8. Hukuk Dairesi 2013/8773 E. , 2014/2834 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2012
NUMARASI : 2012/342-2012/540
F.. S.. ve müşterekleri ile K.. E.. ve müşterekleri aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali ve yenisinin verilmesi davasının reddine dair İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 17.12.2012 gün ve 342/540 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; miras bırakan H.. T.. T.. H.."ın ölümü ile İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 07.06.1995 tarih 1994/174 Esas 1995/528 Karar sayılı hasımsız veraset belgesiyle mirasçılarının belirlendiğini, ancak, bu kararda murisin beslemesi olarak S.. G.. isimli şahsın göründüğü, bu şahsında 30.8.1992 tarihinde ölmesiyle mirasçısı olarak eşi K.. ile çocukları A.., H.., E.. ve A.."un kaldıkları belirlenerek hasımsız veraset belgesi verilmiş ise hukukumuzda “besleme” olarak tabir edilen kişilerin mirasçı olamayacaklarından söz konusu veraset belgesinin iptal edilerek murisin mirasçılarını gösterir yeni bir mirasçılık belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğ edildiği, süresi içinde cevap vermedikleri görülmüştür.
Mahkemece, 6100 sayılı HMK"nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu ve Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli bulunduğundan bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemesinin görevsizliğine, karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından dilekçelerinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, eldeki dava 29.05.2012 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nun 1. maddesinde: mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 2. maddesi ise; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu yazılıdır. Aynı yasanın 4/1-ç maddesinde ise, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hakiminin bu kanun ve diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesi"ni görevlendirdiği davaları göreceği açıklanmıştır. Yine 6100 sayılı HMK"nun 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli Mahkemenin aksine bir düzenleme mevcut değil ise Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu yazılıdır. 382/2-c maddesinde ise miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin davalarda bu kapsamında sayılmıştır. Ne var ki, mirasçılık belgesinin iptali ve yeniden veraset ilamı verilmesi istekli davalar hakkında kanun metninde herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Tüm bu açıklamalardan ve değinilen yasa maddelerinden anlaşıldığı üzere eldeki dava mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin olup hasımlı olarak açılmıştır. Yapılan yargılama sonunda verilecek karar taraflar açısından kesin hüküm oluşturacağı ve çekişmeli yargı kapsamı da kalan dava türlerinden olduğu açıktır. Tüm bu nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali ve yeniden mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin hasımlı davalara bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve ilkeler gözönünde tutularak Mahkemece tarafların tüm delillerinin toplanması işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç itibariyle iddia ve savunma dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.