14. Ceza Dairesi Esas No: 2012/2225 Karar No: 2014/506 Karar Tarihi: 20.01.2014
Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/2225 Esas 2014/506 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık B.K., kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine karar verilen bir davada temyiz başvurusunda bulunmuştur. Temyiz talebi, mağdurun babasının sanıktan şikayetçi olmaması nedeniyle reddedilmiştir. Kararda, mağdurun iddialarının tanık ifadeleri ve tıbbi raporlarla doğrulanamadığı ve sanığın kasten yaralama suçundan değil kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın cezasına ilişkin kanuni sonuçlar da açıklanmıştır. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/3. maddesi uyarınca sanığın alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık haklarının koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, diğer hak yoksunluklarının ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği vurgulanmıştır.
14. Ceza Dairesi 2012/2225 E. , 2014/506 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 8 - 2010/71644
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanık B.. K.."nın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair Oltu Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 27.10.2009 gün ve 2009/59 Esas, 2009/130 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık ve mağdur vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi; Kayden 27.06.1996 doğumlu olup 15 yaşından küçük olan mağdurun babasının kovuşturma aşamasında sanıktan şikâyetçi olmadığını söylemesi karşısında, baro tarafından atanan zorunlu vekilin, katılan sıfatını kazanmasının mümkün olmaması sebebiyle hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmadığından, temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin sanığın temyiz istemiyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Mağdurun, olay günü sanığın, kolundan tutarak kendisini zorla kuaförden çıkardığına dair iddiasının, kuaför salonunda çalışan tanık Adem tarafından doğrulanmaması, kollukta alınan 23.03.2009 tarihli beyanında yolda yürürlerken gitmek istemediğini bildirmesi üzerine, sanığın “benimle gelmezsen seni öldürürüm” biçiminde tehdit içeren sözler söyleyerek kendisine tokat attığını bildirmesine rağmen aşamalarda alınan ifadelerinde bu husustan söz etmemesi, Alaturka isimli kafede sanığın keser sapına benzeyen tahta bir sopayla kendisine vurduğunu, elini kaldırarak sopayı tutmaya çalıştığı sırada sol elinden darbe aldığını belirtmesi ve 23.03.2009 tarihli raporda da “sol el üzerinde hassasiyet, ekimoz bulunduğu ve bu yaralanmanın basit tıbbi müdahaleyle giderilebileceği” hususlarının belirtildiği, bu nedenle kafenin sahibi olan tanık Davut"un beyanlarına itibar edilemeyeceği anlaşıldığından, sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi, Uygulamaya göre de; Sanık hakkında hapis cezasına mahkûmiyetinin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK.nın 53/3. maddesine göre 53/1-c madde ve bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velâyet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu haricindekiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.