Davacı, usulsüz sağlık karnesi kullandığı gerekçesiyle talep edilen tedavi giderleri borcu olmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline   karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, usulsüz sağlık karnesi kullandığı gerekçesiyle kendisinden talep edilen tedavi giderlerini borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Mahkemece dava kabul edilmiş ise de, varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Davacının, 01.05.2002 tarihinde 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken 21.12.2005 tarihli dilekçesi ile, 27.09.1981-21.11.2005 tarihleri arasında Suudi Arabistan’da Suud’lu işveren nezdinde geçen çalışmalarını 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanmak istediği,  yurtdışındaki hizmet akdine dayalı bu çalışması Bağ-Kur’ca tespit edilmesi üzerine tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlangıç tarihi itibariyle iptal edilerek tarım Bağ-Kur sigortalılığından dolayı verilen sağlık karnesini kullanması nedeniyle yapılan tedavi giderlerinin davacıdan   talep edildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
2926 sayılı Yasa’nın 2.maddesi uyarınca “... (diğer) sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmadan tarımsal faaliyette bulunan kimseler ... (sair koşulların da varlığı halinde) tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılırlar.” Anılan Yasa’nın 4.maddesinde ise, “…sosyal güvenlik kuruluşlarına prim veya emeklilik keseneği ödemekte olanlar ile bu  kuruluşlardan malullük veya yaşlılık aylığı ile daimi tam iş göremezlik geliri almakta olanlar veya aylık veya gelir bağlanması için talepte bulunanlar sigortalı sayılmazlar.” Somut olayda davacı,  Suudi Arabistan’da Suud’lu işveren nezdinde hizmet akdine dayalı olarak çalışırken, Kuruma 03.04.2002 tarihinde intikal eden Tarım Bağ-Kur’a Giriş Bildirgesi ile bizzat kendisinin talebi üzerine 1.5.2002 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmiştir. Bu durumda davacının yurt dışında, yabancı işveren nezdinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığı dönemle çakışır şekilde, yurtiçinde kendi adına tarımsal faaliyeti nedeniyle 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü mümkün olmadığı gibi,  bu konuda davacının iyi niyetinden de söz edilemez. Diğer bir anlatımla tarım Bağ-Kur sigortalılığı için gerekli koşulları taşımayan davacının Bağ-Kur’dan aldığı sağlık karnesini kullanması sonucu Kurumca yersiz ödenen tedavi giderlerinin geri istenmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. 
Mahkemece Suudi Arabistan’da Suud’lu işveren nezdinde hizmet akdine dayalı olarak çalışırken bizzat kendisinin talebi üzerine tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilen davacının davalı Kurumu yanılttığı ve dolayısıyla iyi niyetli olmadığı dikkate alınarak davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.