23. Hukuk Dairesi 2014/8275 E. , 2014/7003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2010/440-2013/129
Taraflar arasındaki kayıt terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müflis şirket hakkında düzenlenen sıra cetvelinin 14.06.2010 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının alacağı bulunduğu iddiası ile iflas masasına başvuru yaptığını, Hazine"nin alacaklarının kamu alacağı kabul edilerek imtiyazlı alacak olarak sıra cetveline kaydedilmesinin İİK"nın 206. maddesine aykırı olduğunu, davalının müflisten herhangi bir alacağı olmadığını ileri sürerek, davalının sıra cetvelindeki sırasının iptaline ve sıra cetvelinden çıkarılması ile, davalıya isabet eden payın öncelikle davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafından sıra cetvelinin iptali talep edilmiş ise de; sıra cetvelinin iptali hususunda yargılama yapma görevinin İcra Mahkemesi"ne ait olduğu, sıra cetvelinin iptaline yönelik açılmış bir dava bulunmadığından, bu konuda bir yargılama yapılmadan uyuşmazlık konusu hakkında karar verilmesi gerektiği, davalının müflis şirketten vergi borcu karşılığında alacağının bulunduğu, sıra cetveline alacağın yazıldığı, sıra cetveline kayıt edilen alacak miktarının davalının talep edebileceği alacak miktarından fazla olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının sıra cetveline işlenen alacak miktarının 8.989,32 TL olarak düzeltilmesine, davacının sıra cetvelinde yazılı alacağına karşılık yapılacak ödemeden bu miktar düşüldükten sonra kalan miktarın alacağını karşılayacak miktarda davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Mahkemece iflas sıra cetveline itiraz (kayıt terkini talebi) hakkında verilen hüküm temyiz eden davacı A.. A.. vekiline 01.04.2013 günü tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi İİK"nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra 16.04.2013 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında Yargıtay tarafından da karar verilebileceği kabul edilmiş olmakla, temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
a)Dava, kayıt terkin istemine ilişkindir.
İİK"nın 234/1. maddesi, "iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder." hükmünü, İİK"nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur." hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu husus üzerinde mahkemece re"sen durulmalıdır. Bu süre kural olarak sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu"nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar, eğer davacı, aynı Kanun"un 223. maddesine göre, tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır.
Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır.
Somut olayda, davacı tarafın kayıt başvurusu sırasında tebliğe elverişli adres göstermediği ve masraf yatırmadığı Dairemizin geri çevirme kararı üzerine İcra Müdürlüğü"nün 08.01.2014 tarihli yazısı ile bildirilmiş ise de; dosyanın 03.07.2013, 27.11.2013 ve 04.06.2014 tarihinde olmak üzere üç defa geri çevrilmesine rağmen dava konusu 09.05.2010 tarihli sıra cetveli İİK"nın 166. maddesinde belirtilen gazetelerde ilan edilmiş ise ilana ilişkin gazete nüshalarının asılları ya da tarihleri anlaşılacak şekilde onaylı fotokopileri gönderilmemiştir.
İcra Müdürlüğü"nce 09.09.2014 tarihli yazı ile, sıra cetvelinin 10.06.2010 tarihinde Posta Gazetesi"nde yayınlandığı belirtildiği halde Ticaret Sicil Gazetesi ve müflisin muamele merkezinin bulunduğu yerde yayınlanan yerel gazetede yayınlanıp yayınlanmadığı konusunda bir açıklama yapılmamış olup, gönderilen dosya kapsamında da anılan gazete örneklerine rastlanılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece, sıra cetvelinin İİK"nın 166. maddesinde belirtilen gazetelerden yerel gazete ve Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanıp yayınlanmadığı araştırılıp, yayınlanmış ise son ilan tarihine göre davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğunun anlaşılması halinde 6100 sayılı HMK"nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi, davanın süresinde açıldığının ya da sıra cetvelinin Ticaret Sicil Gazetesi ve yerel gazetede hiç yayınlanmamış olduğunun tespiti halinde ise davanın süresinde açılmış olduğunun kabulü ile bundan sonra uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm verilmesi gerekirken, davanın süresinde açılıp açılmadığı üzerinde yeterince durulmadan esasa girilmesi doğru olmamıştır.
