11. Ceza Dairesi 2017/16671 E. , 2020/1873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafinin diğer temyiz talepleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarihli, 2013/8-151/304 sayılı kararında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği; sanığın sabıka kaydında yer alan en ağır cezayı içeren Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2006/169 Esas ve 2009/598 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması gerekirken, hangi ilamın tekerrüre esas alındığının belirtilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından TCK"nin 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak, yerine ""Sanığın Silifke 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2006/169 Esas ve 2009/598 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen mahkûmiyet hükmü tekerrür oluşturduğundan, TCK’nin
58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ibaresinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
2- Başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince
TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, TCK"nin 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, hakkında arama kararı bulunan sanığın, rutin kolluk denetimi sırasında, yakalanmamak maksadıyla, kardeşi ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini ibraz etmesi ve kolluğun şüphesi nedeniyle belgenin sahte olup olmadığı sorulduğunda sanığın gerçek kimlik bilgilerini açıklamasından ibaret eylem nedeniyle mağdur ... adına bir adli ya da idari soruşturma başlatılmasına sebebiyet vermediğinden sanığın eyleminin kül halinde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan da mahkumiyet hükmü verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.