Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından müvekkili aleyhinde başlatılan icra takibine dayanak olarak gösterilen ve toplam 100.750,00 TL bedelli on adet senetteki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife bu icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, icra takibinin dayanağı senetlerdeki imzaların davacıya ait olduğundan davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce, senet altındaki imzaların davacıya ait olup olmadığı konusunda alınan iki rapor arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu senetlerin altındaki imzaların davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Dava, davacının, aleyhinde başlatılan icra takibinin dayanağı olan senetlerden dolayı üyesi bulunduğu davalı kooperatife borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece yaptırılan imza incelemesi sonucunda bozma öncesi alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile bozma sonrası alınan Jandarma Genel Komutanlığı"nın uzmanlık raporlarında 23.03.2000 tarihli 952 no"lu senet ve 31.12.2000 tarihli 953 no"lu senetler altındaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı, 25.04.2001 tarih ve 1471 no"lu senet altında ise davacıya atfen imza bulunmadığı görüşü bildirilmiştir. Bu durumda, mahkemece takip dosyası üzerinde inceleme yapılarak davacının imzası bulunmayan 952, 953 ve 1471 no"lu senetler yönünden ana para ve faiz alacağının tahsili amacıyla ne miktarda takip yapıldığı belirlenerek, bu senetler yönünden menfi tespit kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile imzaları davacıya ait olan senetlerdeki borcun takipteki borçtan fazla olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.