14. Hukuk Dairesi 2010/3545 E. , 2010/5054 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalının maliki olduğu 117 m2 yüzölçümündeki 33370 ada 9 sayılı parsel üzerindeki yapının kendisi tarafından iyiniyetle yapıldığını, imar uygulaması sırasında yapının kendisine ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde belirtildiğini, 33370 ada 9 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini, olmadığı takdirde malzeme bedeli 15.600 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı aleyhine mülkiyet hakkına dayanarak 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/228 esasta kayıtlı elatmanın önlenmesi davası açtığını, davanın lehine sonuçlandığını, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacının iyiniyetli olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mülkiyet hakkı karşısında davacının tescil talebinin dinlenemeyeceği, iyiniyetli olmadığından da malzeme bedeli istenemeyeceğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dosyada bulunan tapu kayıt örneğinden 117 m2 yüzölçümündeki 33370 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kayıt malikinin davalı olduğu, 1987 yılındaki imar çalışmaları sırasında üzerindeki binanın “davalı ...’e ait” olduğu belirtmesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Kısaca, davacı kendi malzemesini kullanarak başkasının arazisi üzerinde bir yapı meydana getirmiştir.
Malzeme maliki davacının ikinci kademedeki istemi tazminata ilişkindir.
Gerçekten, arazi sahibinin maliki olduğu taşınmaz üzerindeki inşaatın kal’ini istememesi veya talep etmesine rağmen aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde arazi malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, bu zenginleşmeye karşılık taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat ödemesi gerekir.
Türk Medeni Kanununun 723.maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak niyetlidir. Bunun gibi inşaat arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatı ile yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır. Buna karşılık, üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir (Prof. Dr. Kemal T.Gürsoy, Fikret Eren, Erol Cansel. Türk Eşya Hukuku.Ankara 1978. sh.610). Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder. Bu değer inşaat nedeniyle meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş takdir yetkisi bulunmaktadır (TMK.m.4). Görülüyor ki, malzeme malikinin iyiniyetli veya kötüniyetli olmasının tazminatın miktarı ile ilgisi vardır. Yoksa, malzeme malikinin kötü niyetli olması arazi sahibinin tazminat ödemesine engel teşkil etmez.
Bütün bunlara göre mahkemece yapılması gereken iş, malzeme sahibinin isteyebileceği tazminat tutarını, gerek duyulursa keşif yapılarak ve bilirkişi görüşüne başvurmak suretiyle özellikle de Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki takdir hakkından yararlanarak bulmak, bu tazminatı hüküm altına almak olmalıdır.
İstemin bütünüyle reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2.bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.