15. Ceza Dairesi 2015/8886 E. , 2018/5501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 52/2, 53/1, 58/6 ve TCK’nın 207/1, 53/1-2-3, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu ve sanığın 12.08.2013 havale tarihli dilekçesi ile eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin 16.09.2013 tarih ve 2012/1636 E. - 2013/390 K. sayılı ek kararının hukuki değerden yoksun bulunduğu kabul edilip, bu ek karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede,
Sanığın yokluğunda verilen hükmün, sorgusunda bildirdiği adresine tebliğe çıkartıldığı, adresin yetersiz olması nedeni ile iadesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ yapılmak suretiyle hükmün kesinleştirildiği görülmüş ise de, Tebligat Kanunu 10. maddesine göre bilinen en son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanuni usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan yasanın 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği, bilinen adresine çıkartılan tebligatın iadesi üzerine, daha önce aynı adrese kanuni usullere göre yapılmış bir tebligat bulunmamasına rağmen, Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, aynı yasanın 32/2 maddesi gereğince usulsüz tebliğ halinde, muhatabın hükmü öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla sanığın 12.08.2013 tarihinde yaptığı temyiz başvurusunun öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın komşusu olan katılanın yeşil kartının iptal edilmesi nedeniyle kendisine yeşil kart çıkartacağını söyleyip nüfus cüzdanını aldığı, kaymakamlık yerine kendisini PTT"ye götürerek orada bazı belgeler imzalattırdığı daha sonra adına sahte abonelik sözleşmeleri düzenleyerek iki adet hat çıkarttırdığı iddia olunan olayda bahse konu hat alınırken müştekiye ait Nüfus İdaresinin maddi varlığı olan nüfus cüzdanı fotokopisinin kullanılmış olması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 56/2 delaletiyle 63/10 madde 2. cümleye muhalefet suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.