19. Hukuk Dairesi 2013/6173 E. , 2014/3281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2011/123-2012/307
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil H.. S.. ve vek. Av. K.. E.. ile davalılardan M.. K.. ve ...Menkul Kıymet A.Ş."ni Temsilen Yatırımcıları Koruma Fonu vek. Av. Ö. B.. ve diğer davalı Sermaye Piyasası Kurulu vek. Av. S. Ü.." in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asil ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, ... Menkul Kıymetler A.Ş."de yapılan usulsüzlükler nedeniyle davalılardan S.. S.."nun adı geçen şirketin yetkilileri ile müvekkilinin iflası istemiyle dava açtığını, yargılama sonunda müvekkili hakkındaki iflas talebinin reddedildiğini, yargılama sürerken davalı Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından müvekkili hakkında İstanbul 9. İcra Müdürlüğü"nün 2003/13977 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, tüm bu hukuki işlemlere neden olan olayın S.. S.. Denetleme Dairesinin 11.03.2003 tarihli raporunun 12. ve 23. sayfalarında belirtildiği üzere B. P.. üzerindeki hisse senetlerinin müvekkilinin kardeşi İ. S..tarafından müvekkilinin hesabına onun bilgisi dışında aktarılarak gerçek olmayan temsilci belgesine dayanılarak satılması olduğunu, müvekkilinin böyle bir işlem için ne yetki ne de temsilci belgesi vermediğini, İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi"nde yapılan yargılamada alınan rapor sonucunda söz konusu temsilci belgesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılması üzerine müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini, öte yandan Yatırımcıları Koruma Fonu"nun, ... Menkul Kıymetler A.Ş."ye ait olan hisse senetlerinin iadesi için İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nde açtığı davada hisse senetlerinin iadesine karar verildiğini, buna göre Yatırımcıları Koruma Fonu"nun yatırımcılara ödediği paranın geri dönecek olduğunu, bu itibarla takibin konusuz kalacağını belirterek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Yatırımcıları K... Fonu ve Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. vekili davanın reddini istemiştir.
Davalı S.. S.. vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı Merkezi Kayıt Kuruluşu"nun takipte sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın husumetten, davalı S.. S.."nun yaptığı işlemler nedeniyle açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle bu davalı hakkındaki dava dilekçesinin görev yönünden takibe konu alacağın davacının aracı kurumun bir şubesinde yönetici olarak görev yaptığı sırada kendi adına olan hesaptan yapılan usulsüz işlemler nedeniyle borçlu olmadığı talep edilmiş ise de davacının yönetici olduğu ve kendi adına olan hesaptaki işlemleri kontrol etmemesinin kendisini sorumluluktan kurtarmayacağı, işlemlerden davacının sorumlu tutulması gerektiği, hisse senetlerinin devrine ilişkin davaların şu aşamada davayı etkilemeyeceği gerekçeleriyle davalı .... Menkul Kıymetleri temsilen Yatırımcıları Koruma Fonu hakkındaki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan 30.05.2012 tarihli bilirkişi raporunun 4. sayfasının sonunda; "... davalıların... gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak davacının bilgisi bulunduğuna dair somut deliller sunamadıkları" denilmiş, yine aynı bilirkişi raporunun 5. sayfasının başlangıcında "S.. S.. raporunda yer alan hususlar dikkate alındığında .... Menkul Yönetim Kurulu başkanı ve genel müdür tarafından kullanıldığı tespit edilen 737 nolu hesaptan gerçekleştirilen alım satım işlemlerine ilişkin davacı tarafından imzalanmış bir hesap açılış sözleşmesi, yine davacı imzalı bir ordino, bu hesaptan gerçekleştirilen işlemlere ait bir ses kaydı, yine bu hesaptan gerkçekleştirilen virmanlara ilişkin davacı H.. S.. tarafından verilmiş bir talimat veya hesaba ilişkin aracı kurum ile davacı arasında bir overall mutabakatı olduğunu gösteren belge veya kayda dosya münderecatında rastlanmadığı ....737 nolu davacı hesabında gerçekleştirilen işlemlere dayanak olduğu iddia edilen ve aracı kurum kayıtlarından çıkarılan yetki belgesi üzerindeki imzanın bilirkişi raporu ile sahte olduğunun anlaşıldığı " denilmiş, ancak sonuç kısmında ise davacının 737 nolu hesapta gerçekleştirilen işlemlerden haberdar olmadığı yönündeki iddiasının hayatın olağan akışına ters olduğu bildirilmiştir.
Dava dosyasında bulunan İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2003/620 Esas, 2009/9 Karar sayılı dosyasında alınan grafoloji raporunda, "temsilci belgesi" başlıklı belgedeki imzanın H.. S.."in eli mahsulü olmadığı belirtilmiş ve mahkemece sanığın beraatine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine ise Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından 09.06.2011 tarihinde davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan davacı aleyhine açılan şahsi iflasla ilgili davada ise, davalı H.. S.."in 21.07.1993 tarih ve 737 sayılı cari hesap sözleşmesine dayanılarak verildiği iddia edilen temsilci belgesinden dolayı yapılan usulsüzlüklerden sorumlu olduğu belirtilerek şahsen iflası istenilmiş ise de bu sözleşme ve belgedeki imzanın adı geçen davalı tarafından inkar edilmiş olup söz konusu belgenin aslı davacı tarafından temin edilerek bilirkişi raporu alınamadığından bu belgenin H.. S.."e ait olduğu tespit edilemediği gerekçeleriyle H.. S.. aleyhindeki iflas isteminin reddedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan deliller değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken yukarıda anılan bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer alan hayatın olağan akışı gerekçesi esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100.00 TL. Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı Yatırımcıları Koruma Fonu"ndan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.