Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/15
Karar No: 2020/545
Karar Tarihi: 08.07.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/15 Esas 2020/545 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/15 E.  ,  2020/545 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacılar vekili ve davalı Dinamik İçecek Yemek Enerji ve Gıda Ürünleri Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacılar vekili 07.07.2011 tarihli dava dilekçesinde; müvekkillerinden Yıldız Holding A.Ş. adına tescilli "Cola Turka" ve "Turka" ibareli tanınmış çok sayıda markanın bulunduğunu, "Cola Turka" ve "Turka" ibareli markalar kullanılarak üretilen içeceklerin müvekkili Della Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş. tarafından üretildiğini ve müvekkili Esas Pazarlama ve Tic. A.Ş. tarafından pazarlandığını, davalıların müvekkilinin tanınmış markası ile iltibas oluşturacak şekilde “energi turka +Şekil” ibaresi ile içecek üretip piyasaya sürdüklerini, dava dışı ... ve... adına "energi turka+Şekil" ibareli marka tescil başvurularının yapıldığını, oysa davalılar adına tescilli ya da başvurusu devam eden “energi turka+Şekil” ibareli bir markanın bulunmadığını, davalılarca gerçekleştirilen eylemlerin markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek davalıların eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, men"ine, ref’ine, ürün ambalajlarının toplatılarak imhasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Dava dilekçesi usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
    5.1. Davalı Dinamik İçecek Yemek Enerji ve Gıda Ürünleri Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili 25.07.2011 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin Avusturya"da ... ve... adına tescilli "enerji turka+Şekil" markalı içeceği bu ülkeden ve bu kişilerden ithal ederek pazarladığını, müvekkilinin enerji içeceği piyasasına girmek istediğini, bu nedenle "Türk" anlamına gelen "Turka" markasını uygun gördüğünü, dava konusu markanın davacı markaları ile iltibas oluşturmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    5.2. Davalı Ay-man Grup Gıda Med. Mad. Tur. İnş. Taah. Dan. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 16.10.2012 tarihli ve 2011/118 E, 2012/159 K. sayılı kararı ile; davacı ... Ticaret A.Ş.’nin “Turka” ibareli markalar üzerinde hiçbir hakkının bulunmadığı, bu nedenle aktif dava ehliyetinin olmadığı, davacı ...Ş. adına tescilli “Turka” ve “Turka” esas unsurlu markaların bulunduğu, bu markalarının markasal gücünün yüksek olduğu ve bu şekilde tüketici gözünde marka ile işletmesel kökeninin özdeşleştiği, ancak dava dışı ... ve... adına tescilli 2010/09366 sayılı “enerji turk+Şekil” ibareli ve 2010/11528 sayılı “enerji turko+Şekil” ibareli markaların bulunduğu, yine dava dışı ... ve... adına Avusturya’da tescilli “enerji turka+Şekil” ibareli markanın bulunduğu, aynı kişiler tarafından aynı markanın tescili için TPE nezdinde 2010/09366 sayılı marka başvurusunda bulunulduğu, davalının dava konusu ürünleri Avusturya’dan ithal ettiğini savunması karşısında tescilli markaların ithalatını ve pazarlamasını yapan davalı eylemlerinin haksız rekabet ve tecavüz oluşturmayacağı gerekçesiyle, davacı ... Ticaret A.Ş. yönünden davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan diğer davacılar yönünden ise markaya tecavüz ve haksız rekabetin şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.11.2013 tarihli ve 2013/6373 E, 2013/21328 K. sayılı kararı ile; davalı Dinamik İçecek Yemek Enerji ve Gıda Ürünleri Tur. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz isteminin usulüne uygun olmaması nedeniyle reddine karar verildikten sonra “…2- Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, tescilli markalarının satışını yapan davalı eylemlerinin haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacılar "Turka" ibareli markalarına dayanarak tecavüz ve haksız rekabetin oluştuğunu, davalının "Turka" ibaresini satışa arz ettiği ürünlerde kullandığını iddia etmiştir. Dosya kapsamından davalı adına ya da markalarını kullanmaya izninin bulunduğunu iddia ettiği kişiler adına TPE nezdinde dava konusu ürünü de kapsayan geçerli bir "Enerji Turka" ya da "Energi Turka" ibareli marka tescilinin bulunmadığı, "Turka" ibaresini taşıyan başvuruların müddet olduğu, ya da feragatle sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Marka hukukunda tescil ve korumanın ülkeselliği ilkeleri geçerli olup, Avusturya"daki marka tescili bir başkasının markasına tecavüz teşkil edecek şekilde Türkiye"de kullanılmasına imkan vermez. Davacının iddia ve delilleri buna göre değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir.
