Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/18206 Esas 2008/38 Karar Sayılı İlamı

Davacı, ilk prim kesinti tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine  karar vermiştir.     
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının ilk kesintinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşı ile dava tarihi arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava açıldıktan sonra Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün 22.5.2007 tarih ve 25529 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu Uygulama Tebliğinde değişiklik yapılmasına dair 7 seri no.lu Tebliği ile " Kanunun 2. maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde Kuruma kayıt ve tescilleri  yapılmamış ve bu tebliğ uyarınca sattıkları ürün bedellerinden 1.4.1994 tarihinden itibaren prim tevkifatı yapılan çiftçilerin tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle Kuruma yazılı talepte bulunmaları halinde, tevkifat tutarının Kurum hesaplarına intikal etmek şartı ile  tevkifat yapılan tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalılığının başlatılacağının bildirildiği, davacının henüz  Kuruma başvurmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Yapılan incelemede davanın 23.05.2007 tarihinde açıldığı davalı Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün 2926 sayılı Kanunun Uygulama Tebliğinde değişiklik yapılmasına dair 7 seri no.lu Tebliğinin 22.5.2007 tarih ve 25529 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak  yürürlüğe girdiği, dava açıldıktan sonra davacının bu tebliğ uyarınca Kuruma tescilinin yapılması ve ihtilafın çözülmesiyle ilgili olarak herhangi başvurusunun olmadığı, Kurumcada dava konusu sürenin kabul edildiğine dair herhangi bir belgenin dosya içerisinde bulunmadığı, anlaşılmaktadır.
Mahkemece henüz dava konusu uyuşmazlık davalı Kurumca çözümlenmediğinden davacıya anılan tebliğ gereğince davalı Kuruma başvuruda bulunması için önel verilerek Kurumca yapılacak işlem bekletici mesele sayılarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken  dava  konusuz kaldığından esasa ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.1.2008  gününde oybirliğiyle karar verildi.