Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, katılanın soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçmesinin, yargılama aşamasında davaya katılmasına engel teşkil etmediği anlaşıldığından, CMK"nun 237 ve 238. maddeleri uyarınca kararı temyiz etmeye hakkı bulunduğu belirlenerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Katılanların aşamalarda birbirleriyle örtüşen beyanları, sanığın soruşturma aşamasındaki ifadesinde sinirlendiği için hoş olmayan şeyler söylemiş olabileceğine dair anlatımı, katılan ..."na facebook ortamında "bekle gün yaklaşıyor" şeklinde gönderdiği mesaj içeriği gözönüne alındığında, katılanların beyanlarının doğruluğunun denetim açısından arama kayıtları getirtilmeksizin ve hangi kanıtlara dayanılarak ya da hangi nedenle sanık savunmasının katılanların beyanlarına üstün tutulduğu açıklanıp tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Kabule göre de; a-Katılan ..."nun soruşturma aşamasında kolluk tarafından alınan 27.05.2011 tarihli beyanında şikayetinden vazgeçtiğini belirtmesi, şikayetten vazgeçmeden vazgeçme olmayacağının anlaşılması karşısında, şikayetten vazgeçmeyi zımmen kabul eden sanık hakkında TCK’nın 73/4, CMK’nın 223/8. madde ve fıkraları uyarınca, hakaret suçundan açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, B-(Bir nolu) bozmaya uyularak yapılan değerlendirme neticesinde, sanığın eylemi gerçekleştirdiğinin ve eylemin TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesine uyduğunun kabulü durumunda ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan ..."nun temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.