16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4049 Karar No: 2016/6578 Karar Tarihi: 13.06.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/4049 Esas 2016/6578 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/4049 E. , 2016/6578 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 668 ada 6 parsel sayılı 9.225,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak çalılık vasfıyla kullanımsız olarak adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın 740 metrekarelik bölümünün zeytinlik olarak kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 668 ada 6 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 25.07.2014 tarihli rapor ve eki krokisinde (A) harfi ile gösterilen 740,75 metrekarelik kısmının, 668 adanın en son parsel numarasını müteakip verilecek parsel numarası adı altında zeytinlik vasfı ile adına tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine "bu parselin kullanıcısı ... oğlu ..."dır. Taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçları ..."a aittir." ibaresinin yazılmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın dava tarihine kadar sürekli davacının kullanımında olduğu ve bu durumun ... ... Müdürlüğünce dosyaya ibraz edilen ve dava konusu taşınmaza ilişkin davacı adına tahakkuk ettirilen ecrimisil bedelleri ve ödeme belgelerinden anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme araştırma ve uygulama hüküm kurmaya elverişli değildir. Dosya arasında bulunan ve mal müdürlüğünce gönderilen ecrimisil makbuzları ve buna ilişkin bilgi ve belgelerde dava konusu taşınmaz bölümü ile aynı mevkii ve aynı yüzölçümlü yere ilişkin ecrimisil bedelleri ve ödemelerine ilişkin makbuzlar var ise de fen bilirkişisince anılan belgelerdeki yerin bu yer olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme olmadığı gibi taşınmaz başında yapılan keşifte sadece teknik bilirkişiler refakate alınmış, davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı halde tanıklarının isimlerini bildirmesi için süre ve imkan tanınmadığı gibi mahalli bilirkişi tespiti de yapılmamış ve bunlar keşifte refakate alınmamıştır. Dava konusu taşınmaz üzerinde 25-30 yaşlı sık dikilmiş zeytin ağaçları olduğu yapılan keşif sonucunda düzenlenen ziraat bilirkişi raporu ile keşfen belirlenmiştir. Ancak, mahalli bilirkişi ve tanıklar olmaksızın keşif yapıldığından ve taşınmazın kullanımına ilişkin bir beyan alınmadığından, anılan taşınmazın kullanımının davacıya aidiyeti hususunda tereddüt hasıl olmaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde; doğru sonuca ulaşabilmek için davacıya tanıklarını bildirmesi için süre ve imkan tanınmalı, mahallinde taşınmazı iyi bilebilecek, yansız mahalli bilirkişiler ve tanıklar eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın kimin ne zamandan beri ve ne surette kullanımında olduğu tereddütsüz belirlenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.