23. Hukuk Dairesi 2014/8693 E. , 2014/6812 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2011/278-2013/239
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkiline 57.000,00 TL aidat borcu ve gecikme cezası ödemesi için ihtarname gönderildiğini, daha sonra 58.000,00 TL anapara, 43.650,00 TL faiz olmak üzere toplam 101.650,00 TL"nin ödenmesi için ikinci ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine de müvekkilinin üyelikten ihraç edildiğini, yapılan işlemin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, 01.12.2007 tarih ve 38 nolu yönetim kurulu ihraç kararı ile, 29.06.2008 tarihli genel kurul kararının 7. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatifin sonradan çekilen vekili, müvekkili kooperatifin muhasebecisi olan davacının yanında çalışan elamanları Salih Turgut ve Yaşar Kulaksız"ın herhangi bir ödemeleri olmaksızın ortak olarak kaydedildiğini, yönetim kurulunun iki ihtarına rağmen ödeme yapmayan davacının ortaklıktan ihraç edildiğini, bu kararın davacıya 13.12.2007 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın üç aylık yasal süresinde açılmadığını, ihraç kararına itirazın genel kurula bildirilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatif yönetim kurulunca alınan ihraç kararının 13.12.2007 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren üç aylık hak düşürücü süre geçmesine rağmen genel kurul nezdinde karara itiraz edilmediği, dava da açılmadığı, 14.03.2008 tarihi itibariyle ihraç kararının kesinleştiği, 29.06.2088 tarihli genel kurulunca alınan ihraç kararının, ihracın kesinleşmesinden sonra yönetim kurulu işleminin onaylanması mahiyetinde olduğu, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/385 E. sayılı dosyasında verilen kararın emsal mahiyette olduğu gerekçesiyle, davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Ortakların tümünü ilgilendiren konularda alınan genel kurul kararları tebliğe ihtiyaç göstermeden genel kurula katılan, katılmayan bütün ortakları bağlar. Ortaklardan bir kısmı hakkındaki şahsi nitelik taşıyan kararların ise bağlayıcı olabilmesi için tebliği gerekmektedir.
Anasözleşmenin 23/4. maddesinde, yönetim kurulu tarafından verilen ortaklıktan çıkarma kararlarına itirazların incelenip, karara bağlanması genel kurulun görevleri arasında sayılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/4. maddesi uyarınca, yönetim kurulunun alacağı ihraç kararı üzerine ortak, genel kurula itiraz edebileceği gibi, mahkemeye iptal davası da açabilir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/3. ve anasözleşmenin 14/2. maddeleri hükümlerine göre, yönetim kurulunun ihraç kararına karşı genel kurula itiraz edilmiş ise, artık yönetim kurulunun ihraç kararına karşı iptal davası açılamaz. Dava, genel kurul kararına karşı ve tebliğinden itibaren üç ay içinde açılmalıdır. Zira, aynı hükümde, itiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı iptal davası hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacının 12.12.2007 tarihli yönetim kurulu kararıyla ihraç edildiği, bu kararın yazı ile davacıya 13.12.2007 tarihinde bildirildiği, bu bildirimden sonra yapılan 29.06.2008 tarihli genel kurulda ihracın kendiliğinden görüşülerek kabulüne dair şahsi nitelikte karar alındığı görülmektedir. Davacı, işbu davayı, yönetim kurulunun aldığı ihraç kararının bildiriminden itibaren üç aylık sürenin geçmesinden sonra açmışsa da, genel kurul davacının itirazı olmasa da esasen itirazı incelemeye görevli olduğuna ve görevli olduğu konuda ihraç kararını gündeme alıp, ihracı karara bağladığına göre mahkemece artık itirazın yapılmadığına bakılmaksızın ve dosya içerisinde bu genel kurul kararının davacıya tebliğine dair belgeye rastlanmadığı ve esasen davalının tebliğe ilişkin bir savunmasının dahi bulunmadığı da gözetilerek, davanın süresinde açıldığının kabulü ile davanın esasına girilerek, onaylanan yönetim kurulu ihraç kararının dayanağı olan ihtarnamelerin önce 1163 sayılı Kanun"un 27. ve anasözleşmenin 14/2. maddesi uyarınca şekli bakımdan, bundan sonra gerektiğinde gerçek borç ihtarı içerip içermediği yönünden incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, gerekçede emsal olduğu belirtilen Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/385 E. sayılı kararının henüz kesinleşmemiş olduğu ve esasen Dairemizce bozulduğu da gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Öte yandan, dava tarihinden önce 29.06.2008 tarihinde tasfiye haline giren kooperatifin unvanına dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 439/son (6102 sayılı TTK"nın 533/son) fıkrası uyarınca eklenmesi gereken "Tasfiye Halinde" ibaresinin, gerekçeli karar başlığında eklenmemesi de HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne uygun düşmemiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.