Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/20854 Esas 2010/1059 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/20854
Karar No: 2010/1059

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2009/20854 Esas 2010/1059 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2009/20854 E.  ,  2010/1059 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Polatlı 1.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    TARİHİ :10.06.2008
    NUMARASI :Esas no: 2007/668 Karar no:2008/532

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm ziynet ve eşya alacağı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    1-Kararda hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmemiştir.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. maddesi, hükmün sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık , şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. (HUMK. md. 381/2).
    Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde düğünde takılan takılara karşılık 14546 YTL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Kısa karar ile gerekçeli karar arasında ziynet alacağına hükmedilen faiz ve kabul edilen 72 ekran televizyon yönünden çelişki yaratılmıştır.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.

    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20.01.2010 (çrş.)

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.