    3- Ayrıca davacılar vekili, müvekkili Esas Pazarlama ve Ticaret A.Ş."nin dava konusu ürünlerin satış ve pazarlamasını yaptığını, davalı eylemlerin müvekkili ile haksız rekabete sebep olduğunu iddia edip 556 sayılı KHK hükümlerinin yanı sıra TTK"nın haksız rekabete ilişkin hükümlerine dayanarak işbu davayı açtığına göre anılan davacının marka lisans hakkına sahip olmadığı, bu sebeple aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Ankara 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 21.10.2014 tarihli ve 2014/100 E.-2014/240 K. sayılı kararı ile; Avusturya’daki tescilli markaya dayanılarak karar verilmediği, dava dışı ... ve... adına Türkiye’de tescilli markaların bulunduğu gerekçesiyle bozma ilamının davacılardan Esas Pazarlama ve Tic. A.Ş.’ni aktif dava ehliyeti ile ilgili 3. bendine uyulmasına, bozma ilamının markaya tecavüzle ilgili 2. bendine ise direnilmesine karar verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu ürünü kapsayan benzer sınıflarda tescilli “enerji turko+Şekil” ve “enerji turk+Şekil” ibareli markalar ile dava konusu ürünü kapsamayan sınıflarda tescilli “enerji turka+Şekil” ibareli markanın bulunması karşısında davalıların eyleminin davacının “Turka” ibareli markalarına tecavüz teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve ref’i istemlerine ilişkindir.
    13. Uyuşmazlığı çözümü için ilk önce markanın korunmasına ilişkin yasal düzenlemeler ile hukuki kavram ve kurumların ortaya konulmasında yarar bulunmaktadır.
    14. Bilindiği üzere, dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (565 sayılı KHK) ile sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ise 556 sayılı KHK’nin 9. maddesinde (6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 7. maddesinde) sayılmıştır. Anılan madde; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep edebilir:
    a) Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması.
    b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
    c) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye"de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılması.
    Aşağıda belirtilen durumlar, birinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
    a) İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulması.
    b) İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanması.
    c) İşareti taşıyan malın gümrük bölgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması.
    d) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
    e) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması.
    Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Marka tescil başvurusunun bültende yayınlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmesi halinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayınlanmasından önce karar veremez.” şeklinde düzenleme içermektedir.
    15. 556 sayılı KHK’nin 61. (SMK’nin 29.) maddesinde ise, hangi fiillerin marka hakkına tecavüz sayılacağını açıklamıştır. Anılan madde; “Aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
    a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9’uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
    b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
    c) Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak.
    d) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek” şeklinde düzenleme içermektedir.
