3. Hukuk Dairesi 2016/17794 E. , 2017/7733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması - yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının boşandıktan sonra yetim aylığı almaya başladığını, kendisinin kredi borçları olduğunu ileri sürerek aylık 250.00.-TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı, davacının hayvan besiciliği yaptığını, kendisinin aldığı yetim aylığının yoksulluğu ortadan kaldırmadığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının aylık 500.00.-TL"ye yükseltilmesi için karşı dava açmıştır.
Mahkemece tarafların ekonomik sosyal durumlarının değişmediği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- TMK"nun 175.maddesinde; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir", TMK"nun 176/4. maddesinde de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir" düzenlemeleri bulunmaktadır.
Anılan yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
Somut olayda, tarafların 2014 yılında kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte karşı davacı lehine aylık 250.00.-TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği,eldeki karşı davanın 09/05/2016 tarihinde açıldığı, karşı davacının ev hanımı olduğu, 246.00.-TL yetim aylığı aldığı, annesi ile yaşadığı, davacı karşı davalının ise emekli olduğu, 2.500.00.-TL emekli maaşı aldığı, annesi ve çocukları ile kaldığı, evi, aracı, tarlası olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu konu bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davalı karşı davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.