaklaşık 15 dakika sonra aynı tır ile bir otomobilin evlerinin önünde durduğunu, daha sonra gelen şahısların tarla evinin demir kapısına vurmaya başladıklarını, “erkeksen dışarı çık da göreyim” diye bağırdıklarını, önde katılan ..., arkasında maktul ...’ın kapının önüne çıktıklarını, kapıyı açar açmaz bir ses geldiğini ve katılan ...’nın sol elinden vurulduğunu, maktul ...’ın da vurularak yere düştüğünü gördüğünü, kendisine de ateş etmemeleri için evin içinde saklandığını, katılan ... ve maktul ...’a ateş edenin sanık ... olduğunu,
Farklı olarak savcılıkta; tarla evinin kapısını çalan kişilerin "... dışarıya çık, seni öldüreceğiz", "niye çıkmıyorsunuz, erkekseniz çıkın" şeklinde sözlerle bağırdıklarını, katılan ..."nın elindeki tüfekle kapıyı açtığını, maktul ..."ın da elindeki bıçakla babasının arkasından kapıya doğru koştuğunu, maktulün "ben dışarıya çıkacağım" dediği sırada sanık ..."nin tüfekle maktule bir el ateş ettiğini, mahkemede; sanık ...’nun elindeki tüfeği....’ya doğru tuttuğunu, katılan ...’nın “ne yapıyorsun” diye bağırdığını, sanık ...’nun ise “patlatacağım” dediğini ancak tüfeğin patlamadığını, sanık ...’nun tüfeği....’ya doğru dürttüğü sırada maktul ...’ın cebinden çıkardığı bir bıçağı eline alıp, ....’nun babasına yaptığı harekete kızdığını ve dışarı çıkacağını söylediğini, sanık ...’nun ....’ın elindeki bıçağı görünce maktulü kastederek, sanık ..."ye “sarıyı vur” dediğini ve sanık ...’nin de elindeki tüfekle ateş ettiğini, ateş edildiği sırada ....’nin tüfeği ile ....’ın arasında 80-90 cm kadar mesafe olduğunu ve o mesafeden ateş edildiğini,
Tanık .... Polat aşamalarda; köy muhtarı olarak görev yaptığını, olay tarihinde saat 01.00 sıralarında katılan ...’nın İnsuyu kasabasındaki evine geldiğini ve Şahin ailesinin sulama sırasına riayet etmediklerini ve tarlalarını sulamaya devam etmeleri nedeniyle kendisinin tarlasını sulayamadığını söylediğini, kendisinin de saatin geç olması nedeniyle ertesi gün görüşmek üzere katılan ...’yı gönderdiğini,
Beyan etmişlerdir.
Maktulün kardeşi inceleme dışı sanık ... 22.07.2012 tarihinde kollukta; babası....’nın muhtarın yanından gelmesinden sonra yatmaya hazırlandıkları sırada evlerinin yanından sanık ...’in beyaz tırının geçtiğini gördüğünü, beş dakika sonra söz konusu tırın, arkasından da bej renkli bir ... marka aracın gelip evlerinin yanında durduğunu, daha sonra evlerinin kapısının çalındığını, kapıyı babası....’nın açtığını, babasının arkasında ağabeyi maktul ...’ın, maktulün arkasında da kendisinin olduğunu, kapı açılınca ilk olarak sanık ...’yu gördüğünü, sanık ..."nun arkasında sanık ...’nin, 4-5 metre geride de .....’in olduğunu, .... ve ....’nin ellerinde birer av tüfeği bulunduğunu, sanık ...’nun babasına “bizi neden şikâyet ediyorsun” dediğini, o anda babasının sanık ...’ye “ulan .... sen ne yapıyorsun” dediğini, sanık ...’nin ise elinde bulunan tüfeği patlattığını, tüfeğin patlamasıyla babasının elinden yaralandığını, ağabeyi ....’ın da anında yere düştüğünü, sanık ...’nin ....’ı vurduğunu, sanıklar .... ve ....’nun oradan hemen kaçtıklarını, babasını elinden yaralanmış, ağabeyini de yerde vurulmuş olarak görünce evlerinde bulunan tek kırma av tüfeğini alarak kaçanların arkasından bir el ateş ettiğini, ....."in kendileri ile hiçbir tartışmaya girmediğini, ileride beklediğini,
