17. Hukuk Dairesi 2014/17620 E. , 2017/938 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen dosyada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekilli, 28/01/2012 tarihinde müvekkilinin murisi ...."un sevk ve idaresinde bulunan davalıya trafik sigortalı.... plakalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu vefat ettiğini, müvekkilinin destekten yoksun kaldığını belirterek fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 3.000 TL maddi tazminat tutarının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 21/01/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile asıl dava yönünden davacı ... için dava değerini 37.121,95 TL arttırarak 40.121,95 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacılar vekili, aynı kaza nedeni ile müvekillerinin destekten yoksun kaldığını belirterek fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 6.000 TL maddi tazminat tutarının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 21/01/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini arttırarak toplam 80.091,05.TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıların 3. kişi olmadığını, muris sürücünün tam kusurlu olduğunu, davacıların tazminat talep etme haklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplananan kanıtlara göre, asıl dava yönünden; davanın kabulü ile; 40.121,95 TL’nin dava tarihi olan 24.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, birleşen dava yönünden; davacı ... tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 115/2 md gereğince usulden reddine, davacı .... . tarafından açılan davanın reddine, davacılar; ..... .... .... ve ....tarafından açılan davanın kabulü ile; .... için 545,00 TL, ....için 545,0 .TL,.... için 4.450,57 TL,....için 5.222,71 TL, ... için 7.796,51 TL, ... ... için 9.855,55.TL, ....için 16.290,06 TL, .... için 16.290,06 TL ve .... için 18.005,93 TL olmak üzere toplam 79.001,39 TL nin birleşen dava tarihi olan 11/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacılar ... ve ...."un fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dosyada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre asıl ve birleşen dosyada davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 7.477,33 TL kalan onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosyanın davalısından alınmasına 02/02/2017 gününde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Dava, trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın işletenin ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi kusursuz sorumlu olan işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu"nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK"nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır. Zarar gören destek, kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusur sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idiyse, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır. Müterafik kusurun nazara alınmasının, destek tazminatının miras hukukundan bağımsız olmasına dayandırılması doğru olmamaktadır. Zira destek, kendi kusurlu hareketi ile ölümüne sebebiyet vermiş ise bu eylem hukuka aykırı olmadığı gibi teknik anlamda kusurda sayılmadığından ölümünden sorumlu tutulamayacak desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelir. Bu da destek görenlerin, mirasçılara karşı da bu talep hakkını yöneltmelerine imkan vermek gibi bir sonuca gider.
Bu nedenlerle ister bizzat mağdur, isterse ölümü halinde diğer hak sahipleri bu haksız fiilden dolayı tazminat talep ettiklerinde, tazminat miktarının belirlenmesinde mağdurun (desteğin) müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiği kanaatinde olduğumdan Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.