4. Hukuk Dairesi 2013/2455 E. , 2013/6481 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 19/11/2012 günlü ve 2012/10531-2012/17289 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazası sonucu desteklerinin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacıların temyizi üzerine dairece onanmış; davacıların karar düzeltme itirazları üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Davacılar, desteklerinin vefatı ile sonuçlanan trafik kazasında davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu beyanla, destekten yoksun kalma tazminatı ve uğradıkları üzüntünün telafisi amacıyla manevi tazminat isteminde bulunmuşlar, yargılamanın devamı esnasında ise, sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığından maddi tazminat istemlerini atiye bırakmışlardır.
Davalılar, kusurun davacıların desteklerinde olduğunu, maddi tazminat isteminin atiye bırakılmasını kabul ettiklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, davalı sürücünün %80 oranında kusurlu olduğunu kabul eden bilirkişi raporları hükme esas alınarak, maddi tazminat isteminin atiye bırakıldığından geri alınmasına, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu trafik kazasında, davacı ..."in eş ve oğlunun, davacı ..."in ise babası ve kardeşinin vefat etmiş olması, olay tarihi, davalıların kusur oranı ve kazanın meydana geliş şekli ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları azdır. Davacılar yararına daha üst düzeyde uygun bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekir ise de, karar onanmış bulunduğundan davacıların karar düzeltme istemi HUMK"nun 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli, onama ilamı kaldırılmalı ve karar gösterilen nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 440-442 maddeleri gereği, davacıların karar düzeltme isteminin kabulüne, 19/11/2012 gün ve 2012/10531-2012/17289 E.K. sayılı onama kararının kaldırılmasına ve kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve tashihi karar talep eden davacıdan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 08/04/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddi gerektiği düşüncesiyle, dairemiz çoğunluğunun bozma kararına katılmıyorum. 08/04/2013