22.07.2012 tarihli, saat 14.08"de düzenlenen yer gösterme tutanağında farklı olarak; babası kapıyı açınca sanık ...’nun, elindeki tüfeğin namlusuyla babasının döşüne vurduğunu, savcılıkta; babası kapıyı açtığında sanık ..."nun, elindeki otomatik av tüfeğinin namlusuyla babasının göğsüne doğru vurduğunu, babasının namluyu tutup iteklemesi üzerine tüfeğin dipçiğiyle babasının karnına vurduğunu ve babasına "bizimle ne uğraşıyorsun" dediğini, babasının ise kendileriyle uğraşmadığını, mahkemenin verdiği karara uymaları gerektiğini söylediği sırada birden sanık ...’ye "ulan .... sen ne yapıyorsun" dediğini ve sol elini uzatır uzatmaz sanık ...’nin omzundaki tüfeği babasına doğrultarak bir el ateş ettiğini, bu sırada ağabeyi ...."ın yere yıkıldığını, ...."nin omzundaki tüfeği doğrultup ateş ettiğinde babasını vurmaya çalıştığını, fakat babasının tüfeğin kendisine doğrultulduğunu görünce müdahale etmek için sol elini uzattığı sırada ...."nin ateş etmesi sonucu saçmaların babasının arkasındaki ağabeyi maktul ..."a isabet ettiğini, 07.12.2012 tarihli celsede ise; babasının kapıyı açması üzerine sanık ..."nun elindeki tüfeği “senin bizimle derdin ne” diyerek babasına doğrulttuğunu ve tüfeği babasına doğru dürterek “.... ne bakıyorsun vur” dediğini, bunun üzerine sanık ...’nin elindeki silahı doğrulttuğunu ve ateş ettiğini, ....’ın vurulduğunu,
İnceleme dışı sanık ... 22.07.2012 tarihinde kollukta; sanık ...’nin tarlasında işçi olarak çalıştığını, saat 23.30 sıralarında tarlada bulunan sulama hattına suyu basıp tekrar tarla evine gittiğini, saat 00.30 sıralarında ...’nun tarla evine gelerek “suyu neden kesmediniz” diye bağırıp gittiğini, daha sonra sanık ..."nin korktuğu için kardeşi sanık ..."yu arayıp tarla evine çağırdığını, sanık ...’nin yanına sanıklar .... ve ...."ın tır ile geldiklerini, geldiklerinde ...."ın elinde silah olduğunu ve sanık ..."ye ait otomobile elindeki silah ile bindiğini, önden tır ile giden sanık ..."nun katılan ...’nın evinin önünde durduğunu, arkasından da sanık ..."nin kullandığı otomobil ile gittiğini ve aynı yerde durduğunu, kendisinin olay yerine gitmediğini, olay yerinden 2-3 el silah sesi duyduğunu,
Farklı olarak savcılıkta; ....’ın kamyondan inerek elindeki otomatik av tüfeğini amcası sanık ...’ye verdiğini, 07.12.2012 tarihli duruşmada; katılan ..."nın sanık ...’den kuyuyu kapatmasını istediğinde sanık ...’yi öldürteceğine dair bir şey söylemediğini ancak çocuklarını çağıracağını söylediğini, sanık ...’nin sürekli arabada tüfek taşıdığını bildiğini, sanıklar .... ile .... kamyon ile geldiklerinde ....’ın elinde av tüfeği gördüğünü ancak bunu kamyondan mı getirdiğini, yoksa otomobilden mi aldığını bilmediğini, ....’ın bu tüfeği sanık ...’ye verdiğini, sanık ...’nin de arabasına koyduğunu,
İnceleme dışı sanık ... kollukta; babası sanık ..."nun tırla, kendisinin de amcası sanık ... ile birlikte otomobille evlerine doğru yola çıktıklarını, katılan ..."nın evinin önünden geçerken,....’nın kendilerinin geldiğini gördüğünü ve yolun ortasına geçtiğini, kendilerinin durduğunu,....’nın elinde demire benzeyen bir şey olduğunu, babası olan sanık ..."nun tırdan indiğini ve katılan ... ile tartışmaya başladıklarını, kendisi ve sanık ...’nin de yanlarına gittiğini, o esnada arabada bulunan av tüfeğini de eline aldığını, katılan ...’nın oğlu olan maktule “evden silahı al getir gel” dediğini ve maktulün dışarı çıkarak üzerlerine ateş açmaya başladığını, tıra da ateş ettiğini, kendisinin panikleyip havaya doğru ateş ettiğini,
