Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/3666
Karar No: 2008/519
Karar Tarihi: 21.01.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/3666 Esas 2008/519 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/3666 E.  ,  2008/519 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Salihli İş Mahkemesi
    TARİHİ : 19/01/2006
    NUMARASI : 2001/273-2007/1

    Davacı, davalılardan işveren ait işyerinde 1978 yılından 20.7.2000 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığının tespitiyle işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 
         
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre  davalı kurumun  temyiz  itirazlarının reddine,
    2-Dava, davacının 1978-20.07.2000 tarihleri  arasında davalının yanında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma  bildirilmeyen çalışmaların tespiti, ile  toplam 1.600,00 YTL işçilik alacağının faizi ile birlikte davalı işverenlerden tahsili   istemine ilişkindir.
    Mahkemece, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir..
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10.  maddesi olup yönetmelikle tesbit edilen belgeleri   işveren tarafından  verilmeyen  veya  çalıştıkları  Kurum’ca  tesbit  edilmeyen  sigortalılar,  çalışmalarını hizmetlerinin   geçtiği yılın sonundan başlayarak  5 yıl  içerisinde mahkemeye  başvurarak  alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse  bu çalışmaların  Kurum’ca  dikkate alınacağı  belirtilmiştir.  Yerleşik  Yargıtay görüşü, birden ziyade  işe giriş  bildirgesi  verilmesi halinde çıkış yok ise ilk  işe giriş  bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği  tarihler  arasında geçen çalışmaların hak  düşürücü süreye  uğramayacağı,  çıkış varsa hak düşürücü sürenin  her kesim çalışma için ayrı  ayrı hesaplanacağı çıkış  tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde  çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü  süre içerisinde  tekrar aynı işyerine girerek  çalışmasının  hak düşürücü sürenin  işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri   arasındaki kısmi bildirimin  aksinin eşdeğer  belgelerle ispat  edilebileceği kabul edilmelidir.
    Yapılan incelemede davacının, davalılardan B. S.adına tescilli (040831) sicil nolu  iş yerinde 01.10.1985 ve 15.04.1990 tarihlerinde işe girdiğine dair 2 ayrı işe giriş bildirgesi verildiği, diğer davalı K.Y.Adına tescilli 110433727  sicil nolu iş yerinde 01.03.1996 tarihinde işe girdiği ayrıca uyuşmazlık konusu dönemde 01.02.1989 tarihinde Bina inşaatı iş yerinde, 15.03.1989 tarihinde Salihli Belediyesi adına tescilli 1852063299 sicil nolu  farklı iş yerlerinde çalışmaya başladığına dair giriş bildirgeleri verildiği anlaşılmıştır.
    Davacının, B. S. adına tescilli (040831) sicil nolu  iş yerinde 01.10.1985-31.12.1985 tarihleri arasında  geçen çalışmaları 1985/3 dönem 40 gün; 15.04.1991-30.12.1994 tarihleri arasında 1991/1 dönem 15 gün, 1991/2 dönem 120 gün, 1991/3 dönem 120 gün, 1992/1 dönem 120 gün, 1992/2 dönem 120 gün, 1992/3  dönem 120gün, 1993/1 dönem 120 gün, 1993/2 dönem 120 gün, 1993/3 dönem 60 gün, 1994/1 dönem 62 gün, 1994/2 dönem 62 gün ve 1994/3 dönem 64 gün olmak üzere kısmi olarak bildirildiği ayrıca  Kemal Yılmaz adına tescilli 11043727sicil nolu  iş yerinde 01.03.1996-21.08.2000 tarihleri arasında 1996/1 dönem 60 gün, 1996/2 dönem 120 gün, 1996/3 dönem 120 gün, 1997/1 dönem 81 gün, 1997/2 dönem 82 gün,1997/3 dönem 82 gün, 1998/1 dönem 50 gün, 1998/2 dönem 50 gün,  1998/3 dönem 60 gün, 1999/1 dönem 60 gün, 1999/2 dönem 60 gün, 1999/3 dönem 60 gün, 2000/1 dönem 120 gün, 2000/2 gün 104 olmak üzeri bildirildiği, uyuşmazlık konusu dönemde 01 .02.1989, 10.04.1989 tarihlerinde ve 01.07.1999-31.07.1999 tarihleri arasında farklı iş yerlerinde  çalışmasının bulunduğu,  imzalı ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olmadığı  dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Gerçekten, sigortalının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar sigortalı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir.
    Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun  2003-21-43 E.,2003/97 K. sayılı 26.02.2003 günlü kararında da belirtildiği gibi, davacının 040831 sicil nolu iş yerinde 01.10.1985-31.12.1985 tarihleri arasında geçen ve eksik bildirilen süreler yönünden hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.  Ayrıca davacının 1989 yılında farklı iş yerinde geçen çalışmalarının bitiminden sonra  davalı B.S.’a ait iş yerinde tekrar 15.04.1991 tarihinde işe girdiğini gösterir işe giriş bildirgesi ile başlayan çalışmasının 30.12.1994 tarihinde sona ermiş ise de işyerini K. Y.a devredilmiş olması  ve aynı iş yerinde çalışmanın devam ettiği  anlaşıldığından  davacının çalışmalarının 30.12.1994 ile Kemal Yılmaz’a ait işyerinde çalışmasının sona erdiği 21.08.2000 tarihine kadar, davacı ile aynı işyerinde çalışması bulunan bordro tanıklarının  beyanlarına göre kesintisiz devam ettiğinin kabulü gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Mahkemece yapılacak iş davacının uyuşmazlık konusu dönemde 01.10.1985-31.12.1985 ve 15.04.1991-21.08.2000 tarihleri arasında davalılara ait aynı iş yerinde geçen ve kuruma eksik bildirilen sürelerin bilirkişi aracılığı ile tespit ettirilerek karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, bozma nedenine göre işçilik alacakları yönünden sair temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik yer olmadığına  21.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi