Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan P.A.Ş., Ç.A.Ş. ve E. Ltd.Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve davalılardan Ç.A.Ş. ve EGS Ltd.Şti. vekillerince duruşma talep etmeleri üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe (maluliyete) maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
506 sayılı Yasa’nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumu’na bildirilmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurumca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak Kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle kesin hale geleceği bildirilmiştir.
Öte yandan, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 506 sayılı Yasa"nın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tespit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca karar bağlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda, iş kazası olduğu iddia olunan olayın, Sosyal Sigortalar Kurumu’na bildirildiği ve yapılan müfettiş tahkikatı ile iş kazası sayıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının maluliyet oranının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Sosyal Sigorta Kurumu Sağlık ve Maluliyet İşlemleri Dairesi Başkanlığı ile Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından davacının maluliyet oranı %18 olarak belirlenmiştir. Tarafların anılan maluliyet oranına itirazı üzerine, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ile Adli Tıp Genel Kurulu, davacının maluliyet oranını %42 olarak saptamışlardır. Mahkemece, %42 maluliyet oranı esas alınarak davacının maddi tazminat miktarı hesaplatılmış ve %18 maluliyet oranına göre Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından davacıya bağlanan gelirin peşin sermaye değeri hesaplanan maddi tazminattan indirilmiştir.
Maluliyet oranının tesbiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Sigortalar Kurumu’nun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup, temyize konu tazminat davasında Sosyal Sigortalar Kurumu taraf değildir.
Yapılacak iş, davacıya Sosyal Sigortalar Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine maluliyet oranının tesbiti davası açması için önel vermek, tespit davası bu dava için bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu açıklanan doğrultuda araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılardan P.P.Kim.Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü, Ç. Isı San. ve Tic. A.Ş. ile E.Müh. İnş. Mak. Elek ve Petrokimya Ür.Tic.Ltd.Şti.’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.