4. Ceza Dairesi 2018/8001 E. , 2019/5505 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbiri uygulanması, temyiz isteğinin reddi
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, CMK’nın 150. maddesi uyarınca müdafii görevlendirildiğinden bilgisi olmayan sanığın 06.03.2014 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulüyle ve Amasya 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 06.03.2014 tarih ve 2013/296 Esas 2013/449 Karar sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması;
2) Kabule göre de;
a) Akıl hastası olduğu iddia edilen sanığa savunmasının alındığı oturumda CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu müdafii tayin edilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
b) Dosya içerisindeki sanığa ilişkin tıbbi kayıtları dikkate alınarak, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu veya bir üniversite araştırma hastanesinin psikiyatri ana bilim dalı başkanlığından cezai ehliyeti ile ilgili olarak, suç tarihi itibariyle TCK"nın 32. maddesi uyarınca, “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, usulünce sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, tek uzmandan alınan 26.09.2013 tarihli raporla yetinilerek hüküm kurulması,
c) Akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyetinin bulunmadığından bahisle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık hakkında aynı Kanunun 57/1. maddesi gereğince yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verildiği halde, anılan Kanunun 57/2. maddesi gereğince “hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastasının, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece serbest bırakılmasına” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, (2-,a,b,c) numaralı bozma nedenleri hariç, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.