Farklı olarak savcılıkta; amcası olan sanık ... ile birlikte gittikleri otomobilin arka koltuğunda bir tüfek olduğunu, babasında ve tırda tüfek olmadığını, birlikte yola çıktıklarını, katılan ...’nın evinin önünde babasının tırı durdurduğunu, amcası ....’nin de mecburen durduğunu, önce babasının tırdan, ardından da kendisinin arabadan indiğini, katılan ...’nın elindeki tüfeği göstererek babasına “gel yeğenim gel” dediğini, babasının da katılan ..."ya yaklaştığını, bu sırada kendisinin de babasının arkasında olduğunu, amcasının da elinde av tüfeğiyle kendilerine doğru geldiğini, katılan ...’nın elindeki tüfeğin dipçiğiyle babasına vurduğunu, bu sırada kapının eşiğinde duran katılan ...’nın arkasından maktul ...’ın geldiğini, ....’ın elinde hiçbir şey olmadığını, babası .... ile katılan ...’nın, maktul ... ile de amcası ....’nin birbirlerini iteklediklerini, amcası ....’nin elindeki tüfekle maktul ...’a ateş ettiğini, babası ile amcasının geri çekildiklerini, babasının amcasına kızdığını ve “niye böyle bir şey yaptın” dediğini, 01.02.2013 tarihli oturumda ise; babası olan sanık ... ile katılan ... ve maktul ...’ın kavga ettiklerini, amcası sanık ..."nin de hemen koşup yanlarına gittiğini, katılan ...’nın elinde tüfek olduğunu, babasının katılanın dirseklerinden tuttuğunu, arabadan inerken amcası ....’nin de tüfeği arabadan aldığını, maktulün elinde bıçakla katılan ..."nın yanında kapı önünde olduğunu, babası sanık ... ve amcası sanık ...’nin de katılan ... ve maktulle karşı karşıya olduklarını, ....’nın elinde de tüfek olduğunu, maktul ...’ın babasına bıçakla vurmaya çalıştığını, katılan ..."nın ise babası ....’yu içeriye çekmeye çalıştığını, amcası ....’nin de maktul ...’ın sanık ..."ya bıçakla vurmasını engellemeye çalıştığını, itiş kakış sırasında katılan ...’nın elindeki silahın patladığını, kendileri kaçarken de başka tüfek sesleri geldiğini,
Kollukta, savcılıkta ve sorguda susma hakkını kullanan inceleme dışı sanık ... 07.12.2012 tarihli oturumda; katılan ... ile işçisi tanık .....’ın araba ile yanlarına geldiğini, .....’ın elinde sopa,....’nın elinde ise av tüfeği olduğunu,....’nın kendisini tehdit ettiğini ve tüfeğine fişek koyup arabasına bindiğini, çocuklarını çağırıp kendisini öldürteceğini söylediğini, daha sonra arabası ile yanlarından ayrıldığını, biraz ileriye gittikten sonra tekrar gelip yanlarından arabayla geçip gittiğini, 150-200 metre arkasından motosiklet ile katılanın çocuklarının geldiğini gördüğünü, yine ellerinde el feneri olan iki kişinin araziden evlerine doğru yaklaştığını görünce ağabeyi olan sanık ...’yu aradığını, ....’nun önce telefonu açmadığını, ardından arayıp ne olduğunu sorduğunu, kendisinin de katılan ... ile çocuklarının geldiğini söyleyip ağabeyinden gelip kendisini götürmesini istediğini, bir süre sonra sanık ...’nun oğlu .... ile beraber geldiğini ve “arabaya bin eve gidiyoruz” dediğini, ....’nun kamyonla, kendisinin de yanında yeğeni .... olduğu halde arabasıyla yola çıktığını, katılan ...’nın evinin önüne yaklaştığında ağabeyi sanık ... ile katılan ...’yı birbirlerinin yakasından tutmuş vaziyette gördüğünü, katılan ..."nın elinde tüfek olduğunu, kardeşi ....’da ise tüfek bulunmadığını, bunun üzerine arabanın arkasındaki otomatik av tüfeğini alarak olay yerine gittiğini, gittiğinde katılan ...’nın tüfeği sanık ...’ya çevirmeye çalıştığını, ....’nun da engellemeye çalıştığını, bu esnada maktul ...’ın elindeki bıçakla ağabeyi ...."ya vurmaya çalıştığını ve bıçağı ağabeyine vurduğunu zannettiğini, bu sırada ....’nın elinde tüfekle katılan ...’nın arkasından geldiğini görmesi üzerine elindeki tüfeğin namlusunu yere doğru uzatarak katılan ..."dan kendilerini bırakmalarını istediğini, bunun üzerine katılan ...’nın elindeki tüfeğin namlusunu tuttuğunu, tüfeğin önce ağabeyi ....’ya çarptığını, evin içine doğru yöneldikleri sırada elindeki tüfeği kurtarmak için asılınca tüfeğin patladığını ve maktul ...’ın yere yığıldığını, ağabeyi ....’nun kendisine “ne yaptın” diyerek bir kez vurduğunu, oradan geri geri uzaklaşarak kaçtığını, katılan ...’nın elindeki tek kırmayı tıra doğru nişan alıp ateş ettiğini, aracına binip tek başına olay yerinden uzaklaştığını, olay sırasında kendisinde, katılan ...’da ve ....’da tüfek olduğunu, maktul ...’ın elinde bıçak olduğunu, kendi tüfeğinin olay günü arabasının arka koltuğunda olduğunu,
Sanık ... soruşturma aşamasında; evinde oturduğu sırada oğlu .... ile kardeşi ....’nin kendisini aradıklarını ve katılan ...’nın, oğlu ile tarla evlerinin yanına gelip “gece saat 00.30 oldu, suyu niye kapatmadınız” diye küfür ettiğini söylediklerini, kavga edip etmediklerini sorduğunu, kavga etmediklerini fakat silahları olduğunu söyleyip kendisinden gelmesini istediklerini, bunun üzerine babasına ait tıra binerek tarla evlerine gittiğini, tarla evlerinde oğlu ve kardeşi ile yaptığı görüşmede kendisine, katılan ...’nın iki oğlu ile geldiğini, elinde silah olduğunu ve hakaret ettiğini söylediklerini, kendisinin de “evimize gidelim” dediğini ve tırla köylerine doğru yola çıktığını, katılan ...’nın tarla evinin önüne geldiği sırada yolun ortasında iki kişinin belirdiğini, birisinin elinde sopa olduğunu, maktul ...’ın elinde ise siyah renkli bir demir olduğunu, kendilerine çarpmamak için durduğunu, durduğu esnada aracına katılan ...’nın ateş ettiğini, korkudan aracı süremediğini ve araçtan indiğinde katılan ... ile karşı karşıya geldiklerini, katılan ...’nın elinde bulunan av tüfeğinin namlusundan tuttuğunu, o sırada maktul ...’ın yanlarına geldiğini ve maktulle de aralarında arbede çıktığını, bu esnada oğlu ...."ın sesini duyduğunu, oğlunun “babamı vurdular” diye bağırması üzerine maktul ...’ın eve girdiğini ve daha sonra hızlıca dışarı çıktığı sırada oğlu ....’ın maktul ...’a tarla evlerinden aldığı tüfek ile bir el ateş ettiğini, daha sonra kaçtıklarını,
07.12.2012 tarihli oturumda ise; oğlu ...."la birlikte kardeşi sanık ...’nin tarla evine gittiklerini, oğlu ....’ın arabadan indiğini, kendisinin ....’ye “yürüyün köye gidiyoruz” diye seslendiğini, tırı evin yanından tekrar geri çevirdiğini, tek başına tırla ilerlemeye başladığını, köye doğru giderken katılan ...’nın evinin yanından geçtiği sırada katılanla konuşmak için durduğunu, aracından inerek kapıyı çaldığını, kapıyı maktul ile katılan ...’nın açtığını, katılan ...’nın elinde tek kırma av tüfeğinin olduğunu, maktul ...’ın elinde ise o sırada bir şey olmadığını, konuşmaya geldiğini söyleyince katılan ...’nın küfrederek tüfeğin dipçiği ile kendisine vurduğunu, eliyle tüfeği karşılayıp namlusundan yakaladığını, bu sırada maktul ...’ın kendisine yumruk atmaya çalıştığını, bu sırada arkasından kardeşi sanık ... ile oğlu ....’ın seslerinin geldiğini, kendisinin....’nın elindeki tüfeği almaya çalıştığı sırada ....’nin geldiğini gören katılan ...’nın maktul ...’a “vur öldür” diye bağırmaya başladığını, maktul ...’ın geriye çekilip sola doğru uzandığını ve alt taraftan iki sefer karın boşluğuna gelecek şekilde elini salladığını gördüğünü, maktulün elinde metal bir şeyin parladığını, bu sırada kendi arkasından da bir namlunun belirdiğini, namluyu gören maktul ...’ın bir adım geriye kayarak silahın hedefinden çıktığını, bu sırada katılan ...’nın sol elini arkasında beliren namluya uzatarak namluyu tutup çektiğini, namluyu çekmesiyle birlikte katılanın elindeki tüfeğin ve kendi arkasından uzanan katılan ...’nın namlusunu tuttuğu tüfeğin aynı anda patladığını, tüfekler patladıktan sonra maktul ...’ın yere düştüğünü, panikle geriye dönerek kaçıp uzaklaşmak istediğini, döndüğünde kardeşi ....’yi görüp “ne yaptın” diye bağırdığını, tıra bindiğini, bu sırada bir silahın daha patladığını ve tırın camlarının yüzüne doğru geldiğini,
Savunmuşlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
Kanunun 37. maddesindeki; "(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır" şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
Kanunda suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak halinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nun 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.
"Yardım etme" ise 5237 sayılı TCK"nun 39. maddesinde; "(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklinde, "Bağlılık kuralı"da aynı kanunun 40. maddesinde; "(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir" biçiminde düzenlenmiştir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, 5237 sayılı TCK’nda şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanunun 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.
TCK’nun 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
Olarak sayılmış,
2- Manevi yardım ise;
a) Suç işlemeye teşvik etmek,
b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
Şeklinde belirtilmiştir.
Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira "yardım etme"yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hakimiyetinin bulunmamasıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ..."nun diğer sanık ..."nin ağabeyi olduğu, sanık ... ile katılan ..."nın Konya ili, Cihanbeyli ilçesi, İnsuyu beldesinde birbirlerine yaklaşık 330 metre mesafede tarla evlerinin ve sulama kuyularının bulunduğu, su azlığı nedeniyle tarafların mahkeme kararıyla sulama kuyularını birer haftalık periyotlarla çalıştırdıkları, olay gecesi saat 00.00"da sanık ..."nin sulama kuyusunu çalıştırmayı bırakması gerekirken kuyuyu çalıştırmaya devam ettiği, tarlasını sulamak için kendi kuyusunu çalıştırdığında suyun gelmediğini gören katılan ..."nın pikabına binerek yanında işçisi tanık ....."la birlikte sanık ..."nin tarla evine gittiği ve sanık ...’den kuyusunu çalıştırmayı bırakmasını istediği, ...."nin kuyuyu kapatmayacağını söylemesi üzerine katılan ... ile sanık ...’nin tartıştıkları, katılan ..."nın sanık ...’nin tarla evinden ayrılıp yaklaşık 3,5 km mesafedeki İnsuyu beldesine, köy muhtarı tanık .... Polat’ın evine giderek durumu bildirdiği, tanık ....’in ise, vaktin geç olması nedeniyle azalara ulaşamayacağını, ertesi gün gerekli işlemleri yapabileceklerini söylediği, bunun üzerine katılan ..."nın bu kez pikabıyla yol üzerindeki sanık ...’nin evinin önünden geçerek kendi tarla evine gittiği,...."nın tarla evinde oğlu maktul ..., diğer oğlu .... ve tanık ....."ın olduğu, sanık ..."nin ise katılan ... ile tartışmalarından sonra telefonla Uzuncayayla köyünde bulunan ağabeyi sanık ..."yu arayıp durumu bildirdiği ve ağabeyinden gelmesini istediği, bunun üzerine sanık ..."nun tır çekicisine binip oğlu ...."la birlikte yolu üzerinde bulunan katılan ...’nın tarla evinin önünden geçerek, kardeşi sanık ..."nin tarla evine vardığı, daha sonra sanık ..."nun geldiği tırla, sanık ..."nin de .... ve ....."le birlikte otomobille hareket ederek katılan ..."nın tarla evinin önüne geldikleri, önce sanık ..."nun kullandığı tırın, ardından da içinde sanık ...’nin bulunduğu otomobilin durduğu, sanık ..."nun ve sanık ..."nin ellerinde av tüfekleriyle araçlardan indikleri, önde sanık ..."nun, arkasında sanık ..."nin katılan ..."nın tarla evine vardıkları, sanık ..."nun kapıyı çalmaya başladığı, katılan ..."nın da elinde av tüfeğiyle kapıyı açtığı, önde bulunan sanık ..."nun katılan ..."ya neden kendileriyle uğraştığını sorduğu, bu sırada katılan ..."nın arkasındaki maktul ...’