Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11567
Karar No: 2016/5784
Karar Tarihi: 26.05.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/11567 Esas 2016/5784 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/11567 E.  ,  2016/5784 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.06.2015 tarih ve 2012/528-2015/490 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.05.2016 günü hazır bulunan davacı-karşı davalı asil ... ve vekili Av. ..., davalı-karşı davacı vekilleri Av. ... ile Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 01/10/2007 başlangıç 31/12/2013 bitiş tarihli belirli süreli iş sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince davacının davalı şirkette genel müdür olarak çalışmaya başladığını, sektörde tecrübesi ile tanınan başarılı bir yönetici olduğunu, davalı şirketin kurulmasında kurucu olarak görev yaparak davalı şirketin genel müdürlüğünü yaptığını, kısa zamanda davalı şirketin sektörün öncü kurumlarından biri konumuna gelmesini, ülkenin birçok yerinde bulunan hastanelerin işletmelerine ortak olarak en büyük hastane zincirlerinden biri olmasını sağlamasına rağmen davalı işveren tarafından 23/11/2010 tarihinde hiçbir haklı neden bulunmaksızın teamüllere, etik kurallara ve kanunda öngörülen usule aykırı olarak yazılı bildirim kuralını dahi ihlal ederek sözlü bir bildirim ile iş sözleşmesinin haksız olarak fesh edildiğini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL kıdem tazminatının, 5.000,00 TL ücret alacağının ve 20.000,00 TL manevi tazminatın 23/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile istemini artırmıştır.
    Davalı vekili, davacının davalı şirketin yönetim kurulu ve hissedarı olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin ağırlıklı unsurunun hissedarlık ilişkisi oluşturduğunu, hissedarlık sözleşmesine ek olarak hizmet sözleşmesi adında bir sözleşmenin var olmasının ilişkinin niteliğini değiştirmeyeceğini, bu nedenle uygulanması gereken bu kurallar açısından iş mahkemesinin görevsiz olduğunu, davacının davalı şirketle arasındaki hukuki ilişkinin baskın unsurunun Türk Ticaret Kanununun şirketi temsil ve tam yetkili yönetim kurulu üyeliği veya Borçlar Kanunun vekalet sözleşmesi hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini, taraflar arasında tahkim yargılamasının mevcut olduğunu, bu hususun bekletici mesele sayılmasını, hizmet sözleşmesinin şirketi temsile yetkili kişilerce feshedilmediğini, bizzat davacı tarafından sonlandırıldığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise, davacının sözleşmeyi haklı sebebe dayanmaksızın feshetmesinden sonraki davranışlarının iş sırrının saklanması ve rekabet yasağı kurallarına aykırı hareket ederek müvekkili şirketin maddi zararlara uğrattığını iddia ederek, şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı şirket arasında 01/10/2007-31/12/2013 arası dönem için belirli süreli iş sözleşmesi akdedildiği, davacı, davalı şirkette genel müdür olarak çalışmaya başladığı, ayrıca sözleşmeyle davalı şirketin %20 hissedarı olarak ve yönetim kuruluna 5. üye olarak seçileceğinin kararlaştırıldığı, ücret olarak da genel müdürlük görevi için yıllık brüt 365.000,00 TL ödeme yapılacağının tespit edildiği, işten ayrılması öncesi oluşan ortamın yarattığı nedenler ile davacının, davalı şirket genel müdürlüğünden kendi isteği ile ayrılmadığı, işine son verildiği, davacının, davalı şirketteki genel müdürlük görevine son verilmesi nedeni ile 24/11/2011-31/12/2013 arası dönem için sözleşmeye göre çalışsaydı alacağı net ücretin 913.742,71 TL olarak tespit edildiği, manevi tazminat istemi koşullarının oluştuğu, karşı davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı/karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı/karşı davacı vekilinin karşı davaya ilişen tüm temyiz itirazlarının reddi ile karşı davadaki hükmün onanması gerekmiştir.
    2- Davalı/karşı davacı vekilinin davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı/karşı davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    3- Dava, davalı şirkete sözleşmeyle atanan ve genel müdür olarak görev yapan davacının sözleşme süresi dolmadan davalı tarafından 23/11/2010 tarihinde haklı neden olmaksızın sözleşmesinin feshedilmesi nedeni ile bakiye ücret alacağı, maddi ve manevi zararlarının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece sözleşmeye her aykırılığın manevi tazminatı gerektirmeyeceği nazara alınmadan davacı tarafın manevi tazminat istemine ilişkin koşulların oluşmadığı gözardı edilerek isabetli olmayan yazılı gerekçelerle manevi tazminatın hüküm altına alınması doğru görülmemiştir.
    Öte yandan, mahkemece hüküm altına alınan alacak miktarının davaya dayanak yapılan sözleşmenin niteliği de nazara alınarak yasal faizi ile tahsile karar verilmesi gerekirken denetlenebilir yasal dayanağı da gösterilmeden yazılı şekilde devlet bankalarının 1 yıllık vadeli mevduata ödedikleri en yüksek banka mevduat faizi oranı üzerinden tahsiline hükmedilmesi doğru olmadığı gibi ıslahla artırılan miktara ıslah tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmek gerekirken yazılı şekilde 31.12.2013 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı/karşı davacı vekilinin karşı davaya ilişen tüm temyiz itirazlarının reddi ile karşı davadaki hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı/karşı davacı vekilinin davaya ilişkin diğer temyiz itirazlarına reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile davadaki hükmün davalı/karşı davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak mümeyyiz davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi