23. Hukuk Dairesi 2018/781 E. , 2020/3457 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; Bolu ve Düzce İşletme bölgelerinde el bilgisayarı ve II.ihbarnme Dağıtımı ve Enerji Kesme Açma Hizmet Alımı sözleşmesi imzaladığını, ancak işe başlandığında davalının yaptığı tüm öngörülerin yanlış olduğunun anlaşıldığını, müvekkiline verilmesi öngörülen işin %30"unun bile verilemediğini, 01/06/2011 tarihinden başlayan, 01/07/2012 tarihinde bitecek 12 aylık bir dönem için müvekkiline aylık 3.500 adet sayaç sökme takma işinin ek iş olarak verildiğini ve birim fiyatın %90"ından ücretlendirilmesi kararlaştırılarak zarar etmemesi için önlem alındığını, davalının Nisan 2013"den itibaren sayaç değiştirme işini durdurduğunu, müvekkilinin davalı ile iş ilişkisi süresince davalının yanlış hesabından başlayan zararlarını gidermek amacıyla sürekli olarak iğfal edildiğini, geçici çözümlerle işin içinde kalmak zorunda bırakıldığını ileri sürerek 158.287,50 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya verilen ihale konusu iş kapsamında taahhüt edilen işin tamamının verildiğini, öngörülen işlem sayılarının yetersiz olduğu durumlarda ise davacının önerilerine davacının da kabul ettiği gibi olumlu yaklaşıldığını, davacının sözünü ettiği azalmanın müvekkilinin kusuru ya da kastından meydana gelmediğini, iş azalması veya artmasının davacı tarafından basiretli bir tacir gibi öngörülebilir olması gerektiğini, davacının sözleşme kapsamındaki diğer işlere devam ettiği halde sırf tali iş niteliğindeki sayaç değiştirme işinin kanun hükmü ve EPDK talimatı doğrultusunda verilemeyişini kötü niyetli olarak haksız fesih diye nitelendirdiğini, hizmet alım sözleşmesinde tali işlerin yapılması konusunda müvekkilini zorlamaya yönelik herhangi bir düzenleme de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ..."ın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde iş eksikliği yaşandığı durumlarda davacı şirketin zarara uğramaması veya bu zararın denkleştirilmesi konusunda gerekli hassasiyeti gösterdiğinin tarafların kabulünde olması ve EPDK kararı dikkate alındığında davalı ..."ın sayaç sökme-takma işinin bağlanmış olduğu geciktirici koşulun gerçekleşmesini dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel olduğunun kabul edilemeyeceği, bu haliyle taraflar arasında düzenlenen sözleşme, ek protokol, teknik detaylı iş koşulları kapsamında yan edim olarak kararlaştırılan sayaç sökme-takma işinin bağlanmış olduğu ihtiyaç/gereklilik koşulunun gerçekleşmediği ve bu davalının da bu duruma dürüstlük kuralına aykırı eylemleri ile sebep olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf kanun yoluna götürmüştür.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi incelemesi sonucu; EPDK"nın yazısı ile yeni çıkarılacak yönetmelik yayımlanana kadar abonelerin sayaçlarının değiştirilmemesi, değiştirilmesi zorunlu ise sayaç bedelinin tüketicilerden alınmaması yönündeki yazıları nedeniyle değiştirilecek sayaç sayısında öngörülen sayıda bir düşüş yaşanacağı ve sözleşmenin bu yönüyle kısmen imkansızlaştığı davalı tarafından öngörülse idi böyle bir sözleşmeyi yapmayacağı bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesi yanlış ise de sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle HMK"nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.