8. Hukuk Dairesi 2013/10303 E. , 2014/2835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2012/612-2013/66
S.. K.. ve müşterekleri ile M.. Ö.. aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali davasının kabulüne dair Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 14.02.2013 gün ve 612/66 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili 20.11.2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; miras bırakan halaları İ.. Ö..’in (E..) Ağustos 2012 tarihinde öldüğünü, dilekçede yazılı olan kişilerin mirasçı olarak kaldıklarını, davalı kişinin murisin uzun zamandır ayrı yaşadığı eşi olduğunu, murisin ölümünden sonra eşinin Mudanya Noterliği’nden 04.09.2012 tarih ve 09246 yevmiye ile veraset belgesi aldığını, bu belge ile murise ait bankalardaki paraların çekildiğini ve murisin taşınmazlarının tapuda intikallerini yaptırarak kendi kardeşi üzerine temlik ettiğini öğrendiklerini, esasen Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/587-615 Esas ve Karar sayılı hasımsız veraset belgesini aldıklarını, bu nedenle Mudanya Noterliği’nde düzenlenen veraset belgesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılara dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiştir. M.. Ö.. vekili cevap dilekçesinde özetle; noterlikte alınan veraset belgesinin sahte olmadığını, davacıları bu güne kadar tanımadığını, kendisinin murisin tek mirasçısı olduğunu, başkaca mirasçı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, Mudanya Noterliği’nde 04.09.2012 tarih 09246 yevmiye sayılı veraset ilamında, murisin annesinin ilk evliliğinden olma çocukları, M..’in çocukları H.. S.. K.. ve A.. U.. ile A.. K..’nun çocukları A.. S.. G.. ile Y.. K..’ya pay verilmemesi nedeniyle itirazın kabulüne, veraset ilamının iptaline verasetin sübutuna H.. M.. ve H.. H.. kızı 01.06.1935 doğumlu İ.. Ö..’in mirasının dört payını M.. Ö..’e, birer payının A.. ve A.. oğlu Y.. K.. ve A.. S.. G..’e, diğer birer payın M.. ve Y.. oğlu S.. K.. ve A.. U..’a aidiyetlerine kararı verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 13.11.2012 tarih, 2012/587-615 Esas ve Karar sayılı hasımsız mirasçılık belgesi dosyası getirilmiştir. Davacıların S.. K.. ve A.. U.. oldukları buna göre, H.. M.. ve H.. H.. kızı İ.. Ö..’in mirasının tamamı sekiz pay kabul edilerek veraset belgesinde yazılı olan kişilerin mirasçı olduklarının belirlenmesine kararı verilmiştir. Mudanya Noterliği’nden alınan 04 Eylül 2012 tarih ve 09246 yevmiye numaralı mirasçılık belgesi fotokopisi dosyadadır. Talepte bulunanın M.. Ö.. olduğu, miras bırakan İ..Ö..’in 15.08.2012 tarihinde ölümü ile tek mirasçısının M.. Ö.. olduğuna ilişkin olduğu görülmüştür. Eldeki dava, Sulh Hukuk Mahkemesine açılmıştır. Dilekçenin sonuç ve talep kısmında sadece Mudanya Noterliği’nden alınan veraset belgesinin iptali talep edilmiştir. Davanın hasımlı olarak açıldığı görülmüştür. Davacılar yargılama aşamasında yeni veraset belgesi verilmesini talep etmemişlerdir. Tanıklar dinlenmiştir. Açıklanan olgular tarafların ve Mahkemenin bilgisi dahilindedir.
Uyuşmazlık, veraset belgesinin iptaline ilişkin davaların Sulh Hukuk Mahkemesi’nde mi, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’nde mi görüleceğinde toplanmaktadır. Bilindiği üzere, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında Mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerekir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Eldeki dava 20.11.2012 tarihinde açılmıştır. 1086 sayılı HUMK’nun 8/II-5 bendine göre, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle bu belgenin değiştirilmesi veya iptaline ilişkin davaların Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevi kapsamında olduğu yazılıdır. Ne var ki, 6100 sayılı HUMK’nun 1. maddesine göre, Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayılır. Aynı Kanun’un 2. maddesinde ise, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarda şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli Mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Yine HMK’nun 4/1-ç maddesine göre, bu Kanun ile diğer Kanunların Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hakiminin görevlendirdiği davalara Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bakılır, hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun’un 383/1. maddesinde ise, çekişmesiz yargı işlerinde görevli Mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu açıklanmaktadır. Ayrıca, genel hüküm niteliğindeki 4721 sayılı TMK’nun 598/1. maddesinde ise, veraset belgesinin Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilmesi öngörülmüştür. Yine 6100 sayılı Kanun’un 382/1-c maddesinin 6. bendine göre, mirasçılık belgesi verilmesinin Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği ve çekişmesiz yargı kapsamına alındığı yazılıdır. HMK’nun 382/2-c maddesinin 6. bendine göre, Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin sadece veraset belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevli olduğu anlaşılmaktadır. Bu maddenin yorumlanmasından veraset belgesinin iptalinin veya değiştirilmesine ilişkin davaların Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bakılmayacağı, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır. Somut olayda olduğu gibi, veraset belgesinin iptali davalarının mutlak suretle hasımlı olarak açılması zorunluluğu bulunduğundan çekişmeli yargı haline gelmiştir. Bu durumda eldeki davaya Sulh Hukuk Mahkemesi’nde değil, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bakılıp karar verilmesi gerektiğinden bu nedenle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca Yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.