Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/38786 Esas 2017/10381 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Düşme

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Eyleme ve yükletilen suça yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 05/10/2017 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.



(Karşı Oy)


KARŞI OY

15.11.2013 tarihinde hakaret suçunu işleyen şüpheli ... hakkında açılan kamu davasında;
31.12.2013 tarihinde iddianamenin kabulüne karar veren Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi 17.01.2014 tarihli tensiple yargılamayı 20.05.2014 tarihine bırakmış ve ..."in davetiye ile celbine karar vermiş. 20.05.2014 tarihli oturumda müştekiler ... ve ... dinlenmiş şikayetlerinden vazgeçtikleri için CMK 223/8. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar vermiştir.
Karar süresi içinde Cumhuriyet Savcısı tararfından temyiz edilmiştir. 5271 sayılı CMK 193/1. maddesi uyarınca mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin kuralın istisnalarından biri olan 5271 sayılı CMK 193/2 maddesinin ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabileceği, delillerin takdir ve tayininin gerektiği durumlarda sanığın sorgusunun yapılıp savunması saptanmadan düşme kararı verilemeyeceği.
Savunma hakkı yanında yargılama yöneteminin temel ilkelerinden olan doğrudan doğruyalık vasıtasızlık ve yüzyüzelik ilkelerinin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olan hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamaz hükmüne uyulmayarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden.
Cumhuriyet Savcısının tebliğnamede belirttiği gibi Ankara “Kapatılan” 17 Sulh Ceza Mahkemesinin 20.05.2014 gün, 2013/1434 esas ve 2014/676 sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.