b)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2014 tarihinde (1) numaralı bent yönünden oyçokluğuyla, diğerleri yönünden oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
İİK"nın 235/1. maddesi uyarınca ticaret mahkemesinde açılan iflasta kayıt kabul davaları sonunda verilen kararlara karşı temyiz kanun yolu bakımından, temyiz süresinin kaç gün olduğu, sürenin tefhimden mi tebliğden mi başlayacağı konusunda İİK"da açıklık yoktur. Dairemizin sayın çoğunluğu İİK"nın 164/1. maddesi uyarınca temyiz süresinin 10 gün olduğunu kabul etmektedir. İİK"nın 164/1. maddesi iflas davasında kararın tebliğinden itibaren temyiz süresinin 10 gün olduğunu düzenlemiştir. Bu hüküm istisna getiren bir düzenleme olup sadece iflas davasına ilişkin verilen kararla sınırlı uygulanabilir. İstisnanın dar yorumlanması, kıyas yoluyla genişletilmemesi ana kural olduğuna göre aynı hükmün ticaret mahkemesinde görülen iflasta kayıt kabul davalarında uygulanamayacağı açıktır. Kanunda istisnai bir düzenleme yer almadığından, temyiz süresi de genel hükümlere göre belirlenmelidir.
Nitekim İİK, icra mahkemesi dışında görülen davalar bakımından genel uygulamadan ayrılıp istisna getirmişse bunu iflas davası yönünden İİK"nın 164/1"de olduğu gibi kararın tebliğinden, iflasın ertelenmesinde İİK"nın 181 atfıyla 164/1"de kararın tebliğinden, iflasın kaldırılması davasında İİK"nın 182"de kararın tebliğinden, iflasın kapatılması davasında İİK 254/4"de kararın tebliğinden, konkordatonun tasdik ya da reddinde İİK 299"da kararın tefhiminden, konkordatonun bir alacaklı yönünden feshinde İİK 307"de kararın tebliğinden, konkordatonun tamamen feshinde İİK"nın 308/2 atfıyla 299"da kararın tefhiminden itibaren 10 gün olduğunu, icra mahkemesinden verilen istisnaen temyiz yolu tanınan kararlar için de İİK"nın 363"de 10 günlük temyiz süresi olduğunu kanun düzenlemiştir.
Dairemiz kurulmadan önce bu tür davalara bakan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 17.02.2010 tarih 2009/12367 E., 2010/1590 K. sayılı kararındaki karşı oydaki görüş ile doktrinde Prof. Dr. B. Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı Ankara 2013 s. 1332-1333"de temyiz suresinin genel hükümlere uygun olarak 15 gün olduğunu ileri sürmekte, yine Prof. Dr. T. Muşul da İcra İflas Hukuku 5. baskı Ankara 2013 s. 1409-1410"da yukarıda zikredilen karşı oydaki görüşe atıfla gerekçelendirerek temyiz süresinin genel hükümlere göre belirlenebileceğini zikretmektedir.
Genel hükümlere uygun şekilde temyiz süresinin 15 gün olduğu kabulümde olduğundan, aynı şekilde karar düzeltme süresinin de HUMK 440/1. maddesi uyarınca 15 gün olduğunun kabulü gerekir.
Hal bölye olunca iflas kayıt kabul davalarında iflas davası için hüküm içeren İİK"nın 164/1. maddesinin uygulama yeri bulunmadığını, genel hükümlerin uygulanması ile HUMK"nın 432. maddesi uyarınca temyiz süresinin 15 gün olduğunu (uygulanması halinde 6100 s. HMK"nın 361. maddesi uyarınca bir ay olduğunu) kabul ettiğimden, temyiz süresinde olduğundan, işin esasının incelenmesi görüşünde olduğumdan aksi yönde oluşan Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum.