Esas No: 1995/6489
Karar No: 1996/3588
Karar Tarihi: 14.11.1996
Danıştay 12. Daire 1995/6489 Esas 1996/3588 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, İnfaz ve Koruma memurluğu sınavını kazanmış ancak ataması yapılmamıştır. Daha sonra idarece açık bulunan kadrolara atama yapmak üzere 27.10.1992 tarihinde ikinci bir sınav açılmıştır. Davacı, ikinci sınavın iptali istemiyle dava açmıştır ancak İdare Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Danıştay Tetkik Hakimi, sınav sonucunun müteakip sınava kadar geçerli olduğunu belirterek, idarenin yeniden sınav açma yetkisine sahip olduğunu ifade etmiştir. Danıştay Savcısı ise davacının atanmaması işleminin hukuka uygun olmadığını belirtmiştir. Sonuç olarak, İdare Mahkemesi kararı onanarak davacının başvurusu reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 50. ve 52. maddelerinde memur atamalarının sınav sonucuna göre yapılacağı belirtilmiştir.
- Kanunun 51. maddesinde ise ilan edilen sınav sonuçlarının müteakip sınav tarihine kadar geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/6489
Karar No: 1996/3588
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: …
İsteğin Özeti: … Adli Yargı Adalet Komisyonu tarafından 29.11.1991 günü yapılan infaz koruma memurluğu sınavını kazanmış olan davacı, anılan sınavın geçersiz sayılmasından sonra 27.10.1992 tarihinde yeniden yapılan sınavın iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla davanın; davacının, atamasının yapılmamasına ilişkin işlem ve 27.10.1992 tarihinde yapılan ikinci sınavın iptali istemiyle açıldığı belirtildikten sonra, 657 sayılı Yasanın 52. maddesinde, "Kurumların memur ihtiyaçları yayınlanan sınav sonuçlarında belirlenen başarı sırasına göre ilgili kurumlarca atama yapılmak suretiyle karşılanır.
Müteakip sınav dönemine kadar kurumların acil ihtiyaçlarının sınavlara girip kazanmış ancak yeterli kadro olmaması nedeni ile ataması yapılamayanlardan yayınlanan başarı sırasına göre karşılanabilir". hükmünün yer aldığı, 51. maddesinde ise, ilan edilen sınav sonuçlarının, müteakip sınav tarihine kadar geçerli olduğu kuralına yer verildiği, dosyanın incelenmesinden; … AdliYargı Adalet Komisyonunca 29.11.1991 tarihinde açılan İnfaz ve Koruma memurluğu sınavını kazanan davacının atamasının, açıktan atamaların durdurulduğu nedeniyle yapılmadığı, daha sonra da idarece açık bulunan kadrolara atama yapılmak üzere 27.10.1992 tarihinde ikinci sınavın açıldığı, önce yapılan sınavları asil ve yedekten kazanan adayların bu kadrolara atamalarının yapılmadığının anlaşıldığı, idarelerin boş kadrolara atama yapmak için her zaman sınav açabileceği, önceki sınavı kazananların ataması yapılıncaya kadar yeni bir sınav yapılmasını engelleyen düzenleme bulunmadığından yeniden sınav yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı ve yeni sınav ile önceki sınavın geçerliliği kalmadığından davacının atamasının yapılmasına olanak olmadığı gerekçesiyle davanın reddinekarar verilmiştir.
Davacı, idarece kazanılmış haklarının ihlal edildiğini, idarenin boş kadrolara atama yapmak için her zaman sınav açma yetkisine sahip olmadığını ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: … Adli Yargı Komisyonu tarafından açılan sınavda başarılı olan davacı, aynı görev için yeniden açılan sınavın iptali istemiyle dava açmıştır.
657 sayılı Yasanın 51. maddesi son fıkrasında, memuriyet sınav sonuçlarının müteakip sınava kadar geçerli olacağı hükmü yer almış olup, davalı idare ihtiyacını karşılamak üzere memuriyet sınavı açmak ve alınacak adayları belirlemek ile, anılan madde hükmüne göre yeniden açılacak sınava kadar memur ihtiyacını kazanan adaylar arasından atama yaparak gerçekleştirme yetkisine sahip olmuştur. Bu süre içinde bir süre için atamayı engelleyen bir durumun varlığı sınav sonuçlarını kusurlandıramayacağı açıktır.
Davacı tarafından yeniden açılan sınavın iptalinden sonra bu sınavın iptali istemiyle açılan davada, yeniden sınav açılmasına ilişkin işlemin yetki unsuru dışında, şekil, konu, amaç ve sebep yönlerinden incelenmesi gerekeceği açık olup, davalı idarece yeniden sınav açma sebebinin ortaya konulamadığı dikkate alındığında işlemin sebep yönünden davacıya yönelik olarak iptali gerekeceğinden davanın reddi yolundaki kararın bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Dava, … Adalet Komisyonu tarafından 29.11.1991 günü yapılan infaz ve koruma memurluğu sınavını kazanan davacının atanmasının yapılmamasına ilişkin işlem ile yeniden sınav açılması yolundaki işlemin iptali istemiyle açılmış İdare Mahkemesince de davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ikinci sınava kendisinin çağrılmadığını, kazanılmış hakkı bulunduğu iddiasıyla açılan mahkeme kararını temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Kamu kurum ve kuruluşları boş bir kadroya memur atamak veya atamamak konusunda takdir yetkisine sahip olmakla birlikte bu yetkiyi keyfi ve mutlak olarak kullanamazlar. İdareler boş olan bir kadroya atama yapmak için harekete geçtiği andan itibaren bağlı yetki içine girerler bunun sonucu yasa ve yönetmeliklerle belirlenen niteliklere sahip yarışma ve yeterlik sınavınıkazanmış olanlar sınav başarı listesine göre atanmak zorundadırlar.
657 sayılı Yasanın 50. maddesinde, Devlet memuru olarak atanacakların açılacak devlet memurluğu sınavına girmeleri ve kazanmalarının şart olduğu belirlenmiş, 52. maddesinde de kurumların memur ihtiyaçlarının yayınlanan sınav sonuçlarında belirtilen başarı sırasına göre ilgili kurumca karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, aynı yasanın 51. maddesinin 2. fıkrasında ilan edilen sınav sonuçlarının müteakip sınav tarihine kadar geçerli olduğu hükme bağlanmış ise de bu hüküm usulüne uygun bir sınavı kazanmış ancak ataması yapılmamış kişilerin atanmasına engel olacak biçimde düşünülemez.
Dava dosyasının incelenmesinden davacının 29.11.1991 günü yapılan sınavı 41.sırada asil olarak kazandığı atamasının yapılmasını beklerken 27.10.1992 tarihinde yeni bir sınav açılarak sınav sonucu kazanan kişilerin atamasının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 29.11.1991 tarihinde usulüne uygun olarak yapılmış bir sınav varken bu sınavı asil olarak kazanmış kişilerin atamasının yapılması gerekirken, davacının atanmasının yapılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının; davacının atamasının yapılmamasına ilişkin kısmının bozulması, yeni sınavın iptaline ilişkin kısmının da onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/2. maddesi gereğince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, … Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca 29.11.1991 tarihinde açılan infaz ve koruma memurluğu sınavını kazanan davacının atamasının yapılmadığı, 27.10.1992 tarihinde ise yeniden sınav açıldığı, davada ikinci kez açılan bu sınavın iptali istendiği halde, temyiz konusu kararda davacının atanmasının yapılmaması işleminin de dava edildiğinin kabulü ile bu işlem yönünden de davanın reddine karar verildiği anlaşılmış olup, mahkemece dava konusu edilmemiş bu işlem hakkında karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de, tesbit edilen bu durum davanın reddi yolundaki kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 14.11.1996 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(X) KARŞI OY
Davanın, davacının atanmaması işlemiyle atamaya engel görülen ikinci fıkranın iptali isteğiyle açıldığı, sonuç olarak atamasını temin etmeyi amaçladığı dosya içeriğinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Olayda, davacının daha önce açılan sınavı kazandığı ve atama işlemine ilişkin belgelerin de davacıdan istenildiği tartışmasız olup, herhangi bir nitelik eksikliği de ortaya konulmadığına göre yeni bir sınav açıldığından bahisle davacının atanmaması işleminde idare hukukunun genel ilkelerine ve yönetmelik hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği görüşüyle onama yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.