    16. Görüleceği üzere, 556 sayılı KHK’nin 9 ve 61. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve bu nedenle bağlantı ihtimali de dâhil halk nezdinde karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin, markanın tescilli olduğu mallarla aynı veya benzer mallarda kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinden bahsedilmek için halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde, herhangi bir sebeple bir bağlantı kurması yeterlidir. Başka bir deyişle, tescilli marka ile kullanılan işaret arasında görsel ve sesçil (fonetik) yönden benzerlik bulunmasa, hatta genel görünüş (umumi intiba) açısından ayniyet veya benzerlik bulunmasa dahi, halk bunlar arasında herhangi bir şekilde bir bağlantı kuruyorsa karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti kabul olunacaktır. 556 sayılı KHK’nin 9/1-b maddesinde “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Bununla birlikte halk, aldığı mal veya hizmetin başka bir işletmeye ait olduğunu bilse fakat güvendiği işletme ile mal veya hizmet aldığı işletme arasında ekonomik bir bağlantı bulunduğunu zannetse bile “karıştırılma ihtimali” olduğunun kabulü gerekmektedir (Tekinalp, Ünal: Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2012, s. 434). Buradaki “halk” kavramından ortalama niteliklere sahip olan tüketicilerin anlaşılması gerekir.
    17. 556 sayılı KHK’nin 61/1-c maddesi yalnızca “ayırt edilemeyecek kadar benzer olan” yani “taklit” markayı taşıyan malların üçüncü kişiler tarafından ticari amaçla elde bulundurulması ya da bu mallar üzerinde ticari amaçla tasarrufta bulunulması hâlinde uygulanabilir.
    18. Taklit marka kullanımı söz konusu olmayıp herhangi bir nedenle karıştırılma (iltibas) ihtimaline neden olacak şekilde benzer marka kullanımının söz konusu olduğu hâllerde ise bu malları piyasaya süren ya da stoklayan kişilerin eylemleri 556 sayılı KHK’nin 61/1-c maddesine göre değil, 61/1-a maddesindeki gönderme nedeniyle 556 sayılı KHK’nin 9/2-b maddesine göre marka hakkına tecavüz oluşturur.
    19. Marka hakkı tecavüze uğrayan kişi, 556 sayılı KHK’nin 61. maddesindeki tecavüz fillerinden birini işleyen mütecavize karşı 556 sayılı KHK’nin 62. maddesi gereğince; marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulması; tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini; marka hakkına tecavüz dolayısı ile üretilmesi veya kullanılması cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara el konulması; el konulan ürünler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması; el konulan ürünlerin ve araçların üzerlerindeki markaların silinmesi veya marka hakkına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası ve mahkeme kararının ilanı taleplerinde bulunabilir.
    20. Diğer taraftan, haksız rekabet kuralları, rekabet hakkının dürüstlük kuralları çerçevesinde kullanılmasını sağlamak ve rekabet hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacı ile sevk edilen kurallardır. Bu kurallar genel nitelikli ve her alanda uygulanabilecek hükümler içermekle birlikte rekabet hakkının, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi gereğince dürüstlük kurallarına uygun şekilde kullanılmasını sağlamaya çalışmaktadır (Arkan, Sabih: Ticari İşletme Hukuku, Ankara, 2018, s. 350).
    21. Hem 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (6762 sayılı TTK) hem de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (6102 sayılı TTK) haksız rekabet kuralları, ticari nitelik taşısın taşımasın tüm haksız rekabet hâllerini kapsayacak şekilde ve son derece ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Olay ve dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nin 56. (6102 sayılı TTK’nin 54.) maddesinde haksız rekabete ilişkin amaç ve genel hükme yer verildikten sonra, aynı Kanun’un 57. (6102 sayılı TTK’nin 55.) maddesinde uygulamada sık karşılaşılan ve dürüstlük kurallarına aykırı olan bazı davranış ve fiil örnekleri sayılmıştır (Arkan, s. 350.).
    22. 6762 sayılı TTK’nin 57/1-5 maddesi gereğince "Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalariyle iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak" dürüstlük kuralına aykırı haksız rekabet hâli olarak belirtilmiştir. Buna göre, kişinin bir başkasının haklı olarak kullandığı mal veya iş ürününün ya da ticaret unvanı veya markasının aynısını ya da benzerini kendi iş ve faaliyetinde ticari amaçla kullanması, ilgili malı veya iş ürününü piyasaya sunması iltibasa yol açar ve haksız rekabet teşkil eder.
