Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/8421 Esas 2018/5468 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nun 155/2, 62, 52/2, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın katılan şirkette Vodafone Balıkesir satış temsilcisi olarak 18/01/2011 tarihinden olay tarihine kadar çalıştığı, satılması için kendisine teslim edilen kontörleri sattığı halde kontörlerden elde ettiği paraları katılan şirkete teslim etmeyerek hizmet nedeniyle güveni katüye kullanma suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda;
Şirket muhasebecisi olan ..."ın alınan beyanında, olay tarihinde sanığın aracında bulunan kontör kartlarının bulunduğu kutulardan birinin içinde kağıt parçalarının olduğunu görmesi üzerine sayımı içerde yaptığını, çıkan açığın sanık tarafından da kabul edildiğini belirtmesi, ayrıca bu beyanın tanıklar ... ve ... tarafından da doğrulanması; yine sanığın müşterilerinden olan ... ve Mehmet Ali Bıçakcı"nın da beyanlarında sanıktan peşin para ile kontör almalarına rağmen şirket tarafından borçlarının olduğunun bildirildiğini belirtmeleri karşısında; tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş olup mahkemenin atılı suçun oluştuğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak ;
1- Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçu birden fazla işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- TCK’nın 53/3. maddesine göre, mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.