19. Hukuk Dairesi 2013/6016 E. , 2014/3257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/06/2012
NUMARASI : 2011/156-2012/104
Taraflar arasındaki menfi tespit- alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av. Ö. S.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete toplam 2.738.103,00 TL borcunun yeniden yapılandırılması amacı ile tarafların bir araya gelip, davalı şirketle organik bağ içinde bulunan M....Ltd. Şti"nin de katılımı ile 06/01/2009 tarihinde yazılı bir anlaşma yaparak ayni ödeme kararlaştırdıklarını, bu anlaşma gereğince müvekkilinin davalı şirkete olan borçlarının sona erdiğini ve hatta alacaklı duruma geldiğini, davalı tarafından sözleşme gereğince iade edilmesi gereken 9 adet çekin iade edilmediğini ve İstanbul 12. İcra Müdürlüğü"nün 2009/22627 E. ve 2009/32598 E. sayılı dosyaları ile icra takibine konu edildiğini, ayrıca taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek müvekkilinin İstanbul 12. İcra Müdürlüğü"nün 2009/22627 E. ve 2009/32598 E. sayılı dosyalarından borçlu olmadığının tespitine, müvekkili lehine %40"tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini ve şimdilik 100.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 06/01/2009 tarihinde taraflar arasında borç yapılandırma protokolünün imzalandığını, bu protokolde genel esasların belirlendiğini, ancak ayrıntıların 10/01/2009 tarihinde yapılacak toplantıda belirlenip mutabakat sağlanacağının kararlaştırıldığını, bu yeniden yapılandırıma protokolü çerçevesinde davacı tarafından bahsedilen taşınmazın gerçek değeri 960.000,00 TL iken kendilerinin yanıltılarak 2.750.000,00 TL bedel takdir edildiğini, showroom ve depolarda bulunan malların sadece 870.078,00 TL tutarındakilerin kendilerine devredildiğini, ancak bu mallar için belirlenen 1.500.000,00 TL ile aradaki farkın davacı şirketçe müvekkiline ödenmesi gerekirken ödenmediğini, yine protokolün 7. maddesinin davacı tarafça ihlal edildiğini, sözleşmenin 11. maddesinde davacının 170.000,00 TL ödeme yapacağının kararlaştırılmasına rağmen bu ödemenin yapılmadığını, davacı tarafın borç yapılandırma protokolündeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve müvekkiline borçlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında benimsenen 06/01/2009 tarihli protokol uyarınca özellikle davalı şirkete borç ödeme çerçevesinde devri gerçekleşen gayrimenkulün ekspertiz değerinin 960.000,00 TL olduğu sonuç itibari ile davalı yanın davacıda halen ödenmesi gereken 1.968.411,88 TL"lik alacağının bulunduğu taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı davacının takip konusu yapılan çeklerin toplam bedelini aşacak miktarda halen borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 06/01/2009 tarihli borç tasfiyesine ilişkin protokolün yapılmış olduğu ihtilafsızdır. Anılan protokolde her iki tarafa da karşılıklı edimler yüklenmiştir. Uyuşmazlığın çözümü her bir tarafın kendi üzerine düşen yükümlülüğün ne kadarını yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır. Anılan protokolde davacı tarafından davalıya devredilecek taşınmazın değeri 2.750.000,00 TL gösterilmiş ve taşınmaz tapuda devredilmiştir. Davalı artık bu bedelde kendisinin kandırıldığını kanıtlamak durumunda olup, dosya içeriği ile bu husus kanıtlanamamıştır.
Hal böyle olunca, her bir tarafın yüklendiği edimlerini yerine getirip getirmediği hususları belirlenip, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken anılan protokol hükümleri gözardı edilip, karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeksizin, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.