23. Hukuk Dairesi 2014/3453 E. , 2014/6992 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2012/1654-2013/975
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif aidatları ve işlemiş faizlerinin tahsiline yönelik yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edilmesi sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takip konusu alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin davacı kooperatife aidat borçlarının olmadığı savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.075,00 TL asıl alacak ve 1.547,09 TL faiz olmak üzere toplam 2.622,09 TL üzerinden icra takibinin devamı ile bu tutar üzerinden icra inkar tazminatının tahsiline dair verilen karar, Dairemizin 2011/2922-2012/1885 sayılı ilamıyla, kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı gereği yargılamanın kooperatif merkezinde yapılmasının zorunlu olduğu gerekçesi ile bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde kesin yetki yönünden davanın reddine karar verilerek dosyanın kooperatif merkezinin bulunduğu yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 2007 ve 2008 yılı olağan genel kurul kararları uyarınca kooperatif ortaklarından aidat tahsilatı, sosyal tesis inşaatına ilişkin ödeme yapılması ve gecikme halinde aylık %10 faiz uygulanmasına ilişkin kararlar alındığı, bilirkişi raporuna göre davacı kooperatifin 1.975.00 TL olan asıl alacağından ödeme yapılan 900 TL"nin mahsubu ile kalan 1.075,00 TL asıl alacak ile takip tarihi itibariyle aylık %10 üzerinden hesaplanan 1.547,09 TL faiz olmak üzere toplam 2.622,09 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 1.075,00 TL asıl alacak ve 1.547,09 TL faiz olmak üzere toplam 2.622,09 TL üzerinden icra takibinin devamına, koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kooperatif aidat ve faiz alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bu davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesi ile temerrüt faizi ve bunun üst sınırı; 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu"nun 7. maddesinde ise, anılan yasa hükmünün görülmekte olan tüm davalara uygulanacağı hususu düzenlenmiştir.
Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Öte yandan, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 6098 sayılı TBK"nın 120. maddesinde düzenlenen temerrüt faizi niteliğinde olup, kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal faiz oranı uygulanmalıdır. Kooperatif genel kurulunca, bu oran belirlenirken, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlama gözetilmek kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha yüksek bir oran kararlaştırılabilir.
Aidatlar kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, icra takibine esas olan ve ödenmediği ileri sürülen aidatlara uygulanabilecek azami gecikme zammı oranı TBK’nın 120/2. maddesi ile belirlenen orandır. Dolayısıyla davalı kooperatif genel kurulunda kabul edilen temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Somut olayda, davalıların ödemesi gereken gecikme zammı hesabı yapılırken, genel kurullarında alınan ve aylık % 10 olan gecikme zammı oranına ilişkin karar nazara alınmıştır.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalıların ödemesi gereken faizin bilirkişiye yeniden hesaplatılması suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.