Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2929
Karar No: 2020/544
Karar Tarihi: 08.07.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2929 Esas 2020/544 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2929 E.  ,  2020/544 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 09.06.2014 tarihli dilekçesi ile; yanlar arasında er koğuşları tuvalet ve duş onarım işine dair sözleşme imzalandığını, işin kesin kabulünün 27.08.2013 tarihinde yapıldığını ancak işin eksik ve ayıplı olarak imal edildiğini, meydana gelen ayıplar ve eksik iş nedeniyle yüklenicinin sorumlu olduğunu, yaptırılan tespit sonucu düzenlenen tespit raporuna göre ayıplı ve eksik işler bedelinin 23.739,10TL olarak belirlendiğini, söz konusu işlerin 23.000TL bedelle başka bir yükleniciye yaptırıldığını ileri sürerek, 23.739,10TL’nin tespit tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili 04.07.2014 tarihli dilekçesi ile; müvekkili şirketin AHG İnşaat Yapı Malzemeleri ve Bil. Taahhüt İşleri ... ... adındaki şirket ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, ... ...’ün müvekkili şirketin ortağı olduğunu ve işlemlerinden dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, AHG İnşaat Yapı Malzemeleri ve Bil. Taahhüt İşleri ... ... adlı şahıs şirketinin 14.09.2007 tarihinde kurulduğunu, müvekkili şirketin ise ilk olarak 01.02.2012 tarihinde ... ... İnşaat Yapı Malzemeleri Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi unvanı ile kurulduğunu, 15.03.2013 tarihinde unvan değişikliğine giderek...Dekorasyon Mühendislik İnşaat Limited Şirketi ismini aldığını, müvekkili şirketin dava konusu işle ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.04.2015 tarihli ve 2014/406 E., 2015/165 K. sayılı kararı ile; her ne kadar davalı şirkete husumet yöneltilerek ayıplı ve eksik işler bedelinin tahsili istenmiş ise de 13.04.2012 tarihli sözleşmenin ... Genel Kurmay Başkanlığı Bağlıları ve Müsteşarlık Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargâh Destek Kıtaları Grup Komutanlığı ile ... ... AHG İnşaat Yapı Malzemeleri arasında imzalandığı, dava dilekçesinde davalı sıfatıyla yer alan...Dekorasyon Mühendislik İnşaat Limited Şirketinin sözleşmede taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 15. Hukuk Dairesince 17.03.2016 tarihli ve 2015/2830 E., 2016/1733 K. sayılı kararı ile;
    “…Dava dilekçesinde davalı olarak...Dekorasyon Mühendislik İnşaat Ltd.Şti. (AHG İnşaat Yapı Malz.ve Bil.Taah. İşleri ... ...) olarak gösterilmiş olup, celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre her iki şirketin de ticaret siciline kayıtlı olduğu ve her iki şirketin şirket yetkilisinin de ... ... olduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile davanın her iki şirkete birlikte açıldığı kabul ve takdir edilerek gerektiğinde 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesinde düzenlenen "hakimin davayı aydınlatma ödevi" kapsamında taraflardan açıklama istenerek davalıların yasal konumunun belirlenmesi, yine gerektiğinde davacı tarafa aynı Kanunun 124. maddesine göre imkan tanınıp davalının durumunun netleştirilmesi usul ekonomisi ilkesine uygun olacaktır. Tüm bu değerlendirmelerden uzak şekilde davalı tarafların yasal konumları belirlenmeksizin davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir…”gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    9. Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2016 tarihli ve 2016/372 E., 2016/462 K. sayılı kararı ile; 03.03.2015 tarihli ara kararı ile davacı vekiline müvekkili idarenin...Dekorasyon İnş. Ltd. Şti."nin önceki ticari unvanı olan ... ... İnşaat Yapı Malz. Taah. Tic. San. Ltd. Şti. ile sözleşme yapıp yapmadığına dair beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının hatırlatıldığı, davacının sözlü ya da yazılı beyanda bulunmadığı, ayrı bir tüzel kişilik olan...Dekorasyon Müh. İnş. Ltd. Şti"nin sözleşmede taraf sıfatının bulunmadığı, davacı vekiline verilen süre, yargılamada gelinen aşamaya rağmen davalı tarafın adında maddi hata yaptığı yönünde beyanda bulunulmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Somut olayda mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 31. ve 124. maddeleri uyarınca işlem yapılmasının gerekip gerekmediği, mahkemece sıfat yokluğu nedeniyle verilen red kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 31. maddesinde düzenlenen “Hâkimin davayı aydınlatma ödevi”ne ilişkin olarak açıklamada bulunmakta fayda vardır.
