Esas No: 2019/1087
Karar No: 2019/5448
Karar Tarihi: 28.03.2019
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/1087 Esas 2019/5448 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Salihli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/04/2018 tarihli ve 2018/2201 soruşturma, 2018/1705 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Salihli Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/06/2018 tarihli ve 2018/1107 Değişik İş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 30/01/2019 gün ve 94660652-105-45-14887-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/02/2019 gün ve 2019/13307 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Mağdur vekilinin 05/06/2018 tarihli itiraz dilekçesinde belirttiği mağdura yönelik çocuğun cinsel istismarı iddialarına ilişkin şüpheli hakkında, zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde soruşturma yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
5271 sayılı Kanun"un, 236/3. maddesindeki, "Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. Bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanır." şeklindeki düzenlemeye nazaran, olay tarihinde 11 yaşındaki mağdur çocuk..."ın ifadesinin alındığı sırada yanında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulmamak suretiyle anılan Kanun"a muhalefet edilerek usul ve yasaya uygun bir soruşturmanın yapılmadığı anlaşılmakla, bu yönden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Salihli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/04/2018 tarihli ve 2018/2201 soruşturma, 2018/1705 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Salihli Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/06/2018 tarihli ve 2018/1107 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun"un, 236/3. maddesindeki, "Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. Bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanır." şeklindeki düzenlemeye nazaran, olay tarihinde 11 yaşındaki mağdur çocuk..."ın ifadesinin alındığı sırada yanında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulmamak suretiyle anılan Kanun"a muhalefet edilerek usul ve yasaya uygun bir soruşturmanın yapılmadığı anlaşılmakla, bu yönden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Salihli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/04/2018 tarihli ve 2018/2201 soruşturma, 2018/1705 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Salihli Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/06/2018 tarihli ve 2018/1107 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
CMK"nın 173. maddesi; "(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.
(6) (Değişik fıkra: 2/1/2017 - 680 S.K.H.K./11. md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır." biçimindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
CMK"nın 236. maddesinin 3. fıkrasında; “Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. Bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Anılan kanunun “Tanıkların Dinlenmesi” başlıklı 52. maddesi;
“(1) Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir.
(2) Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler.
(3) Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak;
a) Mağdur çocukların,
b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin,
Tanıklığında bu kayıt zorunludur.” biçimindedir.
İncelenen dosyada;
05/12/2007 doğumlu olup suç tarihinde 10 yaşını tamamlayıp 11 yaş içerisinde olduğu anlaşılan mağdur çocuk..."ın 20/03/2018 tarihinde avukat huzurunda kollukta alınan beyanında özetle; ifade tarihinden bir ay kadar önce mahallede bakkallık yapan... isimli kişinin kendisini bıçakla tehdit ettiğini, arkadaşlarını arayıp haber vermek istediğinde şüphelinin kendisine müdahale ederek "arkadaşlarını öldürürüm senin de eğitim hayatını bitiririm" diyerek aramasını engellediğini, bu arada kamera kayıtlarını sildiğini, şüphelinin telefonunun çaldığını ve şüphelinin kendisine "seni bir buçuk ay sonra tekrar edeceğim" dediğini, şüphelinin telefonunun çalması üzerine kendisinin dükkandan çıktığını, korktuğu için olayı kimseye söylemediğini, 20/03/2018 günü de okulda bayıldığını, hastaneye götürüldüğünü, eve gittiğinde tekrar bayılması üzerine yeniden hastaneye getirildiğini ve akabinde jandarmaya ifade verdiğini beyan ettiği, şüpheli ..."in 20/03/2018 tarihli ifadesinde özetle; mağdurun ailesi ile eşi tarafından akraba olduklarını, herhangi bir husumeti olmadığını, mağdurun babasıyla hesap konusunda anlaşamadığını ve alışverişi kestiğini, mağduru en son 2 ya da 3 gün önce babasıyla birlikte bakkalından alışveriş yaptığında gördüğünü, mağduru tehdit etmediğini savunduğu, mağdurun babası ..."ın kollukta alınan beyanında; şüpheli... ile aralarında husumet olmadığını, olaya dair bilgisinin bulunmadığını ve şikayetçi olmadığını beyan ettiği, soruşturma neticesinde silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında Salihli Cumhuriyet Başsavcılığınca "...şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair ve hakkında kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak mağdurun soyut iddiası dışında başkaca delil elde edilemediği..." biçimindeki gerekçeyle 03/04/2018 tarihinde 2018/2201 soruşturma, 2018/1705 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği, anılan kararın yaşı küçük mağdurun babası Ayhan Dönmez"e 17/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu karara yaşı küçük mağdur..."ın kanuni temsilcileri olan ... ve Nergiz Sapmaz tarafından süresinde itiraz edildiği, itiraz sürecinde mağdur ve kanuni temsilcilerinin vekili tarafından, şüphelinin yaşı küçük mağdura cinsel istismarda bulunduğuna dair ek dilekçelerin sunulduğu, mercii Salihli Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/06/2018 tarihli ve 2018/1107 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Yaşı küçük mağdura yönelik çocuğun cinsel istismarı iddialarına ilişkin olarak şüpheli hakkında, zamanaşımı içerisinde mahallinde soruşturma yapılabileceği değerlendirilmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli hakimliğin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen hakimlik, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya dosyada yer alan delillerin itirazla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için yeterli olmadığı durumlarda soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
Ceza Genel Kurulu"nun 18/09/2018 tarihli ve 2017/3-192 esas, 2018/360 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK"nın 236. maddesinin 3. fıkrasında; “Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. Bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Anılan fıkra, TBMM Adalet Komisyonunda eklenmiş olup, Komisyon raporunda mağduru korumaya yönelik olarak bu düzenlemenin yapıldığı belirtilmiştir. Görüldüğü gibi maddedeki düzenleme buyurucu hüküm niteliğinde olup, mağdur çocukların dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişinin bulundurulması zorunludur. Diğer yandan, 5271 sayılı CMK"nın “Tanıkların dinlenmesi” başlıklı 52. maddesinin 3. fıkrasında; tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya seslerin kayda alınabileceği ancak; mağdur çocukların, duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, tanıklığında bu kayıtın zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bu hüküm ile suçun mağduru konumundaki çocuk ve psikolojisi bozulmuş kişileri korumak amaçlanmış, ifade alma işleminin ses ve görüntü olarak kaydının yapılması sağlanarak işlenen suç nedeniyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdurun soruşturma veya kovuşturma aşamasında birden fazla dinlenmesinin ve adli süreçten olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmesine yönelik düzenleme getirilmiştir. 18 yaşından küçük olan mağdurun dinlenmesi sırasında Kanun"da öngörülen nitelikte bir uzmanın bulundurulmaması ve beyanlarına ilişkin görüntü veya seslerin kayda geçirilmemesi yasaya aykırı olmakla birlikte eğer mağdur 18 yaşını ikmal etmiş ise telafisi mümkün olmayan bu husus artık bozma nedeni yapılamayacaktır.
Somut olayda gelince, 05/12/2007 doğumlu olup suç tarihinde 10 yaşını tamamlayıp 11 yaş içerisinde olduğu anlaşılan mağdur çocuk..."ın ifadesi 20/03/2018 tarihinde vekil huzurunda kolluk görevlileri tarafından alınmış, ifade sırasında CMK"da öngörülen nitelikte bir uzman bulundurulmamış ve beyanlarına ilişkin görüntü veya sesler kayda geçirilmemiştir. Ayrıca yaşı küçük mağdurun ifadesinde şüphelinin bakkallık yapan... olduğu belirtilmiş, yaşı küçük mağdurun babası olan ..."ın ifadesinde şüpheli olarak... ismi beyan edilmiş, kolluk tarafından şüpheli olarak ..."in ifadesi alınmıştır. Yaşı küçük mağdurun ifadesinde geçen bakkallık yapan..."in şüpheli ... olup olmadığı teşhis ya da kolluk araştırması yapılmak suretiyle netleştirilmemiştir. Bu açıklamalar karşısında; yaşı küçük mağdurun CMK"da öngörülen biçimde yöntemince ifadesinin alınması, taraflar arasında husumet olmadığının belirtilmesi nedeniyle yaşı küçük mağdurun beyanına itibar edilip edilemeyeceğinin araştırılıp değerlendirilmesi, mağdurun ifadesinde geçen bakkallık yapan..."in şüpheli ... olup olmadığının teşhis ya da kolluk araştırması yapılmak suretiyle netleştirilmesi suretiyle eksik yapılan soruşturmanın neticelendirilmesinden sonra, itirazın kabulü veya reddi yönünde bir karar verilmesi gerekirken, bu süreç işletilmeden kurulan itirazın reddine ilişkin mercii Salihli Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/06/2018 tarihli ve 2018/1107 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Salihli Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/06/2018 tarihli ve 2018/1107 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.