Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/15737 Esas 2016/3877 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15737
Karar No: 2016/3877
Karar Tarihi: 31.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/15737 Esas 2016/3877 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/15737 E.  ,  2016/3877 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, TEMLİKEN TESCİL

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden maliki olduğu 1313 parsel sayılı taşınmazına davalının taşkın yapılaşmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, asli müdahilin davası ile karşı davanın reddini savunmuştur.
    Davalı, davacının komşusu olduğunu, otuz sene önce kendi taşınmazı zannıyla taşkın yapılaştığını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davası ile de; temliken tescile karar verilmesini istemiştir.
    Asli müdahil ..., komşu 1314 nolu parselin kendisine ait olduğunu, içindeki evi dedesinin yaptığını ve bu hali ile satın aldığını, iyiniyetli olduğunu, davalının kendi adına taşınmazı tasarruf ettiğini ileri sürerek, Türk Medeni Kanunu"nun 725. maddesi hükmü gereğince binanın işgal ettiği bölümün tapusunun iptali ile ifraz suretiyle 1314 nolu parsele ilavesine karar verilmesini istemiştir.
    Asıl ve karşı davanın reddine, asli müdahilin davasının kabulüne dair verilen karar, Dairece; ""... Somut olayda yapılan araştırma sonucu binanın davacı parseline taşkın olduğu ancak taşkın kısmın ifrazının mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Keza, kendinden beklenen özeni göstermeden çaplı taşınmazında inşa ettirdiği binayı komşu taşınmaza taşıran davalıların miras bırakanının iyi niyetli olduğundan söz etme imkanı da yoktur. Dolayısıyla TMK"nın 725. maddesi uyarınca temliken tescil koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Hal böyle olunca; asıl davanın kabulüne, müdahilin açtığı davanın ise reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir."" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak asıl davanın kabulüne, karşı dava ile müdahil davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, müdahil davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.

    -KARAR-

    Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, karşı dava ile asli müdahilin davası ise, temliken tescil isteğini ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, temliken tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak; asıl davada, dava değeri 8.000.-TL gösterilerek bu değer üzerinden harç yatırılmak suretiyle dava açıldığı ve yargılama sırasında harç ikmal edilmediği halde, asıl dava bakımından davacı taraf yararına hatalı olarak harçlandırılmamış değer üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
    Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının 10. maddesinde yer alan; "Davacı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 2.760,00-TL vekalet ücretinin davalı ..."dan alınarak davacı ..."a verilmesine,"" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine; "Davacı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12. maddesi hükmü uyarınca hesaplanan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davalı ..."dan alınarak davacı ..."a verilmesine,"" ibaresinin eklenmesine, davalı ile müdahil davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.