12. Ceza Dairesi 2015/9624 E. , 2016/2089 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 4.705,79 TL maddi, 7.500 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 12-21. maddelerinde yetki konusu düzenlenmiş olup, 12. maddede genel olarak, işlenen suçlarda hangi mahkemenin yetkili olduğu, 13, 14, 15 ve 16. maddelerde ise ek yetki kuralları yer almıştır. Kanun"un 18. maddesinde yetkisizlik iddiasını ileri sürme hakkı sanığa verilmiş ve bu hakkın ne zamana kadar ileri sürülebileceği, aynı maddede gösterilmiştir. Kanunun 13. maddesindeki özel yetki benzeri bir düzenleme de aynı Kanunun 142. maddesinde yapılmış, koruma tedbiri nedeniyle zarar gören davacılar lehine kabul ile tazminat isteminin “zarara uğrayanın oturduğu yer Ağır Ceza Mahkemesi”nde açılacağı ve bu yer mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu düzenlemenin konuluş amacı, mağdur olan davacının, sanık olarak yargılamasının yapıldığı yer mahkemesinde dava açma külfetinden kurtarılmasına yöneliktir. CMK"nın 141 ve devamı maddelerinde düzenlenen tazminat istemine ilişkin olarak 142. maddede belirtilen yetkili mahkeme dışında, yetkisizlik iddiası ve kararı verilmesine ilişkin özel bir hüküm kabul edilmediğinden yetkiye ilişkin CMK"nın 12-21 maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Yetki görevde olduğu gibi kamu düzenine ilişkin olmayıp, yasada öngörülen süre içerisinde ileri sürülmesi gerekir. (CMK m. 20.) Tazminat davalarında Kanunun 18. maddesinden hareketle, bu iddianın davalı hazine tarafından en geç ilk duruşmada ileri sürülmesi gerekirken, bu yönde herhangi bir talebin olmadığı ve resen de yetki hususu nazara alınamayacağından,
Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, ""Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat"" ibaresi yerine, ""466 sayılı yasaya göre tazminat talebi"" ibaresine yer verilmesi, ""23/01/2014"" olan dava tarihinin ""27/01/2014"" olarak yazılması ve hükmün esasını oluşturan kısa kararda davacı lehine ‘’7.500 TL’’ manevi tazminata hükmedilmesine karşın, gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe başlığı altında davacı lehine ‘’2.000 TL’’ manevi tazminata hükmedildiğinin belirtilmiş olması, mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata ve yazım yanlışlıkları olarak kabul edilmiş ve mahkemece asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında, hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağına ilişkin dairemizce benimsenen görüş dikkate alınmamış ise de, hükmün sadece davalı hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olması itibariyle, bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılamayacağından, tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.