Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 21.08.1996 tarihinden itibaren sigortalı olarak geçen çalışmalarının tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 21.8.1996 tarihiden itibaren köy bekçisi olarak geçen çalışmalarının tesbitini istemiştir.
Mahkemece, davacının 21.8.1996-29.1.2004 (dava tarihi) tarihleri arasında aralıksız 2680 gün çalıştığının tesbitine karar vermiştir.
Dosya içeriğinden, davacının 21.8.1996 tarihli bekçi seçim mazbatası ve bekçi tayin belgesi ile göreve başladığı, 1996/Eylül ve 1997/Kasım ücret bordlara ile yukarıda belirtilen begleler dışında davacı adına köy karar defterinde alınmış bir karar ve başkaca bir kayıt bulunmadığı, bu haliyle davacının 21.8.1996 tarihinde başlayan görevinin ne zamana kadar devam ettiğinin belirsiz olduğu, köy karar defterindeki bekçi maaşı ile ilgili 15.10.2000, 11.12.2002 ve 10.12.2003 tarihli kararlarda isim geçmediği gibi, 24.12.2002 tarihli kararda köy koruma bekçisi olan Y.V."ın 2002/Aralık ayında istifa ettiğinin yerine Bayrakincenin 1.1.2003 tarihinden itibaren görevlendirildiği, 31.12.2003 tarihli kararda bu defa B.İ."nin istifa ederek yerine Y.V."ın getirildiği, 5.4.2004 tarihli kararda ise iki bekçinin birden görevlendirilmesi yolunda karar alındığı, Mahkemenin bu kararları dikkate almadığı gibi yetersiz iki tanık beyanı ve bilirkişi raporu ile sonuca gittiği görülmüştür.
Mahkemece, 2.8.1996-29.1.2004 tarihleri arasında davalı köyde görev yapan muhtar ve azaların isim listesi ilgili Kaymakamlıktan istenerek bu kişilerin beyanlarına başvurulması, köy karar defterindeki kararların dikkate alınması, tanıklardan bu hususlarda bilgi sorulması, aynı zamanda birden fazla bekçinin görev alıp almadığının araştırılması davacının görevi ve görev süresinin ne olduğunun açıkça, şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yukarıda açıklanan olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde,  davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı Belediye Başkanlığına iadesine,14.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.