    13. 6100 sayılı HMK’nın 25/1. maddesinde, hâkimin Kanunda öngörülen istisnalar dışında, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek davranışlarda bulunamayacağı, aynı maddenin ikinci fıkrasında yine kural olarak hâkimin kendiliğinden delil toplayamayacağı kabul edilmiştir (Umar, B.: Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. Baskı, Ankara 2014, s.114 vd.).
    14. Taraflarca getirilme ilkesi olarak kabul edilen bu düzenleme ile özel hukuk uyuşmazlıklarında kural olarak, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin vakıaların ve bu vakıaların delillerinin bizzat taraflarca getirilmesi ve yargılamada ileri sürülmesi düzenlenmiştir. Böylelikle dava malzemelerinin toplanmasında ve bunların ileri sürülmesinde hâkimin pasif olması kabul edilmiştir (Üstündağ, S.:Medeni Yargılama Hukuku, 7. Baskı, İstanbul 2000, s.238).
    15. Bununla birlikte, dava malzemesinin taraflarca getirilmesi, hâkimin bu hususlar hakkında hiçbir yetkisi olmadığı ve tamamen etkisiz olduğu anlamına gelmemektedir (Alangoya, H. Y. /Yıldırım, M. K. /Deren Yıldırım, N.: Medenî Usul Hukuku Esasları, 7. Baskı, İstanbul 2009, s. 184). Bu, özellikle hâkimin yargılama sonucunda verdiği hükmün maddi gerçekle örtüşür olabilmesinin bir sonucudur.
    16. Tarafların getirdiği ve ileri sürdüğü dava malzemeleri bazı durumlarda maddi veya hukuki açıdan eksik, belirsiz yahut çelişkili olabilir. Bu durum, davanın yürütülmesini zorlaştırabildiği gibi hâkimin doğru bir hükme varma ihtimalini de tehlikeye sokabilir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde, bu durumlarda, hâkimin taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve tarafların delil göstermelerini isteyebileceği düzenlenmiştir.
    17. Diğer yandan Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) iradî taraf değişikliği hakkında açık bir hüküm içermemekle birlikte, yerleşik Yargıtay uygulaması ile genel olarak, davada iradî taraf değişikliğine izin verilmemiştir. Bu durumun özellikle usul ekonomisi açısından eleştirilere tabi tutulmasını dikkate alan yasa koyucu da, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi ile belirli hâllerde iradî taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirmiştir.
    18. Anılan düzenlemeye göre bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür (HMK m. 124/1). Ancak yasa koyucu bu konuda yasalarda yer alan özel hükümleri saklı tutarak (HMK m. 124/2) hâkimin izni ile taraf değişikliği yapılabilecek hâllere de yer vermiştir. Maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği gibi, tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda da hâkimin izniyle taraf değişikliği yapılabilecektir (HMK m. 124/3,4).
    19. İradî taraf değişikliğine ilişkin hükme istinaden gerek davacı gerekse davalı tarafta, iradî taraf değişikliği yapılması mümkündür (Korkmaz H.T.: Medenî Usul Hukukunda İradi Taraf Değişikliği, Ankara 2014, s. 169). Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2018 tarihli, 2017/11-1566 E., 2018/1809 K., 06.02.2020 tarihli, 2017/20-1124 E., 2020/90 K. sayılı kararlarında da aynı tespitlere yer verilmiştir.
    20. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, davalı olarak...Dekorasyon Mühendislik İnşaat Ltd.Şti. (AHG İnşaat Yapı Malz.ve Bil.Taah. İşleri ... ...) gösterilmiştir.
    21. Dosya içerisinde yer alan ticaret sicil kayıtlarına göre...Dekorasyon Mühendislik İnşaat Ltd.Şti.’nin yetkilisinin de ... ... olduğu anlaşılmaktadır.
    22. Bu durumda davanın hem...Dekorasyon Mühendislik İnşaat Ltd.Şti.’ye hem de gerçek kişi tacir olarak yer alan AHG İnşaat Yapı Malz.ve Bil.Taah. İşleri ... ...’e karşı açıldığı kabul edilerek, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi uyarınca da “hâkimin davayı aydınlatma görevi” kapsamında taraflardan beyanda bulunmasının istenmesi, bunun yanı sıra 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi uyarınca da davacıya taraf değişikliği konusunda imkân tanınıp dava dilekçesinde yer alan davalıların durumunun belirlenmesi gerekirken, mahkemece, dava dilekçesinde davalı sıfatıyla yer alan...Dekorasyon Mühendislik İnşaat Limited Şirketinin sözleşmede taraf sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir.
    23. Öte yandan her ne kadar Özel Dairenin bozma kararında AHG İnşaat Yapı Malz. ve Bil.Taah. İşleri ... ... hakkında, gerçek kişi tacir olduğu hâlde şirket ibaresi kullanılmış ise de bu hususun maddi yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    24. Hâl böyle olunca tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    25. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. gereğince BOZULMASINA,
    Aynı Kanun"un 440-III/1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.07.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi