15. Ceza Dairesi 2015/11967 E. , 2018/5521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olma, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
HÜKÜM : Beraat
Sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olma, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarından beraatlarına ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıklar ..., ... ve ..."nin suç tarihleri arasında Kırıkkale Özel Yaşam Tıp Merkezi"nin resmi; sanıklar ..., ... ve ..."ın ise gayri resmi ortakları oldukları, sanık ..."ın aynı zamanda söz konusu merkezde yetkili müdür konumunda bulunduğu, bu sanıkların suç tarihleri arasında haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurdukları ve yönetici pozisyonunda oldukları, sanıklardan ..."un söz konusu şirketin tahakkuk şefi, ..."ın muhasebe memuru, ..."un ise halkla ilişkiler müdürü olup, söz konusu örgütün üyesi oldukları, diğer sanıklar ... ve ..."ın ise hasta kabul ve kayıt memuru olarak çalışıp, söz konusu örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen pozisyonunda bulundukları, tüm sanıkların suç tarihleri arasında dosya arasında bulunan ve SGK müfettişi tarafından hazırlanan raporda belirtildiği üzere; toplam 71 enjeksiyon ve pansuman işlemini "acil poliklinik muayenesi" olarak gösterip SGK"ya bu şekilde fatura ederek kurumu 2.060,00 TL zarara uğrattıkları,Gıda isimli işyeri ile adı geçen tıp merkezi arasında yapılan portör anlaşması kapsamında, portör muayenesine gelen 90 kişinin kimlik bilgilerini kullanarak 473 ayrı muayene yapılmış gibi gösterip katılan ... 8.879,66 TL zarara uğrattıkları, Yahşihan ve Bahşılı ilçelerinde bulunan 8 ayrı ilköğretim okulunun 1245 öğrencisi adına 1255 acil poliklinik muayene kaydını bu öğrenciler ve velilerinden habersiz olarak yaparak muayene yapılmış gibi gösterip kuruma 12.240,00 TL"lik fatura kestikleri, Kırıkkale ilinde faaliyet gösteren çocuk yuvası ve yetiştirme yurduna ilişkin 2007-2008 yıllarına ait faturaların mevzuat değişikliği nedeniyle SGK tarafından ödenmemesi nedeniyle 01/10/2008-11/06/2010 tarihleri arasında çocuk yuvasında kalan 155 çocuğun kimlik bilgilerinin kullanılarak muayene edilmedikleri halde muayene edilmiş gibi gösterip SGK"ya 2.578,00 TL"lik fatura çıkardıkları, tıp merkezine hiç gelmemiş kişilerin kimlik bilgilerini kullanarak bu kişileri acilde muayene edilmiş gibi gösterip kuruma 12.140,05 TL fatura çıkardıkları ve kendi kurum personellerini hasta gibi gösterip provizyon alarak 10.907,97 TL"yi kuruma fatura ettikleri, bu şekilde kurumu toplamda 49.005,68 TL zarara uğrattıkları, söz konusu eylemlerin şirket sahip ve yöneticisi pozisyonunda olan sanıkların talimatıyla, sanıklar Volkan, Talat ve Tuğba"nın yönlendirmesi ve gözetimi altında, diğer sanıklar Bahar ve Döndü tarafından sahte kayıtlar yapılmak suretiyle gerçekleştirildiği, bu işlemlerin özellikle poliklinik muayenelerinde vatandaş katkısı alınmaya başlandıktan sonra vatandaş katkısı alınmayan acil polikliniğinde sahte acil vaka girişi yapılmak suretiyle mesai saatlerinden sonra gerçekleştirildiği, sahte yapılan muayeneler nedeniyle reçete tanzim edilmediği için bu durumdan adına sahte muayene kaydı açılan vatandaşların hiç birisinin haberinin olmadığı,
Sanıklardan ..."ın aynı zamanda, 29/04/2008 ile 01/06/2009 tarihleri arasında Bağ-Kur emeklisi olan babasından kalma yetim aylığını aldığı halde, bu aylığı aldığı sürede söz konusu tıp merkezinde SGK"ya haber vermeden sigortalı olarak çalıştığı ve bu suretle katılan ... 1.745,00 TL zarara uğrattığı, sanık ..."ın suç tarihlerinde sağlık güvencesinin olmadığı, bundan dolayı ablası olan sanık ..."ın kimlik bilgilerini onun bilgisi dahilinde kullanarak Kırıkkale Özel Yaşam Tıp Merkezi kadın doğum polikliniğinde muayene olduğu ve kürtaj yaptırdığı, bu suretle sanıklar Dilek ve Melek"in katılan ... 387,40 TL zarara uğrattıkları iddia edilen olayda;
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında suç örgütü kurmak ve yönetmek; sanıklar ..., ..., ... hakkında suç örgütüne üye olmak, sanıklar ... ve ... hakkında suç örgütüne suç işleyerek yardım etmek suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19.02.2013 tarih ve 6-1490/59 sayılı kararında açıklandığı üzere, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç örgütüne yardım etme suçları kamunun güvenliğine karşı işlenen suçlardan olup dolandırıcılık suçunu işlemek amacıyla kurulan örgütün eylemleri nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumunun doğrudan zarar görmesi ve davaya katılmasının da mümkün olmadığı; bu suçlar yönünden usule aykırı olarak verilen katılma kararının da hukuken kararı temyiz hakkı vermeyeceği anlaşıldığından; katılan kurum vekilinin temyiz inceleme başvurusunun 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanık ..."ın sosyal güvencesinin olmaması nedeniyle ablası olan sanık ..."ın kimlik bilgilerini kullanıp, kadın doğum polikliniğinde muayene olduğu ve kürtaj yaptırdığı iddia edilen olayda; sanıkların, görevlilerin denetim imkanını ortadan kaldıracak boyutta hileli hareketlerinin bulunmadığı, bu nedenle atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanık ..."nin 02/10/2007 tarihinden itibaren başka bir hastanede çalışıp, suç tarihlerinde Kırıkkale Özel Yaşam Tıp Merkezinde görev yapmadığı belirlenmekle, sanığın atılı suçu işlemediğinin sabit olduğu gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların yasal unsurları itibariyle oluşmadığı ve işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin atılı suçların sübut bulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
3-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Dosya arasında yer alan ve emekli Sayıştay denetçilerinden oluşan bilirkişi kurulunun vermiş olduğu 14/08/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre; haklarında enjeksiyon ve pansuman işlemi uygulanan hastaların acilde muayene olmadıkları, dolayısıyla acil poliklinik ücretinin kurumdan karşılanmaması gerektiği yönündeki müfettişlik değerlendirmesinin varsayıma dayalı olarak yapıldığı, bu nedenle raporun ve iddianamenin bu bölümünde belirtilen kurum zararının oluşmadığının düşünüldüğü, kendisiyle portör muayeneleri için anlaşma yapılanGıda Ltd. Şti. çalışanlarının portör muayenesi dışında herhangi bir nedenle tıp merkezine, müfettiş raporunda belirtildiği gibi KBB, dahiliye, acil ve göz polikliniğine muayeneye gitmiş olabilecekleri, o bölümde özetlenen tanık işçilerin ifadelerinin de bu olguyu güçlendirdiği, bu nedenle firma çalışanı işçilerin tıp merkezindeki tüm poliklinink ücretlerinin zarar olarak nitelendirilmemesi gerektiğinin düşünüldüğü, raporun 3. maddesindeki gerekçelere göre, tıp merkezinin okullarda yaptığı sağlık taramasından ücret alınmaması halinde verilen emek ve mesainin karşılıksız kalacağı, bu nedenle ilçe okullarında yapılan sağlık taraması için acil poliklinik ücreti üzerinden tahakkuk ettirilmesi ve bu ücretin SGK"dan tahsil edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığının düşünüldüğü, raporun 4. bölümünde belirtilen çocuk yuvasındaki çocukların muayene ve tetkiklerinin 2009 yılında yapıldığı, SHÇEK adına düzenlenen faturanın mevzuat nedeniyle ödenmediği için SGK"ya faturalandırma yapıldığı, kurumun yanlış faturalandırma nedeniyle