16. Ceza Dairesi 2015/1241 E. , 2015/3316 K.
"İçtihat Metni"TALEP :
Hükümlü ve tutuklunun kaçması suçundan sanık ..."un 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292/1, 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine dair Sulh Ceza Mahkemesinin 07.05.2013 tarihli ve 2013/192 esas, 2013/351 sayılı kararıyla ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, anılan kararın iddianame tarihi olan 12.02.2013 tarihinden önce, aynı sanık hakkında aynı fiil nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesinin 21.01.2013 tarihli ve 2012/743 esas, 2013/99 sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verilmiş olması karşısında, açılan ikinci davanın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/7. maddesinde yer alan "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir." hükmü gereğince reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığının 22.01.2015 tarih ve 2014-2093/5429 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.02.2015 tarih ve 2015/33620 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I) Olay:
a) Sulh Ceza Mahkemesi 21.01.2013 tarih 2012/743 esas ve 2013/99 sayılı kararıyla hükümlü ..."u, hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan TCK"nın 292/2 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdiği, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04.06.2013 tarihli ilamıyla hükmün onanarak kesinleştiği,
b) Aynı olay nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 07.05.2013 tarih 2013/192 esas ve 2013/351 sayılı kararıyla, hükümlü ... hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan TCK"nın 292/1 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 5 ay hapis cezasının ertelenmesine hükmedildiği, temyiz edilmeyen bu hüküm 08.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Aynı olay nedeniyle hükümlü ... hakkında mükerrer dava bulunup bulunmadığına ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 223. maddenin 7. fıkrasında; "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" hükmüne yer verilmektedir.
İncelenen dosyada; Adana Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ..."un, 18.10.2012 tarihinde ceza infaz kurumundan kaçtığı, bu nedenle Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlü ... hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 2012/58435(17) numaralı dosya kapsamında yapılan soruşturma sonucunda 22.10.2012 tarih ve 2012/20628 esas sayılı iddianame ile dava açıldığı, 31.10.2012 tarihinde iddianamenin kabulüne karar veren Sulh Ceza Mahkemesi 21.01.2013 tarih 2012/743 esas ve 2013/99 sayılı kararıyla hükümlü ..."u 5 ay hapis cezasıyla cezalandırdığı,
Aynı olay nedeniyle yine Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hükümlü ... hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan 2012/59128 numaralı dosya kapsamında yürüttüğü soruşturmada 12.02.2013 tarih ve 2013/3586 esas sayılı iddianame ile dava açıldığı, 18.02.2013 tarihinde iddianamenin kabulüne karar veren Sulh Ceza Mahkemesi 07.05.2013 tarih 2013/192 esas ve 2013/351 sayılı kararıyla, verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verdiği,
Aynı fiil nedeniyle hükümlü ... hakkında daha önceden açılmış bir dava bulunduğundan Sulh Ceza Mahkemesinin, açılan mükerrer davanın reddine karar vermesi yerine yargılamaya devamla mahkumiyete karar vermesi kanuna aykırılık teşkil etmektedir.
Bu itibarla haklı sebeplere dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
IV) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 07.05.2013 tarih 2013/192 esas ve 2013/351 sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-a maddesi kapsamında bozma nedeni davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin olduğundan müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.