Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/15356
Karar No: 2018/25570
Karar Tarihi: 27.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/15356 Esas 2018/25570 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıya ait banka kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davalının davacı adına bankadan çektiği para işlemlerinin yapıldığı tespit edilmiştir. Ancak, davacının sadece 17.06.2010 tarihli çekim ile alınan paranın kendisine teslim edilmeyip davalı uhdesinde tutulduğuna dair iddiası bulunmaktadır. Mahkeme, davalı tarafın istediği tanıkların dinlenilmemesi ve incelemelerin eksik yapılması sebebiyle iddia ve savunma hakkının kısıtlandığına karar vermiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi gereği, davanın taraflarının ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanmasının, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağı belirtilmiştir. Bu sebeple, davaya ilişkin detaylı bir şekilde inceleme yapılarak, hukuki teamüllerin araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 36. maddesi ile Anayasa'nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinin iddia ve savunma hakkına ilişkin düzenlemelerine de yer verilmiştir.
22. Hukuk Dairesi         2018/15356 E.  ,  2018/25570 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin eski çalışanı olduğunu, çalıştığı dönemde müvekkiline ait hesaplardan para çekme iş ve işlemlerinin olduğunu, aradaki güven ilişkisi gereği bu işlemlerin çoğu zaman kontrol edilmediğini, 17.06.2010 tarihinde çekilen 6.500 USD nin müvekkiline ödenmeyip uhdesinde tutulduğunu, bu durumun davacının iş ilişkisini istifa ederek sonlandırması üzerine şirkete karşı açtığı dava üzerine 19.07.2013 tarihinde farkettiğini, bu nedenle davalının sebepsiz zenginleştiğini, beyan ederek müvekkili adına çekilip teslim edilmeyen paranın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevsizlik ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, müvekkili ile birlikte diğer çalışanların veya firmaya iş yapan pek çok kişinin davacının talimatı ile adına para çekebildiğini, ancak çekilen bu paraların davacıya verilmesi sırasında işveren konumunda olması nedeniyle herhangi bir makbuz veya dekont alınmadığını, işyerindeki teamülün bu yönde olduğunu ve bunu tanık beyanları ile de ispat edebileceklerini söyleyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davalı taraf, tanık listesini ibraz etmiş ve dinlenilmelerini talep etmiştir.
    Mahkemece davalının bu konudaki talebi kabul edilmediği gibi, kabul edilmeme gerekçesi de belirtilmemiştir.
    İddia ve savunma hakkı, Anayasa"nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
    İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza da yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında, davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra, maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
    Dosya içeriğinden, yapılan bilirkişi incelemesinde; banka kayıtlarının incelenmesi neticesinde yapılan tespitler doğrultusunda, davalının 31.01.2008 - 17.06.2010 tarihleri arasında muhtelif zamanlarda davacı adına bankadan para çektiği anlaşılmaktadır. Bu para çekimlerinden biri hariç tamamının ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının 17.06.2010 tarihli çekim dışında diğer tüm çekimlerde bankadan tahsil edilen paraları teslim ettiği davacı tarafın da kabulündedir. Davacı taraf sadece 17.06.2010 tarihli çekim ile alınan paranın kendisine teslim edilmeyip davalı uhdesinde tutulduğunu, davalı da davacı işvereni adına çekilen paraların kendisine teslimi sırasında herhangi bir belge düzenlenmediğini, işyerinde bu yönde bir uygulamanın bulunmadığını ve dolayısıyla 17.06.2010 tarihinde çekilen parayı da davacıya teslim ettiğini ileri sürmüştür.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun senetle ıspat zorunluluğunun istisnaları başlıklı 203. maddesinin ( b ) bendi uyarınca ‘‘işin niteliğine ve tarafların durumuna göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemlerin varlığı konusunda tanık dinlenilebileceği’’ düzenlenmiştir. Bu durum karşısında Mahkemece yapılacak iş, davalı tarafından bankadan çekilip işverene teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmayan ödemeler ile ilgili belge düzenlenip düzenlenmediği, bu konuda işyeri uygulaması olup olmadığının araştırılarak, davalı tanıklarının da beyanlarının alınması suretiyle bu yönde teamül olup olmadığı belirlenmeli, bu hususta teamül varsa davalı tanıklarına ödeme hususu da sorularak ve tanık beyanları da değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece bu hususlar gözetilmeyerek, davalı tarafça bildirilen tanıklarının beyanları alınmaksızın eksik inceleme ile hukuki dinlenilme hakkını kısıtlar şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi