Esas No: 2015/1763
Karar No: 2015/3290
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - görevi yaptırmamak için direnme - 2911 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/1763 Esas 2015/3290 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/1763 E. , 2015/3290 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme, görevi yaptırmamak için direnme,
2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1- 06.12.2009 tarihli eylemleri nedeniyle;
a) 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) 2911 sayılı Kanunun 32/2. ve 33/2. maddeleri delaletiyle TCK"nın 265/1-3, 62, 50/1-a, 52/2-4
3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca
mahkumiyet
2- 14.07.2012 tarihli eylemleri nedeniyle;
a) 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
b) 2911 sayılı Kanunun 33/2. maddesi delaletiyle 32/1, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- TCK"nın 314/3. ve 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6-son, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2911 sayılı Kanunun 32/1, 33/1 ve sanığın örgüt adına işlediği TCK"nın 265. maddelerinde düzenlenen suçların, hüküm tarihinden sonra 30.04.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında sayılan suçlardan olmadığı ve 6638 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerin de açıkça sanık aleyhine olduğu belirlenerek yapılan incelenmesinde;
1- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunda öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220. maddesi 6. fıkra 2. cümle ile indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince arttırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında 06.12.2009 tarihli görevi yaptırmamak için direnme ile 14.07.2012 tarihli 2911 sayılı Kanunun 32/1. ve 33/1. maddelerine muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın 06.12.2009 tarihindeki olayda güvenlik güçlerine taş atarak direndiğinin kabul edilmesine rağmen TCK"nın 265/4. maddesi uyarınca cezasında arttırım yapılmaması aleyhe temyiz istemi olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hükmedilen adli para cezalarının taksitlendirilmesine yer olmadığına karar verildikten sonra 24 eşit taksitle tahsiline karar verilmek suretiyle hükmün karıştırılması,
Kanuna aykırı olup anılan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün C-a-4, C-b-4, C-4 ve D-6 bentlerindeki "sanığın sosyo ekonomik durumu, netice para cezası miktarı gözetilerek takdiren taksitlendirilmesine yer olmadığına" şeklindeki ibarelerin hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanık hakkında 06.12.2009 tarihli 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 Esas ve 2014/375 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; kanun koyucunun "sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri" ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Kanun koyucunun yukardaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine "yöntem" ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır. Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen "yöntem" ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen 06.12.2009 tarihli eyleminin, tarihi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında mutad ve meşru bir düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.