22. Hukuk Dairesi 2018/15316 E. , 2018/25578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini sona erdirdiğini, hizmet süresi boyunca yaptığı fazla çalışmalarının karşılığının ödenmediği gibi ulusal bayram ve genel tatillerde de çalışmasına rağmen bu çalışmaları için de ödeme alamayan müvekkiline yıllık izin hakkının da tam olarak kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti ile tatil günleri çalışma ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taşeron firma işçisi olarak çalıştığını, müvekkili ile aralarında hukuksal bir ilişki olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, temizlik işinin ihale ile değişik firmalara verildiğini ve davacının çalışmaya devam etmesinin tamamen firmaların takdirinde olduğunu, müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, alacağın zamanaşımına uğradığını söyleyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının davalı kurum nezdinde 15.02.1993-31.12.2013 tarihleri arasında 18 yıl 5 ay 4 gün ile çalıştığının kabulü ile,bu süre üzerinden işçilik alacaklarının belirlendiği görülmüştür. Davacı çalışma süresi boyunca yıllık izin hakkının 330 gününü kullanmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, 08.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen ve davacı tarafça ıslah edilen alacak kalemleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Anılan bilirkişi raporunda davacının hizmet süresine göre 334 gün izin hakkı olduğunu, dosyaya ibraz olunan; Ocak 2012 ile Aralık 2013 ayları arasındaki döneme ilişkin maaş bordrolarında davacının 2012 yılı Eylül ayında 10 gün, 2012 yılı Aralık ayında 6 gün ve 2013 yılı Ekim ayında 6 gün olmak üzere toplamda 22 gün izin kullandığı, bakiye izin gün sayısının 312 gün olduğu tespit edilerek bunun üzerinden izin ücreti alacağı belirlenmiştir.
Davacının çalıştığı süre boyunca toplamda 330 gün izin hakkını kullanmadığı yönündeki iddiası ve hüküm altına alınan izin ücretine esas bakiye izin gün süresi hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca kaç gün yıllık izin kullandığı konusundaki beyanı alınıp sonucuna göre yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmalı iken belirtilen husus yerine getirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile verilmiş olan karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı adına hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağının faiz başlangıç tarihi taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusudur.
Kıdem tazminatı alacağının gününde ödenmemesi durumunda ödenmesi gereken faiz, mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Ancak yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir. Davacının emeklilik şartlarını sağladığına dair Kurumdan aldığı bir yazı bulunmadığı durumlarda kıdem tazminatına ilişkin faizin dava tarihinden yürütülmesine karar verilmesi gerekir.
Davacı işyerinden emeklilik nedeniyle ayrıldığını ileri sürmüş olup, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre de davacının fesih tarihi itibarıyle aylık bağlanma şartlarını taşıdığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre; davacının emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshettiği, ancak kuruma başvurduğunu işverene belgelediğini ispat edemediği anlaşılmaktadır. ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 15.08.2018 tarihli yazısında; davacının 01.02.2014 tarihinden itibaren kurumlarından 4/A(55) kapsamında yaşlılık aylığı almaya devam ettiği bildirilmiştir. Davacının bu hususta davalı idareye bildirimde bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının emekliliğe hak kazandığına ilişkin yazının işverene hangi tarihte bildirildiğinin araştırılarak faiz başlangıç tarihinin buna göre tespit edilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabul şekline göre, davalı Bakanlığın 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesi j bendi uyarınca harçtan muaf olmasına rağmen harca mahkum edilmesi de doğru bulunmamıştır
Sonuç :Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 27.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.