ödeme yapmaması üzerine tahsil edilemeyen bu muayene ve tetkiklerin 2010 yılında medula sistemine girişinin yapıldığı, buna ilişkin olarak gösterilen 2.578,00 TL"nin kurum zararı olarak nitelendirilemeyeceğinin düşünüldüğü, tıp merkezine hiç gitmediklerini polis ve müfettiş karşısındaki ifadelerinde beyan eden kişilerin ifadelerinin yönlendirilmiş olabileceği gibi, polisin bizatihi kendisinin baskı unsuru olarak algılanabileceği, kişilerin korku ve panik halinde gerçeği ifade etmekten kaçınabilecekleri, bu nedenle salt polis ve müfettiş ifadesine göre değerlendirme yapılamayacağının düşünüldüğü belirtilmiş, mahkemenin de bu bilirkişi raporunu esas alarak sanıkların atılı nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatlarına hükmetmiş ise de;
Müfettiş tarafından yürütülen soruşturma aşamasında, tıp merkezi tarafından sağlık hizmeti verildiğinden bahisle kuruma faturalandırma yapılan bir çok kişinin bahse konu tıp merkezine hiçbir şekilde muayene için gitmediklerini beyan etmeleri, tıp merkezinin sağlık taraması yapmak üzere izin aldığı Yahşihan ve Bahşılı ilçelerinde bulunan 8 ayrı ilköğretim okulunun 1245 öğrencisi adına 1255 acil poliklinik muayene kaydının yapılmış olması, acil poliklinik kaydı yapılırken okuldan alınan sınıf listelerindeki sıralamanın dahi değiştirilmemiş olması, bu okullardan Bahşılı Atatürk İlköğretim Okulu müdürü Haluk Fikret Doğan, Barbaros İlköğretim Okulu müdürü Namık Kemal İlköğretim Okulu müdürü Mehmet Denizedalan, Cumhuriyet İlköğretim Okulu müdürü Mehmet Vatangül, Yahşihan TOKİ Şehit Piyade Onbaşı Murat Sıtkı İlköğretim Okulu müdürü Yemlihan Kurşun"un müfettişe verdikleri ifadelerinde, izin alınmasına rağmen okullarında herhangi bir sağlık taraması yapılmadığını, belirtildiği şekilde yaklaşık aynı tarihlerde bu kadar çok sayıda öğrencinin tıp merkezi acil servisine müracaat etmiş olması halinde durumdan mutlaka bilgi sahibi olacaklarını, hatta mevzuat gereği böyle bir salgın hastalık durumunda ilçe milli eğitim müdürlüğüne bilgi vermeleri gerektiğini beyan etmeleri, yine acil poliklinik muayene kaydı yapılan ve zehirlenme teşhisi konulan bir çok vakaya ilişkin adli rapor da tanzim edilmemiş olması ve sanıkların bu duruma herhangi bir açıklama getirememiş olmaları, çocuk yuvasında bulunan çocuklara ve tıp merkezi çalışanlarının bir kısmına sunulan sağlık hizmetlerinin gerçeği yansıtmadığının iddia edilmiş olması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, söz konusu tıp merkezinden hiçbir şekilde sağlık hizmeti almadığını beyan eden kişilerin ve adı geçen okul müdürlerinin duruşmaya çağırılarak usulüne uygun şekilde ifadelerine başvurulması, yine çocuk yuvasındaki çocukların muayene ve tetkiklerinin yapılıp yapılmadığı konusunda suç tarihinde görevde bulunan SHÇEK yetkililerinin belirlenerek beyanlarının alınması, kurum müfettişi tarafından ifadesi alınan ve kendileri hakkında gerçek bir muayene ve tedavi işlemi yapılmadığını beyan eden tıp merkezi çalışanlarının da ifadelerine başvurulmasından sonra, dosyanın kül halinde aralarında tıp alanında uzman bir bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetine tevdi edilerek, kuruma fatura edilen muayene ve tetkik kayıtlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, herhangi bir usulsüzlük olup olmadığı, kurum zararı bulunup bulunmadığı, zarar bulunuyor ise her bir sanıklar açısından ayrı ayrı kesin olarak tespitinin istenmesinden sonra, sanıkların hangi eyleme ne şekilde iştirak ettikleri de denetime olanak verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılarak hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.