11. Hukuk Dairesi 2015/11284 E. , 2016/5881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/05/2015 tarih ve 2013/365-2015/84 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ... ve ... sayılı markaların müvekkilinin iştiraki olan dava dışı .... adına tescilli iken marka devir sözleşmeleri ile müvekkiline devredildiğini, aynı markaların lisans yoluyla iştirak şirket tarafından kullanılmaya devam edildiğini, davalı şirketin ise anılan markalarla iltibasa sebep olacak derecede benzer .... sayılı "..." markası için 37. ve 42. sınıflarda başvuru yaptığını, yapılan itirazın kısmen kabul edilerek anılan başvurudan 37. sınıf hizmetlerden "inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri"nin tescil kapsamından çıkarılıp sair hizmetler yönünden tescile devam edildiğini, ardından davalının bu kez ... sayılı "..." ibareli marka için 37. sınıf başvurusunda bulunduğunu, itirazların TPE YİDK tarafından kısmen kabul edildiğini, yine başvurudan "inşaat hizmetleri, inşaat araç gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri"nin tescil kapsamından çıkarılıp sair hizmetler yönünden tescile devam edildiğini, kararın iptali için açılan davanın halen derdest olduğunu, müvekkili adına tescilli ... ve ... sayılı markaların müvekkili ... adına tescilli markalar ve ... isminin itibarindan kaynaklanan bir tanınmışlığa sahip olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen markaların her ne kadar farklı hizmetlerde tescilli ise de ... adına tescilli tanınmış markaları andırdığından ... grubu ile iştiraki olduğunu düşüncesini oluşturduğunu, davalının bundan haksız yararlandığını, müvekkilinin itibarının zedelendiğini, davalı markalarının müvekkili markaları ile karıştırılabileceğini, iltibas tehlikesinin doğduğunu, taraflar arasında ilgi kurulabileceğini ileri sürerek davalı adına tescilli ... ve ... sayılı markaların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini, bu markaların kullanılması yoluyla yapılan tecavüzün durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... sayılı marka için açılan dava devam ettiğinden tescilin kesinleşmediğini, bu itibarla anılan markanın iptalinin istenemeyeceğini, ... sayılı marka hakkında ise TPE nezdinde yapılan itirazlardan sonra dava açılmadığını, aradan geçen süre içinde müvekkilinin marka kullanımına davacının itiraz etmediğini, davacının dayanak markalarının tanınmışlık vasıflarının bulunmadığını, bu markaların 37. sınıf hizmetleri kapsamadığını, gerek davacının gerekse iştirak şirketinin inşaat sektöründe faaliyet göstermediğini, davaya konu markaların aynı zamanda müvekkilinin 2001 yılından beri ticaret unvanını oluşturduğunu, markaların da birbirine benzemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu edilen ... sayılı marka hükümden düştüğünden bu husustaki davanın konusunun kalmadığı, davacının mesnet markalarından ... sayılı olanın ise iptali istenin diğer marka olan ... sayılı markadan daha sonra başvurusunun gerçekleştirildiğini, bu itibarla sonraki markanın değerlendirmeye esas alınamayacağı, davacının ... sayılı "..." ibaresini taşıyan markası ile davalının ... sayılı markası arasında benzerlik görülse de farklı mal ve hizmetlerde tescilli olduklarından iltibas ve karıştırılma olasılığının bulunmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesindeki riskin de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı adına tescilli ... sayılı "..." ibareli markanın iş bu davada hükümsüzlüğü istenen davalı şirket adına tescilli ... sayılı "..." ibareli markanın başvuru tarihi olan 21.06.2007 tarihi itibariyle de 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış olduğuna dair bir belirlemenin bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.