16. Hukuk Dairesi 2020/3813 E. , 2021/997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro, sırasında ... İli ...,... Köyünde bulunan temyize konu 101 ada 193, 213, 209, 215 parsel sayılı, sırasıyla ...,... ve 1618,84 metrekare yüzölçümünde olan taşınmazlar tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları eski tapu kaydı, irsen intikal ve zilyetlik nedenlerine dayanarak tapu kayıtlarının iptali ve adlarına tescil talebiyle dava açmışlardır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacıların dayandığı tapu kayıtları taşınmazlara uymamakla beraber, lehlerine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, dava konusu taşınmazlar yönünden orman araştırması yapılmamış, zilyetlik araştırması yönünden ise ziraat bilirkişisinin taşınmazın zilyetliğe elverişli olduğu, dava tarihinden belli bir süre önceye kadar kullanıldığı yönündeki raporu ile, mahalli bilirkişilerin taşınmazların kullanıldığı yönündeki beyanları, gerçeğin bir görüntüsü olan hava fotoğrafları incelenerek denetlenmemiş; öte yandan 193 ve 213 numaralı parseller Kadastro Mahkemesinin 2009/69 sayılı dosyasında, 209 ve 215 numaralı parseller de 2009/75 Esas sayılı dosyasında davalı iken mahkemece verilen görevsizlik kararları temyiz denetiminden geçerek kesinleştiği halde bu taşınmazlar hakkında mahkemede başka davaların bulunup bulunmadığı araştırılmamış olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; davaya konu taşınmazlar hakkında başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılmalı, varsa HMK"nın 166. maddesi uyarınca aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, mahkemece en eski tarihli hava fotoğrafları ile 1973, 1983 ve 1994 yıllarına ait hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilen memleket haritası ile amenajman planı ve varsa ortofoto haritaları, hava fotoğrafları ve ortofoto haritaları Harita Genel Müdürlüğünden, memleket haritaları ile amenajman planı orman İşletme Müdürlüğünden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi ile taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte taşınmazların öncesinin hava fotoğrafları, memleket haritaları ve amenejman planında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 Esas, Karar; 14.03.1989 gün ve 35/13 Esas, Karar ve 13.06.1989 gün ve 7/25 Esas, Karar sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazlar çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma sonucu davaya konu taşınmazların öncesinin orman niteliğinde olmadığı, fiili durumda da orman sayılan yerlerden olmadığı ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, bu kez zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılmalı, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; taşınmazların kim tarafından kullanıldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.