    23. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı ...Ş. adına “gazoz, kola ve izotonik içecekler” emtiasını da kapsayan 32. sınıfta tescilli “TURKA” ibareli markalarının bulunduğu, yine anılan davacı adına tescilli “COLA TURKA” ibareli tanınmış markanın olduğu, davalılardan Dinamik İçecek Yemek Enerji ve Gıda Ürünleri Tur. Tic. Ltd. Şti. tarafından Avusturya’dan ithal edilerek piyasaya sunulan ve diğer davalı tarafından pazarlaması yapılan “enerji içeceği” ürününde “enerji turka+Şekil” ibaresinin kullanıldığı anlaşılmaktadır.
    24. Davalı Dinamik İçecek Yemek Enerji ve Gıda Ürünleri Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin dava tarihi itibariyle müdürü olan... ve ... adına Avusturya’da “alkolsüz içecekler, maden suları ve meyve suları” emtialarında tescilli “enerji turka+Şekil” ibareli markanın bulunduğu görülmekte olup, dava konusu “enerji turka+Şekil” ibaresini taşıyan enerji içeceği ürünün bu kişilerden ithal edildiği savunulmaktadır. Adı geçen kişilerce TPE nezdinde 2010/09366 sayılı ve “enerji turka+Şekil” ibareli 09/29/35/39 sınıflarda yer alan emtialar için marka başvurusunda bulunulmuş, yapılan itirazlar neticesinde, başvuru 35 ve 39. sınıflarda tescil edilmiştir. Başka bir deyişle, 2010/09366 sayılı ve “enerji turka+Şekil” ibareli marka, dava konusu “enerji içeceği” emtiasını veya bu emtianın benzerlerini kapsayan sınıflarda tescilli değildir.
    25. Bununla birlikte... ve ... adına TPE nezdinde tescilli 2010/09369 sayılı ve “enerji turk+Şekil” ibareli 32. sınıfta yer alan “maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar, tonikler, sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar” emtialarını kapsayan marka ile 2010/11528 sayılı ve “enerji turko+Şekil” ibareli 32. sınıfta yer alan “biralar, bira yapımında kullanılan preparatlar, maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar, tonikler, sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar” emtialarını kapsayan marka bulunmaktadır.
    26. Görüldüğü üzere davalıların ithal ederek piyasaya sürdüğü ve pazarlamasının yapıldığı “enerji içeceği” emtiasında veya benzerinde tescilli “enerji turka+Şekil” ibareli marka tescili bulunmamaktadır. Başka bir deyişle 2010/09366 sayılı ve “enerji turka+Şekil” ibareli marka “enerji içeceği” emtiasında veya bunun benzerlerini kapsayan sınıflarda tescilli değildir. Diğer markalar ise “enerji turk+Şekil” ve “enerji turko+Şekil” ibarelerinden oluşmakta olup, davalılar bu markaları taşıyan ürünü değil “enerji turka+Şekil” ibareli ürünü ithal ederek piyasaya sunmuşlardır.
    27. O hâlde davalıların ithal ederek piyasaya sunduğu dava konusu “enerji içeceği” ürününde kullanılan “enerji turka+Şekil” ibareli ve bu emtiaya benzer sınıflarda tescilli markanın bulunmadığı ve marka hakkının ülkeselliği prensibi gereğince Avusturya"daki marka tescilinin bir başkasının markasına tecavüz teşkil edecek şekilde Türkiye"de kullanılmasına imkân vermeyeceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    28. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    29. Öte yandan mahkemece bozma kararının üçüncü bendinde yer alan bozma nedenine uyularak davacı ... Ticaret A.Ş. tarafından açılan haksız rekabet davasının esastan reddine karar verilmiş, karar davacı ... Ticaret A.Ş. tarafından da temyiz edilmiştir. Bu durumda bozma kararına uyularak oluşturulan hüküm Özel Dairesince incelenmediğinden, bu hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Uyulan kısım yönünden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, ancak karar düzeltme yolunun açık olması nedeniyle öncelikle mahkemesince bu işlemlerin yerine getirilmesine karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi