16. Hukuk Dairesi 2020/1912 E. , 2021/1010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 4 parsel sayılı 20,480 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, 04.11.1957 tarihinde kayden davalı ..."e satılmış, 2006 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca ve taşınmazda tersimat hatası bulunduğu gerekçesiyle yapılan düzeltme işlemi neticesinde taşınmazın yüzölçümü 24.530 metrekare olarak düzeltilmiş, bilahare imar uygulamasına girerek muhtelif ada ve parsellere gitmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, taşınmazda meydana gelen yüzölçümü artışı nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazda eksik kalınan mülkiyet hakkı uyarınca dava tarihi itibariyle uğradıkları zararın miktarının ve bu zarardan davalının sorumlu olduğunun tespiti istemiyle dava açmışlar, yargılama sırasında davalarını ıslah ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 300.000 TL"nin sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tazminini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 04.02.2020 tarih 2017/917 Esas, 2020/194 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş; bu kez onama ilamına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu" nun 41. Maddesine dayalı olarak yapılan düzeltme işlemi sonucunda taşınmazın sınırlarının değişmeksizin yüzölçümünün artmasından dolayı davalı ...’in sebepsiz olarak zenginleştiği iddiasıyla açılan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmazın davacıların murisi ... adına 1951 yılında yapılan kadastro sonucunda tespit ve tescil edildiği, 1957 yılında da davalı ...’e satıldığı, davacıların murisinin satış tarihi itibariyle davalı tarafın sebepsiz olarak zenginleştiğinin bildiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle dava açmak için öngörülen 2-10 yıllık zamanaşımı sürelerinin her halükarda geçirildiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Çekişmeli taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda 20.480,00 metrekare yüzölçümüyle tespit ve tescilinin yapıldığı, davalı tarafa da aynı yüzölçümlü olarak kayden satıldığı, imar uygulaması öncesinde 2006 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41. maddesine dayalı olarak yapılan işlem ile sınırları (çapı) hiç değişmeksizin yüzölçümünün 24.530,00 metrekare olarak düzeltildiği tartışmasız olup, davacıların 2006 yılından önce bu durumu bilmeleri mümkün değildir.
Davacıların aynı iddia ve sebeplere dayalı olarak Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/351 Esas sayılı dosyasıyla Hazineyi hasım göstermek suretiyle açtıkları davada, Mahkemece, davanın lehine düzeltme yapılan kişilere karşı açılabileceği, Hazine"nin yasal sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 18.04.2017 tarih 2017/5586-3353 Esas, Karar sayılı ilamıyla, davacıların zarara uğradığı sabit olup, hem sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak taşınmazı satın alan kişiye karşı, hem de tapu sicilini hatalı olarak tutan Hazine"ye karşı TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak dava açma imkanının bulunduğu, davacı tarafın bu iki yoldan birini seçebileceği gibi her iki sebebe dayalı olarak dava açabileceği belirtilerek, düzeltme isteminin yapıldığı tarih itibariyle davacıların zararının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından, daha önce 23.06.2014 tarihinde Hazine"ye karşı dava açıldığına ve bu tarih itibariyle düzeltme işleminden haberdar olduklarının kabulü gerektiğine ve düzeltme işlemini bu tarihten daha önce öğrendikleri davalı tarafça iddia ve ispat olunamadığına göre, eldeki davanın açıldığı 12.02.2015 tarihi itibariyle de 2 yıllık ve düzeltme işleminin yapıldığı 2006 yılından eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, davacılar tarafından aynı iddialarla daha önce Hazine" ye karşı dava açıldığına göre, mükerrerliğe sebebiyet verilmemesi için her iki davanın birleştirilmesi ve daha sonra işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bir karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulması gerektiği halde, sehven onanmış olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04.02.2020 tarih, 2017/917-2020/194 Esas, Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 11.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.