Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/9509 Esas 2014/648 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/9509
Karar No: 2014/648
Karar Tarihi: 15.01.2014

Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/9509 Esas 2014/648 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Kocaeli Çocuk Mahkemesi'nin 18/10/2011 tarihli ve 2008/356 (E) - 2011/214 (K) sayılı kararı incelenmiştir. Suç mahiyeti hırsızlık olan davadaki suça sürüklenen çocukların savunmalarının aksini gösteren yeterli ve inandırıcı delil olmadığından, mahkumiyet kararlarının hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca işlenen suçun hukuki anlam ve sonuçlarını anlayıp davranışları yönlendirme yeteneği bulunup bulunmadığı değerlendirilmemiş olan suça sürüklenen çocuk Mutlu UYAR'ın uzman doktordan rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Suça sürüklenen çocukların cezalandırılması talebinde bulunulduğunda, suçun nasıl işlendiğinin belirlenmesi, yaş küçüklüğü nedeniyle yapılacak indirimin oranının 5237 sayılı TCK.nun 31/3 maddesi uyarınca 1/3 olması gerektiği, yaşının tespitinde sorun yaşanan suça sürüklenen çocuk N.. K..'ın gerçek yaşının araştırılıp tespit edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu sebeplerden dolayı mahkeme kararı bozulmuş ve cezanın ağırlaştırılamayacağı kuralı hatırlatılmıştır. Kanun maddeleri ise şunlardır: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-b maddesi, 532
2. Ceza Dairesi         2013/9509 E.  ,  2014/648 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 2 - 2012/114548
    MAHKEMESİ : Kocaeli Çocuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/10/2011
    NUMARASI : 2008/356 (E) ve 2011/214 (K)
    SUÇ : Hırsızlık

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü :
    I- Suça sürüklenen çocukların atılı hırsızlık suçunu işlemedikleri yönündeki aşamalarda değişmeyen savunmalarının aksini gösterir, mağdur İ.. Ö.."e karşı işlenen hırsızlık suçuyla ilgili olduğunda kuşku bulunan iletişim tespit tutanağından başka mahkumiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
    II- Kabule göre de;
    1- Hırsızlık suçunu işlediği sırada oniki yaşını doldurup, onbeş yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuk Mutlu UYAR"ın, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğinin değerlendirilmesi için uzman doktordan rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Suça sürüklenen çocukların 5237 sayılı TCK.nun 142/2-b (elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle hırsızlık) maddesi uyarınca cezalandırılmalarının talep edilmesi karşısında, mağdurun ayrıntılı ifadesi alınıp hırsızlık suçunun hangi suretle işlendiğinin (suça sürüklenen çocukların para cüzdanını mağdurun çantasını üstünde taşıdığı sırada mı yoksa işyerinde bıraktığı sırada mı çaldıklarının) belirlenmesi gerektiği gözetilmeden bina içinde işlendiği kabul edilerek eksik kovuşturmayla yazılı biçimde karar verilmesi,
    3- Suça sürüklenen çocuklar C.. Ç.. ve Burcu AKDUMAN"ın hırsızlık suçunu işledikleri sırada onbeş yaşını doldurup on sekiz yaşını doldurmadıklarından haklarında yaş küçüklüğü nedeniyle yapılacak indirimin 5237 sayılı TCK.nun 31/3 maddesi uyarınca 1/3 oranında olması gerektiği gözetilmeden ½ oranında indirim yapılarak eksik cezaya hükmolunması,
    4- 5271 sayılı CMK.nun 218. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir.” biçimindeki düzenlemeye istinaden, hakkındaki sosyal inceleme raporunda nüfus kaydına göre on üç yaşında ise de, fiziksel görünüşü itibari ile gerçek yaşının daha büyük (16-17) olabileceği belirtilen suça sürüklenen çocuk N.. K.."nın gerçek yaşı araştırılıp tespit edildikten sonra hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturmayla yazılı biçimde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 15/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.