19. Ceza Dairesi 2019/6587 E. , 2019/8611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında; 18/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Adana 18. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/513 Esas ve 2014/1136 Karar sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 20/05/2019 tarihinde tevdii kararı verildiğinin anlaşılması karşısında,
Anılan dava dosyası getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1-Sanıkta 64 karton bandrolsüz sigara ele geçirilen uyuşmazlıkta suçun işleniş şekli ve suça konu eşyanın miktarı bakımından temel cezanın belirlenmesinde alt hadden ayrılmayı gerektirecek bir husus bulunmamasına rağmen adli para cezasında teşdiden hüküm kurulması,
2-Adli para cezasında gün karşılığının belirlenmesinde 5237 sayılı TCK’nin 52/2. maddesi yerine 50/1. maddesinin uygulanması,
3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilirken anılan maddenin 1-c bendindeki yoksunlukların sanığın alt soyu haricindekiler için uygulanmamasına yol açacak şekilde karar verilmesi ve 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
4-Suça konu bandrolsüz sigaraların müsaderesine karar vermekle yetinilmesi gerekirken tasfiyesine de karar verilmesi,
5-Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun kapsamında TAPDK’nin davaya katılma hakkı bulunmadığı halde Gümrük İdaresiyle birlikte katılmasına karar verilip, gerekçeli kararda da vekalet ücretinin katılana verilmesine hükmedilerek çelişki yaratılması,
6-Bandrolsüz olduğu hususunda itiraz ve tereddüt bulunmayan sigaralar ile ilgili keşif yapılarak sanık aleyhine sebep olmadığı yargılama giderine hükmedilmesi,
7-Sanık hakkında verilen adli para cezasının miktarına göre taksitlendirilmesi gerekip gerekmediğinin tartışılmaması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN tebliğnameye kısmen uygun olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.