Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4913 Esas 2017/7510 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4913
Karar No: 2017/7510
Karar Tarihi: 31.10.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4913 Esas 2017/7510 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/4913 E.  ,  2017/7510 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Eldeki davada mahkemece ilk kez verilen 23.06.2014 tarihli karar, Dairemizin bozma ilamı ile “...Bu durumda, peşin sermaye değerli gelirin, gelir başlangıç tarihi itibarıyla (23.08.1996), artan iş göremezlik oranına(%35,20) göre belirlenmesi; yeni oran üzerinden belirlenmiş olan bu peşin sermaye değerli gelirden, gelir başlangıç tarihinden sürekli iş göremezlik derecesinin yükseldiği tarihe kadar ödenen gelirin, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek düşük iş göremezlik oranı ile artan iş göremezlik oranı arasındaki fark iş göremezlik oranına (%13,00) karşılık gelen miktarının mahsubu gerekecektir. Öte yandan yapılacak hesaplamada başlangıçtaki gelir onay tarihinin esas alınması gereği de dikkate alınmalıdır....Açıklamalar çerçevesinde bulunacak ilk peşin değerli tutara ve tedavi masrafına ilk rücu ile kesinleşen kusur uygulanmak ve ayrıca ilk rücu ile hükmedilen ilk peşin değerli tutar mahsup edilmek suretiyle Kurum alacağı saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
    Eldeki davada ise bozmaya uyulmuş ise de, bozma kararının yerine geldiğinden bahsedilmesi olanaksız olup, mahkemece fark fiili ödemeler yerine fark iş göremezlik gelirleri üzerinden ilk bozma kararımız çerçevesinde irdeleme ve araştırma yapılmak suretiyle Kurum alacağının var olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 31.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.