11. Hukuk Dairesi 2015/11126 E. , 2016/5699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08.07.2015 tarih ve 2015/2018-2015/308 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın ... Şubesi"nde mevduat hesapları olup, tasarruflarını bu şubede açtığı TL, Euro ve USD ve fon hesaplarında değerlendirdiğini, müşteri temsilcisinin de ... isimli servis yetkilisi olduğunu, anılan çalışanın çeşitli yöntemlerle müşteriler nezdinde sağladığı güveni ve bankanın kendisine verdiği yetki ve görevi kötüye kullanarak müvekkili, eşi ve çok sayıda davalı Banka şubesinin diğer mevduat sahiplerinin hesaplarını boşaltıp, zimmetine geçirdiğini, olayın şahsın emekli olması ile ortaya çıktığını, davalının denetim görevini yerine getirmeyerek müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, mevduat hesabında bulunması gereken ana para tutarı olan 16.700,00 TL"nin ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, banka çalışanı ... ile banka dışında gerçekleşen arkadaşlığı ve şahsi güvene dayalı bir para alışverişi olması nedeniyle meydana gelen olayda müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, maddi tazminata ilişkin talebin bozmaya konu yapılmayarak kesinleştiği, manevi tazminat isteminin ise, bozma ilamında da belirtildiği üzere hesaptaki paranın makul bir süre ödenmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacı tarafın nasıl bir cismani zarara uğradığını, maddi nitelikte olmayan hangi kişisel değerinin ihlal edildiğini de kanıtlayamadığı gerekçesiyle, maddi tazminat istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin ise, reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, banka hesap sözleşmesine dayalı alacak ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir. Ancak, Dairemiz bozma ilamından önce alacak talebi hususunda verilen kabul kararının kesinleşmiş olmasına ve bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda da mahkemece bu gerekçe ile anılan istem yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesis edilmesine rağmen, hüküm fıkrasının 4. bendinde ""Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.004,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine"" şeklinde hüküm tesisi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4. bendinin hükümden çıkarılmak sureti ile kararın davacı yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.