ın elinde bıçak olduğunu gören sanık ...’nin av tüfeğini doğrulttuğu, katılan ..."nın "ne yapıyorsun" diyerek sol elini kaldırdığı sırada sanık ..."nin av tüfeğiyle bir el ateş ettiği, katılan ... sol elinden yaralanırken arkasında bulunan oğlu maktul ..."ın da sol göğüs üst kısmından vurularak hayatını kaybettiği, daha sonra sanıkların olay yerinden kaçtıkları anlaşılan olayda; sanık ...’nin, katılan ... ile tartıştıktan sonra ağabeyi sanık ...’yu arayıp tarla evine çağırması, sanık ...’nun sanık ...’nin yanına gidip konuştuktan sonra, yanlarında av tüfekleri olduğu halde birlikte iki ayrı araç ile katılanın tarla evine gitmeleri, her ikisinin de katılan ...’nın tarla evinin kapısına ellerinde av tüfekleriyle varmaları ve öldürme eyleminin 1-2 dakika gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleştirilmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların olayın başlangıç ve gelişimine göre birlikte suç işleme kararlarının olduğu ve sanık ...’nun diğer sanık ...’yle birlikte olay üzerinde hâkimiyet kurduğu anlaşılmakla, sanık ...’nun sanık ...’nin kasten öldürme eylemine 5237 sayılı TCK’nun 37. maddesi kapsamında müşterek fail olarak katıldığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "Sanık ..."in kasten adam öldürme suçundan TCK"nun 81/1, 62, 53 maddeleri gereğince sonuç olarak 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesince oy çokluğuyla onanmasına dair karara, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca sanığın fiilinin TCK"nun 39/2-e maddesi kapsamında suça yardım niteliğinde olduğu gerekçesiyle itirazda bulunulmuş, Yüksek Ceza Genel Kurulunca itiraz reddedilmiştir.
Aşağıda belirtilen gerekçelerle Yüksek Ceza Genel Kurulu kararına katılma olanağı bulunulmamıştır.
Genel Kurul gündemindeki bilgi, belge ve beyanların incelenmesi sonunda;
Olay tarihinde, hakkında mahkûmiyet hükmü kesinleşen sanık ... ile mağdur-katılan ... arasında tarla sulanması nedeniyle çıkan tartışmadan sonra sanık ..."in kardeşi olan sanık ..."i aradığı, sanık ..."in yanına oğlu suça sürüklenen çocuk ..."i de alarak kendisine ait tır aracı ile sanık ..."in bulunduğu tarla evine geldiği ve oradan hareketle, önde sanık ..."in kendi aracı ile sanık ..."in de kendi aracı ile önlü arkalı mağdur-katılan ..."nun tarla evine geldikleri, sanık ..."in kapıya vurması üzerine katılan ..."nun elinde av tüfeği olduğu halde kapıyı açtığı, kapı önünde mağdur-katılan ... ile sanık ..."in ellerinde tüfek olduğu halde tartışırlarken evin içinde elinde bıçakla dışarıya çıkmaya kalkışan katılan-mağdur ..."nın oğlu ..."na arkada bulunan sanık ..."in av tüfeği ile ateş etmesi sonucu öldüğü anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi, belge ve beyanlara göre ..."nun hakkında hüküm kesinleşen ..."in ateş etmesi sonucu öldüğü hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kapsam ve konusu, maktulün hakkında hüküm kesinleşen ... tarafından yapılan ateş sonucu öldüğü kesinlik kazanan olayda, olay yerinde bulunan sanık ..."in eyleminin TCK"nın 37. maddesi kapsamında asli faillik veya TCK"nın 39. maddesi kapsamında suça yardım etme niteliğinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5237 sayılı TCK"da suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı için değerlendirilmiştir.
TCK"nın 37. maddesindeki; "(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden herbiri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanların suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası üçte birinden yarısına kadar artırılır." şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
Kanunda suç olarak tanımlanan fiilin birden fazla suç ortağı tarafından iştirak halinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK"nın 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alınara müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1-Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
2-Suçun işlenişi üzerinde birlikte hakimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanısıra fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu için herbir suç ortağı "fail" konumundadır. Fiil üzerinde ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem gözönünde bulundurulmalıdır. Suç ortaklarının suçun işlenmesinde yaptıkları katkının diğerinin fiilinin tamamladığı durumlarda müşterek faillik sözkonusu olacaktır. Buna göre her müşterek fail suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır.
"Yardım etme" ise 5237 sayılı TCK"nın 39. maddesinde "(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde, cezanın yarısı indirilir. Ancak bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a-Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaad etmek.
b-Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek, veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c-Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklinde, "Bağlılık kuralı" da aynı kanunun 40. maddesinde; "(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler gözönünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir." biçiminde düzenlenmiştir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına "şerik" denilmekte olup, 5237 sayılı TCK"da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir.
Buna göre kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun"un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.
TCK"nın 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1-Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a-Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b-Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak olarak sayılmış,
2-Manevi yardım ise;
a-Suç işlemeye teşvik etmek,
b-Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c-Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
d-Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek, şeklinde gösterilmiştir.
Kişinin eyleminin bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için eyleminin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin olay öncesi, sırası ve sonraki davranışlarının da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira "yardım etme" yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hakimiyetinin bulunmamasıdır.
Müşterek failliğin yapısı ve tanımı gereği, fiilin kanuni tarifinde yer alan hareketlerin birlikte gerçekleştirilmesi ve birlikte suç işleme kararının varlığı gereklidir.
Birden fazla kişi tarafından işlendiği iddia olunan suçlarda suça katılan kişilerin fail olarak kabulü için failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır. Birlikte suç işleme her fail açısından suça iştirak iradesinin varlığını gerektirmekte olup, ancak aynı suçu işlediklerine ilişkin bilinç ve irade ile hareket edildiği takdirde birlikte suç işleme kararı var sayılabilir.
Diğer yandan müşterek failin, kanuni tarifte yer alan fiili birlikte işlemesi yani icra hareketlerini birlikte gerçekleştirmesi gerekmektedir.
TCK"nun 37. maddesinin gerekçesinde "fiil üzerinde ortak hakimiyet kurma" ölçütü benimsenmiştir. Buna göre, suça katılanların herbirinin suçun işlenmesindeki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem gözönünde bulundurulur.
Suçun tanımlanmasında veya neticenin oluşumunda doğrudan bir etkisi olmayan kişi müşterek fail olarak kabul edilemez.
Yukarıda yapılan açıklamalar gözönüne alındığında, olayın oluş ve gerçekleşme şekli itibariyle sanık ... ile hakkında hüküm kesinleşen ... arasında birlikte suç işleme kararı bulunduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, diğer yandan sanık ..."in katılan ... ile tartışırken arkada bulunan sanık ..."in ateş etmesi sonucu katılanın arkasında bulunan oğlu ...."ın ölümü ile sonuçlanan olayda da kanunun aradığı anlamda fiil üzerinde hakimiyet kurulmasının söz konusu olmadığı, sanığın fiilin TCK"nun 39/2-c maddesi kapsamında yardım etme niteliğinde bulunduğu." görüşüyle itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2017 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.