Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9517
Karar No: 2016/4102
Karar Tarihi: 05.04.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/9517 Esas 2016/4102 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/9517 E.  ,  2016/4102 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen tapu iptal, tescil ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.04.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan ... 1, 2 ve 13 nolu bağımsız bölümlerini davalı çocuklarına satış suretiyle temlik ettiğini, sonrasında diğer davalı ..."e devredildiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal ve tescile ya da tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ... nolu bağımsız bölümün muris ile ilgisinin bulunmadığını, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ... ise, murisin davacıdan mal kaçırmak için taşınmazları bedelsiz temlik ettiğini belirtip davayı kabul etmiştir.
    Mahkemece, davalılara yapılan temliklerin bedelsiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1,2 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin çıplak mülkiyetinin davalı ... adına, intifa hakkının ise muris ve davacı adına kayıtlı olduğu, anılan taşınmazların çıplak mülkiyetinin 23.12.2004 tarihli resmi akit ile davalılardan İsmail ve Ahmet tarafından diğer davalı ..."e satış suretiyle temlik edildiği, ancak öncesinde muris tarafından yapıldığı ileri sürülen temliklere ilişkin akit tablolarının getirtilmediği, mirasbırakan.... 25.4.1993 tarihinde ölümü ile mirasçı olarak ikinci eşi davacı ile ilk eşinden olma çocukları davalılardan.... kaldığı, diğer davalı ..."in ise murisin torunu olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalılardan ..ve.. cevap dilekçesinde tanık deliline dayandıkları hâlde mahkemece delil ve tanık listesi için davalı tarafa süre tanınmamış, mirasbırakanın mirasçıları ile arasındaki beşeri ilişkiler yeterince irdelenmemiş ve gerçek iradesi hüküm kurmaya yeterli olacak şekilde araştırılmamış, çekişme konusu taşınmazların öncesinde muris ile bağlantısını gösteren kayıtlar ve davalılara yapılan temliklere ilişkin akit tabloları getirtilmeden sonuca gidilmiştir.
    Öte yandan; Anayasanın 141. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 186 ve 297. maddelerine aykırı olacak şekilde gerekçe içermeden hüküm kurulmuştur.
    Hâl böyle olunca, öncelikle davalı tarafa delillerini ve tanık listesini bildirmeleri için süre verilmesi, bildirilecek tanıkların beyanlarının alınması, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle bir araştırma yapılarak murisin gerçek iradesinin açıklığa kavuşturulması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalılar... temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi